28 Kasım 2010 Pazar

On yıldır Rahmi Dilligil dâvâsı rantını yiyen yayıncı(!) Demirkanlı'ya ders!

Oyun'un önemli notu: Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz şu satırları yayınlar yayınlamaz, hem gecenin geç saati ve hem de pazar / tatil günü olmasına karşın LİNÇ imzacısı Mustafa Şükrü Demirkanlı en aşağıdaki yazıyı, yangından mal kaçırır gibi, apar topar yayınlamak zorunda kaldı:

"Evet, doğru, ifade olanaklarımız imha edilmek istendi, imha edilmek isteniyor, imha edilmek istenecek. Türkiye tiyatrosunun gururunda değil, ama kuburunda yetişen tam 1100(?!) alçak, benim ve Coşkun Büktel'in sanatsal ifade olanaklarımızı Internet ortamında da olsa, imha etmek için, bütün alçaklıklarıyla üzerimize geldiler ve geldikleri gibi de gittiler. Ancak ben, Rahmi Dilligil'e asla benzemem; ben, Rahmi Dilligil'in sürdüğü gibi bir hayat sürmedim, sürmeyeceğim. Rahmi Dilligil'in çocuğuna, okuldaki arkadaşları, belki Mustafa Demirkanlı'nın doldurmasıyla 'hırsızın çocuğu' şeklinde bağırmış olabilirler. Ancak, ben, kendi haklarımı savunmasını bildiğim gibi, Rahmi Dilligil'in de haklarını savunabilecek durumdayım. Ne var ki, konuya tam olarak vakıf olmadığım için, şimdilik susup bekliyorum. Benim, suskunluğumu bozup Rahmi Dilligil'in haklarını da savunabilecek kadar gücüm ve zamanım olduğunda, bu konuya da değinmeye, bu konunun da ardına düşmeye kesin kararlıyım. Şimdi, nasıl olsa 'Ayşenil Şamlıoğlu'nun Şehir Tiyatroları'ndan, 'Lemi Bilgin'in Devlet Tiyatroları'ndan, 'Nejat Birecik'in Şehir Tiyatroları'ndan bol kepçe reklâm (avanta, diş kirası, sadaka, sus payı) alıyorsun diye, Mustafam Demirkanlım, kendine çok fazla güvenme. Ben, 'Rahmi Dilligil Dosyası'nı yeniden açabilecek bir duruma gelirsem, Ayşenil de, Lemi de, Nejat da, bayağı düşünmeye başlayacaklar!!!"

(Kaynak: Eğer Türkiye tiyatrosu bu hızla çürümeyi sürdürürse, Lemi Bilgin'le Ayşenil Şamlıoğlu'nun beslediği Mustafa'nın onursuzluğu, insanlık onurunu yenecek!)

***

Tarihi Dava İ. Rahmi Dilligil İçin Sonuçlandı... Hukuk Katledildi, Her Şey Yasal...

2001 yılında başlayan ve ancak sona yaklaşan "1. Perde Operasyonu" ile anılan davada İ. Rahmi Dilligil “Mahkumiyet Hükmünün Geri Bıraktırılması” kararıyla 6 yıl hapis alması kararına rağmen, her türlü indirimden yararlanarak mutlu sona ulaştı.

Dilligil savunmasında: "BDT Müdüründen 10.500 TL. Borç para aldığını, bu paraların tüketici kredisi olarak bankadan çekildiğini, kürsiyerlerden toplanan paraların kendisine gönderilmediğini, gardrop, dolap gibi malzemelerin kendi bilgisi dışında BDT personeline yaptırıldığını, parasını ne ise ödeyeceğini söylediğini, yatı borç para alarak satın aldığını, işlemlerin izninin bitmesi nedeniyle Hasan Ulusoy’a tamamlattırdığını, TV, VCD, Dekoderi Demirbaşa kaydetmek üzere Devlet Tiyatrolarına gönderdiğini savunmuştur."

Mahkeme bu savunmaya karşın şu kararı vermiştir: "Sanık İ. Rahmi Dilligil hakkında İhtilasen zimmet suçuna iştirak suçunu işlediği iddiası ile mahkememize kamu davası açılmış ise de, yapılan yargılamaya toplanan delilere ve tüm dosya kapsamına göre sanığa yüklenen suçun adiyen zimmet suçu niteliğinde olduğu ve sanığın üzerine atılı bu suçu işlediği, iddia, savunma, tanık anlatımları, keşif, bilirkişi raporları, ödenti dekontları ve tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanığın eylemine uyan 765 sayılı TCK Nun 202/1 maddesi gereğince cezalandırılması halinde 6 yıl, TCK Nun 202/2-3-son cümle gereğince cezadan 1/3 oranında indirim yapıldığında 4 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasının gerekeceği, bu durumda sonuç ceza açısından 765 sayılı TCK. nun sanık aleyhine olacağı, 5237 sayılı TCK. Nun sanık lehine olduğu anlaşılmakla,

Sanık İ. RAHMİ DİLLİGİL'in zimmet suçu sabit olduğundan eylemine uyan 5237 sayılı TCK. Nun 247/1 Maddesi gereğince sanığın suç işleme kastının yoğunluğu, suçun işlendiği yer ve zaman, sanığın şahsi ve sosyal durumu ve fiilden sonraki davranışları dikkate alınarak takdiren 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,
Sanığın Yargılama sürecinde hükümden önce olaydan dolayı etkin pişmanlık duyduğu anlaşıldığından verilen ceza TCK. Nun 248/2-2. Cümlesi gereğince cezasından 1/3 oranında indirim yapılarak sanığın 3 yıl 4 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına,

TCK.nun 249/1 madddesi gereğince zimmet suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle ceza takdiren yarı oranında indirilerek 1 Yıl 8 ay hapis cazasıyla cezalandırılmasına,

Sanığın yargılama sürecindeki olumlu davranışları dikkate alınarak TCK. Nun 62. Maddesi gereğince cezasından takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak sanığın 1 YIL 4 AY 20 GÜN HAPİS CEZASIYLA CEZALANDIRILMASINA.
Sanığın cezasından başkaca artırım ve eksiltim yapılmasına takdiren yer olmadığına, sanığın suç işleme hususundaki eğilimi ve sabıkasız oluşu dikkate alınarak sanığa verilen ceza ile ilgili olarak CMK.nun 231/5 maddesi gereğince HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,

CMK.nun 231/8 maddesi gereğince sanığın 5 yıl süre ile denetim süresine tabi tutulmasına,

Sanığın denetim süresi içerisinde herhangi bir yükümlülük yüklenmesine takdiren yer olmadığına,

Sanığın CMK.nun 231/10 maddesi gereğince denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemediği anlaşıldığında hükmün ortadan kaldırılarak davanın düşürüleceğine karar verileceğinin sanığa ihtarına,

CMK.nun 231/11. maddesi gereğince sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi halinde mahkemece hükmün açıklanacağının sanığa ihtarına , (İhtar edildi.)

Diğer sanıklar; Hasan Acar 5 YIL 2 AY 15 GÜN HAPİS CEZASIYLA CEZALANDIRILMASINA, M. Emin Gümüşkaya’nın 5 YIL 2 AY 15 GÜN HAPİS CEZASIYLA CEZALANDIRILMASINA karar verilmiştir.

… sanık İ. Rahmi Dilligil yönünden Bursa 5. Ağır Ceza mahkemesine itirazı kabil, diğer sanıklar yönünden Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar açıkça okunup usulen anlatıldı.”

Ne oldu peki?..

Devlet Tiyatroları adına müdahil olarak davaya katılan Başhukuk Müşaviri Av. Hüseyin Düzgün Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz etmedi. Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Türk Milleti adına aldığı karar İ. Rahmi Dilligil açısından kesinleşti, 5 yıl süreyle tekrar aynı suçu işlemezse bu işlediği suç da yok sayılacak.

Doğal refleks olarak, ayrıca görevi gereği davaya müdahil olarak katılan Devlet Tiyatroları Başhukuk Müşaviri Hüseyin Düzgün’ün neden itiraz etmediğini ise mağdur konumundaki kurum olan Devlet Tiyatroları ve Kültür ve Turizm Bakanlığı açıklayacaktır.

Devlet Tiyatroları tarihinde ilk kez bu denli önemli bir davaya muhatap olmuş, başrol oyuncusu ihmaller sonucu 5 yıl sonra aklanmış olarak yaşamına devam edecektir, diğer sanıklar için ise zaman aşımı uygulanmasına 4 yıl kalmış olup, onların da zaman aşımından yararlanacağı kuşkusu kamuoyunu endişeye sevk etmiştir.

"1. Perde Operasyonu” ile görevini yapan kolluk kuvvetleri yıllar sonra şu soruyu kendilerine sorarsa, haksız mı olurlar: “Biz neden bu kadar uğraştık?

Hukuk’la Yasa arasındaki çelişkiler kamu vicdanını sarsmaya devam ederse kaybedecek sadece Türkiye olacaktır.

Her şeyin yasal olması, her şeyin hukuksal olduğu anlamını taşımaz, kamu vicdanı nasıl rahat edecek?

(Kaynak: http://www.tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=2585)