29 Kasım 2010 Pazartesi

Budalalığını meziyet sanan, sıfır bile alamayacak kadar tiyatro sanatının estetiğinden anlamayan LİNÇÇİ Erten, Jakobenist ruhunu üzerimize sıçratıyor!


Oyun'un notu: Bu mukaddime sunuş yazısını kaleme yazgaçlayarak alan Hilmi Bulunmaz'ın hemen alt kattaki paragraflarda işlediği izleksel ve tematik olguların görselliğini, göstergeselliğini, göstergebilimselliğini, semiyolojik dışavurumunu algılayamamakla birlikte, üstada olan aptalca bağlılımız nedeni ve sebebiyle, zâten aynı zamanda "açık ve kaçık toplum ideolojisi"nin üst-yapısallığının konstrüksiyonel fonksiyonel diyagonalliğindeki bu paragrafların içerdiği muhtevanın düşünce fikrine asla müdahale etmek istemedik!

Bizim asla ve kesinlikli bir mantıkla anlayamadığımız için kafa karışıklığını yaşama sürecine girdiğimzden Avrupa Birliği formlarına, normlarına, forum ve yorumlarına paralel bir çizginin koşutluğuna evrinen bu paragrafları, anlayan beri gelsin!!

Üstat Hilmi Bulunmaz, ne zaman ki vakit geldiğini ve hattâ timingin antremanını optimum noktada tutamayıp ipin ucunu kaçırır gibi keçiselleştiğinin hüsnü kuruntu sürecini proses ederse, işte o ânın enstantanesinde tane tane salkım hanımın üzüm bağındaki bağcıyı dövebilme ihtimaliyle olasılık ve logaritma hesaplaşması neticesinde LİNÇÇİ Yücel Erten üzerine bir değerlendirme sunuşu neşretme gayreti içerisine girse, resmen 657 kere saçmalıyor!!!

Neyse ki, bu ülkede "Sezuan'ın Kötü İnsanı" yaftasıyla piyasaya sürebileceğimiz yönetmen kırıntıları var da, biz de bu sayede, karşıtların birlik ilişkisiyle zıtların beraberlik ve yüzüklerin efendiliğinin başını çeken "Sezuan'ın İyi İnsanı" olabilecek insanların kalitesini algılayabiliyoruz!!!...


***


LİNÇÇİ Yücel Erten, "DALYARAK... ORTADAKİ SANDIK SİKE SİKE USANDIK... ÇÜKTEL... DALKÜREK... DÖRTVEREN..." sözleriyle dünya çapında ün kazanmaya aday bir "facebook bataklığı" üyesi fâni.

LİNÇÇİ Yücel Erten, ettiği küfürler, imzaladığı LİNÇ KAMPANYASI belgeleriyle, "facebook bataklığı" çukuruna, hergün biraz daha batıyor!

LİNÇÇİ Yücel Erten, damarlarındaki asil kanda mevcut olan "Jakobenist / Tepeden İnmeci" kudret sayesinde, kendisinin "sadrazamın sol bacağı" olduğunu ve bu nedenle, sürekli olarak tepede durduğunu sandığından, kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için, kendisini, meta estetiği inşa etme hareketinin içindeki minimalist ve militarist akımın derinlerindeki devlet ruhuna nakşettirmeye çalışıyor!!

LİNÇÇİ Yücel Erten, başta İzmir Devlet Tiyatrosu emekçileri olmak üzere, kendisi dışındaki bütün insanların, kendisinden daha aşağı bir yerde, örnekse Kasımpaşa gibi çukur bir yerde olduğunu duyumsayan bir mantıkla tiyatro yaptığı, insanlara kuş bakışı baktığı için, kendisi dışındaki tiyatro emekçilerini, güdülecek koyun olarak görmeye alışmış biri.!!!

LİNÇÇİ Yücel Erten'le ilgili ilginç ve acayip bir haberi, Yeni Asır Gazetesi'nden okuyup ibret alınız!!!... (HB)


***


Erten ile İzmirli oyuncular facebook'ta birbirine girdi


İlker Çoban
26 Kasım 2010


Yücel Erten, İzmir Devlet Tiyatrosu'nda yöneteceği oyun için istediği oyuncuların başka eserlerde görevli olması yüzünden rol alamamasına kızdı. Oyuncular karşılık verdi

Devlet Tiyatroları eski Genel Müdürü ve oyun yönetmeni Yücel Erten'in, İzmir'de sahnelemek istediği "Sezuan'ın İyi İnsanı" adlı oyun için istediği oyuncuların başka oyunlardaki görevleri yüzünden kendisine verilmeyişi tartışma yarattı. Erten'in, sosyal paylaşım sitesi facebook'a, "İzmir Devlet Tiyatrosu'nda Sezuan'ın iyi insanını aramaya çıkmıştım. Bulamadım, dönüyorum.." ifadesine, İzmirli tiyatrocular da sert yanıtlarla karşılık verdi.

İzmir Devlet Tiyatrosu Müdürü Hülya Savaş ise yaptığı açıklamada, oyuncularının büyük çoğunluğunun birkaç oyunda birden rol aldığını, Erten'in istediği oyunculara bu nedenle rol veremediklerini belirterek, "Yönetmenin istediği oyuncuların başka oyunlarda görevleri var. Hepsi yoğun ve yorgun. Erten bu yüzden alınganlık göstererek o cümleyi yazınca, oyuncu arkadaşlarımız da tepkilerini dile getirmişler" dedi.

Toplam 74 oyuncularının olduğunu, 50'den fazlasının şu anda çeşitli oyunlarda rol aldığını ve 10 oyuncunun ise tedavi gördüğünü belirten Savaş, "Bu konuda sanal ortamda tartışma yapılmasını doğru bulmuyorum" dedi.

PAMUK TIKAMAK

Tartışma, İzmir Devlet Tiyatrosu oyuncusu Yusuf Köksal'ın, Erten'in facebook'ta dile getirdiği tespitinin hakkaniyetli olmadığını belirtmesi üzerine büyüdü. Yönetmen Erten, "Yusuf kardeşim sen bu çok bilmiş lafları kendine sakla. Ben ölü g.t'ne, pamuk tıkar gibi tiyatro yapmam. İstiyorsan sen yap" şeklindeki sözleri üzerine Köksal, "Bu mudur yani yaklaşımınız? Ben yazdıklarınızdan utandım, bilmem başkaları da utanır mı? Doğru ve sağlıklı bir rol dağılımı yapmaya 'ölü g. t'ne pamuk tıkamak' diyorsanız, bana söz bırakmıyorsunuz demektir. İzmir Devlet Tiyatrosu oyuncularına hakaret etmekten de vazgeçin lütfen" şeklinde yanıt yazdı. İzmir Devlet Tiyatrosu oyuncuları da Erten'in sözlerini kınayarak, yazdıklarıa yorumlarla tepkilerini dile getirdiler.

Tartışma sırasında uzun bir yazı ile kendisini savunan Yücel Erten, tartıştığı oyuncuları suçladı. Oyuncu kadrosunu oluşturmaya çalıştıkları listeden Tayfun Eraslan, Yusuf Köksal, Serdar Kamalıoğlu ve Ozan Yıldırım'ın oyunda rol almayı reddettiğini iddia etti. Bunun üzerine oyunu İzmir'de sahnelemekten vazgeçtiğini belirten Erten, İzmir'de "18 Ekim'de başlayan rol dağıtım çalışmaları, söz konusu sanatçıların görevden kaçmaları ve yönetimin bu konudaki dirençsizliği nedeniyle 23 Kasım'da son buldu. Böyle bir tiyatroda oyun yapmayacağımı belirterek geri çekildim" diye konuştu.

İşte facebook'taki tartışmadan notlar

Serdar Kamalıoğlu: DT'de genel müdürlük yapmış, saygı değer bir tiyatro adamına yakışmayan üslubunuz karşısında daha ne söyleyebilirim ki. Siz ölmüşsünüz, haberiniz yok. Yeni dizide yine bekleriz. Sanırım size çakmak yerine bir paket pamuk alsam kızmazsınız..)))))

Yücel Erten: İşte bir tane daha. "Hem suçlu hem güçlü!" Otur, sıfır!

Canan Erener: Türk tiyatrosunun önemli bir ismi olarak bildiğimiz sayın Yücel Erten. Siz de bu kadar çirkin bir üslupla tiyatro yapma biçiminizi anlatıyorsanız, daha ne demeli? Bilemedim...

Özlem Fidan Kamalıoğlu: İyi ki hocam olmamışsınız... Akıldan kınayan, akıllı olsa bari. Tiyatroyu pamuk tıkamaya benzeten sizler, tedavi sırası sizindir...

Didem Onur Dizdaroğlu: Bir İzmir DT çalışanı olarak burada 'büyük yönetmen' diyebildiğimiz bir sanatçının bu tarz konuşmasını kendisine hiç yakıştıramadım ve eshefle kınıyorum kendisini! Buradaki tüm oyuncular iyi, disiplinli insanlardır... Böyle yönetmenlerle çalışmak istemiyorum!

Yücel Erten: Budalalıklarını meziyet sananlarla laf yarıştırmam. Yolunuz açık olsun...

Mustafa Şen: İzmir Devlet Tiyatrosu'nda yaşadığınız kast seçememe durumunuz sonunda hakaretleriniz ve bunu internet ortamında gayet aleni bir biçimde tartışmanız... Bir tiyatroyu bu kadar basit ve saçma cümlelerle eleştirmeniz... Şaşkınlık içindeyim....

Ceyhan Gölçek: Keşke hakaret etmeden önce insanları tanısaydınız. Bu arada sizin gözünüzde 'düşen' insanlar, en çok çalışan insanlar bu tiyatroda. Onlar öyle kolay harcanacak oyuncular değiller. Biraz sağduyu...

İbrahim Raci Öksüz: İzmir Devlet Tiyatrosu eleştirilebilir. Ama İzmir DT'ye, hele hele bu tiyatronun bir tarafından ter akıtan, canla başla çalışan oyuncularına hakaret etmek kimsenin haddi değildir. Değil Yücel Erten, isterse Peter Brook olsun. Yazıklar olsun Yücel Erten, yakışmadı. Hiç yakışmadı. Ha bu arada sormak istiyorum, şakşakçılar neredeler diye?

Tayfun Eraslan: Burada yazılanlar üstünden İzmir D.T. hakkında fikir yürüteceklere not: Çok Bilen Çok Yanılır, Ölüm Öpücüğü, Şili'de Av, Yoksun, Yollarda, Bir Garip Orhan Veli, Henry ve Alice'in Gizli Yaşamları, Bavul, Barut Fıçısı, Jean Darc'ın Öteki Ölümü, Sakarca, sezon başından bu yana yeni çıkan ve geçen sezonlardan devam eden oyunlar... Tarihe geçsin diye yazdım..

Yücel Erten: İroni diyebilirsiniz, kinaye diyebilirsiniz, ister beğenir ister beğenmezsiniz... Ama bundan "İzmir DT sanatçıları iyi insanlar değil, kötü insanlardır" anlamını çıkarırsanız, kendi meslekdaşlarınıza siz hakaret etmiş olursunuz, ben değil. Böylesi budalalığa kızamam bile. Biraz acır, biraz güler geçerim...

Oyunun konusu

"Sezuan'ın İyi İnsanı", Alman yazar Bertolt Brecht'in oyunlarından biri. Brecht, bu oyunun bir kısmını 1939-1941 yılları arasında, ABD'de yaşarken yazmış ve 1943 yılında tamamlamıştır. Sezuan ilk olarak 1943'te sahnelenmiştir. Brecht'in oyunu "Sezuan'ın İyi İnsanı"(1943) bugünkü toplum düzeninde hem iyi insan olmak, hem de ayakta kalabilmek mümkün mü, sorusunu ele alıyor.

(Kaynak: Yeni Asır)