8 Temmuz 2011 Cuma

Yeni Tiyatro Dergisi sayesinde yeni bir dilin varlığını öğrendik: "İranca"...

Halkımı, tüyü bitmemiş yetimi bilgilendirip, onların tiyatral bilinç sahibi olabilmeleri için, elmasların incelendiği büyüteçlerle sözcüklere dikkat çekiyoruz!
Benim, halkımın, tüyü bitmemiş yetimin verdiği vergilerle beslenen Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Ayşenil Şamlıoğlu, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Nejat Birecik ve diğerlerinin verdiği reklâmlarla ayakta duran tiyatro yayın organlarını, gün yirmi dört saat yakın takibe almanın tatlı huzurunu yaşıyorum! (Fotoğraflar: Mesut Alptekin)


***


Hilmi Bulunmaz
8 Temmuz 2011


Ben, tiyatro yayınlarını okurken, bilmediğim birçok ad, birçok sıfat, birçok kavramla karşılaşıyorum. Bana, halkıma, tüyü bitmemiş yetime kazandırdıkları bu adlar, bu sıfatlar, bu kavramlar için, tiyatro yayıncılarına ne kadar teşekkür etsem(!) azdır. Benim, gayet yakından izlediğim ve bilmediğim birçok ad, birçok sıfat, birçok kavramla karşılaştığım tiyatro yayınlarından biri de, Yeni Tiyatro Dergisi ve bu derginin ücretsiz olarak armağan ettiği "Erbil Göktaş Oyun Kitaplığından" çıkan kitaplardır...

Bugünlerde, Yeni Tiyatro Dergisi "Erbil Göktaş Oyun Kitaplığından" 14 numaralı "oyun" olarak yayınlanmış "Hiçbir Şey" kitabını "ameliyat masası" üzerine yatırmış durumdayım. Yukarıdaki "Hiçbir Şey" adlı tanımlanması güç şeyin fotoğraflarının üzerlerine tıkladığınızda, "İranca" diye bir dilin varlığını öğrenmenin haklı gururunu yaşarken, bir yandan da, bunca yıllık ömrünüzde, böyle bir dilin varlığından haberdar olmadığınız için, derin bir üzüntü seline kapılacaksınız(!) Tabii, bu arada, kendinizi tutamayıp, hemen Internet ortamındaki "Özgür Ansiklopedi VİKİPEDİ"nin "İran" maddesine girmeyi akıl ederseniz, "İranca" diye bir dil olmadığını, İran'da "İranca" değil de, Farsça konuşulduğunu (yeniden) öğrendiğinizde, şaşıp kalabilirsiniz...

Ancak...

Siz ki, tiyatro esnafıyla pek içli dışlı olmadığınızdan, ne kadar sevinseniz azdır!

Oysa...

Ben, neredeyse, gün yirmi dört saat tiyatro esnafıyla iç içe olduğum için, varın benim hâlimi siz hesap edin!!

Bu arada...

Dün, "Yeni Tiyatro Dergisi'nin, 'Erbil Göktaş Oyun Kitaplığından' adıyla armağan ettiği 'Hiçbir Şey', kredi kartından bile daha dar; sadece 0.57 milimetre!" başlıklı bir belgesel yorum yayınlayınca, Yeni Tiyatro Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Erbil Göktaş, telefon edip şöyle söyledi:

"Bir de, kitabın içeriğiyle ilgilensen!"

Ben de, Erbil Göktaş'ı haklı bulup, "Yazar etiketiyle piyasaya sürülen herkesi biz yazar diye nitelemek zorunda olmadığımız gibi, üzerinde 'oyun' yazan her kitaba da, biz oyun demiyoruz!" başlıklı bir yazı yayınlamak zorunda kaldım.

Yeni Tiyatro Dergisi "Erbil Göktaş Oyun Kitaplığından" yayınlanmış "Hiçbir Şey" adlı tanımlanması güç şeyin arka kapağındaki "İranca" sözcüğünü hâlâ kavrayamadığımız için, kendimize kızmayı sürdürüyoruz. Ancak, bu konuda, beni, halkımı, tüyü bitmemiş yetimi ikna edici bir açıklama gelirse, tabii ki, o açıklamayı da, anında, hiç geciktirmeden, derhal ve hemen yayınlarız!