16 Şubat 2011 Çarşamba

400 yıldır dünya tiyatro sahnelerini kirleten sahte duygular mühendisi Shakespeare'le yatıp LİNÇ KAMPANYASI ile kalkan tiyatro esnafının dikkatine!...

İşte nefeslerin tutulduğu an... Yüzbaşı tetiği çekiyor, askerler hedef tahtasının yanında...


***


Ezenlerin tiyatral avukatı William Shakespeare'i kündeye getirip tuş eden Lev Tolstoy diyor ki:

"En büyük övücülerinin açıklamalarının da gösterdiği gibi, Shakespeare oyunları içerik olarak hiç değişmeyen, son derece sıradan bir dünya görüşünü dile getirir. Bu dünya görüşü, güçlülerin görünür yüksekliğini gerçek üstünlük olarak değerlendirir, çalışan yığınları, işçi sınıfını küçük görür; var olan düzeni değiştirmeye yönelik hem dinsel, hem insani heves ve arzuları yadsır."

(Bkz: Tolstoy, Sanat Nedir?, çev. Mazlum Beyhan, İş Bankası Yayınları, s. 358)


***


400 yıldır kendisine sahte duygular mühendisi William Shakespeare'i kılavuz olarak tayin eden tiyatro, hızla, hem de şimşek hızıyla sanat olmaktan uzaklaştı. "Felsefi düşünce ve sanat yasaları diktatörü" Goethe'nin dayatması sonucu, yaklaşık olarak 200 yıldır dünyayı karanlık ve rutubetli bir örümcek ağı gibi sarmalayan Shakespeareomanyatik tiyatral yozlaşmaya koşar adım sığınan ve bu yozlaşmadan yararlanarak kaz adımlarıyla tiyatro sahnelerini insanî duygulardan arındıran Türk tiyatrosu, ister istemez kendisini LİNÇ KAMPANYASI bataklığında buldu!

Kılavuzu Shakespeare olan Türk tiyatrosu, LİNÇ KAMPANYASI pisliğinden burnunu ilelebet kurtarabilmesi için, öncelikle Shakespeare'e bir tanrı, bir peygamber, bir kutsal kişi muamelesi yapmayı bırakması gerekir. Türk tiyatrosu, işçi sınıfının toplumsal çıkarlarını koruyan repliklerle halka seslenmediği, kraldan çok kralcı, padişahtan çok padişahçı, çardan çok çarcı ve burjuvazinin süs ağacı olan Shakespeare'in egemenlerden yana repliklerini, halkın üzerine fışkırttığı için, özeleştiride bulunması gerekir. Bu da yeterli olmaz; aynı zamanda, LİNÇ KAMPANYASI yapıp Coşkun Büktel'le bana (Hilmi Bulunmaz) sanatsal mobbing uygulama girişiminde bulundukları için, Coşkun Büktel'den, benden, halkımdan, tüyü bitmemiş yetimden özür dilenmesi gerekir. Bu dahi tam anlamıyla tatmin edici bir sonuç elde etmeye asla yetmez; örnekse yukarıda fotoğrafını, aşağıda metnini görmüş olduğunuz habere benzer haberlerdeki iddiaların, iddia olmanın ötesine geçip gerçeklik kazanması sonucu, bu tür insanlık dışı uygulamalara karşı, en azından protesto etme görevinin yerine getirilmesi gerekir!

Hulasa, bir tiyatrocunun, tiyatro sanatçısı olabilmesi için, Shakespeareomanyatik alandan, Shakespeareomanya duygusundan uzaklaşması, LİNÇ KAMPANYASI imzacısı olmaması ve insan doğasına aykırı bir uygulama olan militarizme karşı tavır takınması gerekir! (HB)


***


Komutanın ölümle oyunu


Şırnak’ta bir taburda atış taliminde çekilen görüntüler izleyenleri dehşete düşürdü. Görüntülerde askerleri hedef tahtasının yanına dizen yüzbaşı, pervasızca ateş ediyor

Şırnak’ta bir yüzbaşıya ait olduğu belirlenen görüntüler izleyenleri dehşete düşürdü. Askerleri hedef tahtasının kenarına dizen yüzbaşı, nişan alıyor, bacaklarının arasından ateş ediyor.Dün internet sitelerine düşen görüntüler Şırnak ’taki Akçay 6. Motorlu Piyade Tugayı Seslice Taburu’ndaki atış talimi sırasında çekildi. İddiaya göre askerleri hedef tahtasının etrafına dizip nişan alan kişi Özel Kuvvetler’de de görev yapmış olan yüzbaşı Metin Gürcan.

Bacakarasından ateş

Cep telefonuyla çekilen görüntü Gürcan’ın “Komutanım ben duramayacağım diyen varsa ayrılsın” sözleri ile başlıyor. Daha sonra hedef tahtasına nişan alan yüzbaşı, çevredeki 20’ye yakın askerin canını hiçe sayarak iki el ateş ediyor. Gürcan bununla yetinmiyor hedef tahtasına ve o tahtayı tutan askerlere sırtını dönüyor ve başını bacaklarının arasına sokarak ateş etmeye hazırlanıyor. Bu sırada olayı görüntüye kaydeden ve daha alt rütbeli bir askeri personel olan kişi yüzbaşıyı “Komutanım öyle yapmayın” diye uyarıyor. O sırada askerlerden biri korkudan arkadaşının arkasına saklanıyor diğeri üzerinden geçen kurşunlardan başını eğerek korunmaya çalışıyor. Ancak, yüzbaşı uyarıyı dikkate almıyor ve 3 el ateş ediyor. Daha sonra hedef tahtasının yanına giden yüzbaşı kurşunların nereye isabet ettiğine bakıyor. Toplam 5 el ateş alan silahtan çıkan kurşunlardan 4’ü hedef tahtasını buluyor bir tanesi ise sekiyor. Yüzbaşının ateş ettiği sırada tahtayı sol ve sağ tarafından tutan askerlerin ise iki uzman erbaş olması dikkat çekiyor.

Askerlerin hedef haline getirildiği atış taliminin sonunda ise bir komutan, “Bitti, kalk” emrini veriyor ve ardından yüzbaşı Gürcan, “Evet gençler teşekkür ediyoruz, hadi bakalım” diyor.

(Kaynak: Milliyet)