27 Şubat 2011 Pazar

Türkiye'de ilginç bir dönem daha kapandı: Alparslan Türkeş ve Bülent Ecevit'ten sonra Necmettin Erbakan da yaşamını yitirdi!

(Kaynak: Milliyet)


Parlamentoya giren siyasal partilerin eski önderleri, her ne kadar AB ve/ya ABD çıkarları doğrultusunda politika geliştiren bir ruh yapısına sahip olsalar da, yeni önderlere göre çok daha sıcak bir duygu oluşumuna neden olabilecek görüntü çiziyorlardı.

Parlamentoya giren siyasal partilerin eski önderleri, halkın çıkarları için değil, kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için politika yapmış olsalar da, insanlarda sıcak bir duygu oluşumuna neden oluyorlardı. Onların görüntülerindeki "millî" ögeler, şimdiki siyasal parti önderlerinde bulunmayan bir durumdur.

Parlamentoya giren siyasal partilerin eski önderleri, içlerinde derin bir kalıntı olarak kalmış bulunan "millî" öğeler, içerik olarak olmasa da, hiç olmazsa biçimsel olarak, onların anti-emperyalist görünüm kazanmalarına neden oluyordu.

Parlamentoya giren siyasal partilerin eski önderleri, "millî" görüntülerine karşın emperyalist kültürün içselleştirilmesine hiçbir itirazları yokken yada itirazları varmış gibi davranırlarken, pek samimî olmasalar da, şimdiki "millî olmayan millî" politikacılara göre, birazcık olsun daha sevimli bir hâldeydiler.

Parlamentoya giren siyasal partilerin eski önderleri, tek tek politika sahnesinden uzaklaşıp "ruhlar âlemi" sahnesindeki yerlerini aldıkça, "millî" sözcüğünü sözlüklerinden silmiş parlamentoya giren siyasal partilerin yeni önderleri, daha pervasız bir biçimde emperyalist kültürün taşıyıcıları olarak kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için cansiparane politik mücadele veriyorlar. (HB)