Mehmet Ali Erbil, bir yanlış yapıyor ve anında özür diliyor.
Mehmet Ali Erbil, özür dilemesine karşın, işine son veriliyor.
Mehmet Ali Erbil, işine son verilmesine karşın, sözlü özürle yetinmeyip, bir de yazılı özür diliyor.
Mustafa Demirkanlı, üç buçuk yıl önce, Hilmi Bulunmaz'a "ANA AVRAT SÖVMEK" üzerine kurulmuş bir küfür metni oluşturdu.
Mustafa Demirkanlı, üç buçuk yıldır Hilmi Bulunmaz'dan özür dilemedi.
Mustafa Demirkanlı, sadece küfürle yetinmeyip, bir de LİNÇ KAMPANYASI düzenledi.
Ayşenil Şamlıoğlu, Mustafa Demirkanlı'nın bu iğrençliklerini cesaretlendirmek için, kendisine sürekli olarak reklâm (avanta, sadaka) vermenin yanı sıra, şimdi de, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nın "en görkemli ve en tartışmalı" salonu Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'ni peşkeş çekiyor.
Yani...
Kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için, televizyon programı yapan Mehmet Ali Erbil, bir yanlış yapıp şimşek hızıyla özür diliyor.
Ayşenil Şamlıoğlu, LİNÇÇİ ve KÜFÜRBAZ Mustafa Demirkanlı'yı yüreğinin tüm gücüyle destekliyor.
Benim, halkımın, tüyü bitmemiş yetimin verdiği vergilerle beslenen Ayşenil Şamlıoğlu'nu, ben, halkım ve tüyü bitmemiş yetim, asla affetmeyeceğiz! (HB)
***
ERBİL YAZILI AÇIKLAMA YAPTI
İşte Mehmet Ali Erbil'in açıklaması;
06.10.2010 Çarşamba günü Star Televizyonunda yayınlanan ve sunuculuğunu yaptığım "Çarkı Felek" programında canlı yayın esnasında ülkemde yaşayan bir çok insanı üzecek maksadını aşan bir cümleyi ağzımdan kaçırdım ve bu sebeple derin üzüntü içersindeyim...
Türk halkının yakinen bildiği üzere yıllardır bu tür canlı yayın eğlence programlarını sunmaktayım. Ve işimi yaparken tek amacım; seyreden insanları biraz olsun günlük streslerinden uzak tutabilmek için güldürmek suretiyle eğlenmelerini ve neşelenmelerini sağlamaktır. Ayrıca, yine Türk halkının malumu olduğu üzere kendi enerjimi ve heyecanımı her gün ilk yayınıma çıkarmışçasına yansıtır ve programların doğal atmosferine kendimi kaptırır adeta her seyirci gibi ben de programı yaşarım.
Takdir edilmelidir ki içimde herhangi bir kimseyi üzmek üzere tasarlanmış hiçbir art niyet olmadan işimi yaparken zaman zaman benim de hatalarım oluyor. İşime ve Türk halkına olan saygım nedeni ile azami dikkat göstermeme karşın bazen maksadım çok masumane de olsa sınırlar aşılabiliyor.Ancak, yıllardır ekranlardan Türk halkı ile neredeyse bütünleşerek yaptığım tüm programlarda, tiyatro oyunlarımda, dizilerde ve sinema filmlerimde keza kendi özel hayatımda genel prensibim olarak bir gruba, inanca, mezhebe, etnik köken yahut kültüre asla ve kat'a saygısızlığım olmamıştır. Her kesimden insanı eğlendiren bir komedyen olarak tüm bu hassasiyetlerim izleyenler tarafından yürekten anlaşıldığı için belki de tarihte çok az kişiye nasip olacak bir şekilde Türk halkının teveccühüne nail oldum. Bu teveccühün onurunu üzerinde taşıyan bir kişi olarak adı geçen yayında, memleketimdeki bir insanı dahi üzdüysem, içimde hiç bir art niyetin bulunmadığını ve canlı yayın heyecanı ile istemeden maksadı aştığını bilmelerini isterim. Bu vesile ile tüm Türk halkından özür dileyerek saygılarımı sunarım.
(Kaynak: Milliyet)
***
Ayrıca bakınız:
LİNÇ KAMPANYASI ana sponsoru Mustafa Demirkanlı'yla "ortaklık" kuran İ.B.B.Ş.T. Genel Sanat Yönetmeni Şamlıoğlu'nun ders çıkarması gereken bir durum!
Bu kadar iğrenç, bu kadar rezil, bu kadar yavşak, bu kadar halk karşıtı, bu kadar insan inançlarıyla oynayan zavallı bir alçağı izlemek zorunda mıyız?
LİNÇ KAMPANYASI ana sponsorlarından Tiyatro... Tiyatro... Dergisi, İ.B.B.Ş.T. Genel Sanat Yönetmeni Ayşenil Şamlıoğlu ortaklığıyla ayakta durabiliyor!