4 Haziran 2010 Cuma

Sinemacıların "sinema bir sanattır" anlayışını destekliyor; tiyatrocuların da LİNÇÇİLİĞİ bırakıp "tiyatro bir sanattır" demelerini bekliyoruz! (OYUN)

TÜRKİYE SİNEMA KONSEYİ'NDEN ALTIN KOZA'NIN ERTELENMESİNE TEPKİ


KAMUOYUNUN DİKKATİNE…


Adana Büyükşehir Belediyesi, bilindiği üzere, 17. Uluslararası Altın Koza Film Festivali’nin başlamasına bir hafta kala, İsrail’in Gazze’ye insani yardım götüren gemilere yaptığı insanlık dışı saldırı sonundaki ölümleri, “İnsanlar kan ağlarken, biz eğlenemeyiz” diye mazeret göstererek belirsiz bir tarihe erteledi.

Türkiye Sinema Konseyi olarak, kültür ve sanat festivallerini “eğlence” olarak gören, düşünce ve kararları kendinden menkul bu zihniyeti şiddetle protesto ediyoruz. Sinema bir “eğlence” değil, bir sanattır.

Festivalin ertelenmesi, sinema sektörümüzde kimseyi şaşırtmadı. Çünkü kamuoyunun yakından izlediği gibi Adana Büyükşehir Belediyesi son aylarda büyük bir iktidar boşluğu yaşamakta ve Belediye de şu an vekâleten yürütülmektedir. Sorun İsrail’in malum saldırısı değildir. Sorun, uzun zamandır film festivalinden kurtulmak isteyen bazı siyasi partilerin yerel yöneticileridir. Daha önce bunun için zemin yoklanmış ama cesaret edilememişti. Dünyadaki bazı örneklere özenilerek, gereksiz şekilde şatafatlı görsellikleri öne çıkarılıp büyütülen ve pahalanan festival zaten ekonomik bir yük olarak görülüyordu. Gelişmeleri yakından izleyen sinema sektörü bu yüzden bir yandan yaklaşan festivale katılmak için hazırlıklarını yaparken, bir yandan da festivalin yapılıp yapılmayacağı konusunda şüphe içindeydi.

Yerel yönetimler kültür/sanat kurumlarımız tarafından yıllardır uyarıldıkları halde, festival organizasyonları için sivil kurumlar oluşturmamışlardır. Bu festivaller, sürekli çalışan kadrolar barındırmadıkları için bilgi ve deneyim biriktiremeyen, her seçimde kadroları değişen, dünyadaki sinema festivallerini yakından izlemeden uluslararası festival yapma özentisi birer müsamere düzeyinde kalmaktadırlar. Çoğunluğu yerel yönetim yandaşı kuruluşlar tarafından organize edilen işleyişleri ise, yerel ekonomik dinamiklerin sahip çıkmadığı, yapıldıkları kente yabancı, her yıl Bakanlık yardımına muhtaç organizasyonlara dönüşmüşlerdir. Erteleme kararı, bu güdümlü ilişkinin ne kadar sakıncalı olduğunu bir kez daha göstermiştir.

Festivaller, kentlerin geçici yerel yönetimlerinin değil kent halklarının birlik ve dayanışma platformudur. Festivalleri “eğlence” mantığıyla algılayan vekil bir yönetimin şüphesiz savaşın acımasız günlerinde Saraybosna Festivali’nin hangi koşullarda organize edildiğini algılaması da beklenemez.

Festivaller kamuoyu yaratmanın da bir ortamıdır. İran’da tutuklu İranlı yönetmen Cafer Panahi’nin salıverilmesi bu yıl büyük oranda Cannes ve diğer festivallerde yaratılan kamuoyu sayesinde olmamış mıdır?

Adana Belediyesi’nin vekil yönetimi ülkemizdeki herkesin, her fırsatı değerlendirerek Filistin’e sahip çıktığını görmüyor mu? O zaman bu yılki festival programındaki "Filistin: Barışa Hasret" başlıklı özel bölüm “eğlence” midir? Filistinli sinemacıların Adana halkı ile buluşma ve dayanışma fırsatını hangi gerekçe ile erteliyor? Yapılması gereken Filistinli konukların moralini bozmak mıdır, yoksa hızlı kararlar alıp bu programı daha da genişletmek mi olmalıdır?

Adana Belediyesi erteleme kararını kime sorarak almıştır? Erteleme kararını verenler ayrıntılı bir gerekçe ile bunu Adana halkı ve Türk Sineması’na anlatmak zorundadır. Son günlerde, Filistin ile dayanışma konusunda her tür fırsatı değerlendirmeye çalışan hükümetin yaptıklarına karşı Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın da erteleme kararına ne ölçüde katıldığı ve bu yıl için festivale ne kadar maddi yardımda bulunduğunu, festival yönetiminin erteleme kararı verilinceye dek ne kadar para (vergimizi!) harcadığı da ivedilikle kamuoyuna açıklanmalıdır.

Festival’e gelen uluslararası konuklar her şeyden önce Türk Sineması’nın konuklarıdır. Adana kenti onları Türk Sineması adına konuk etmektedir. Festival için erteleme kararı verenler acaba Türk Sineması’nın yıllardır adım adım kazandığı prestiji ne kadar sarstıklarının farkında mıdırlar? Dünyaca tanınmış yönetmen Theo Angelopoulos’un hangi filmi “eğlence”lidir? Kendisine festivalin bir “eğlence” olduğu söylenerek mi ünlü yönetmenin “Set fotoğrafları” sergisi iptal edilmektedir?

Başta Adana Belediyesi olmak üzere, festivalin ertelenmesi kararına katılan kurumların ACİLEN ayrıntılı gerekçelerini kamuoyuna açıklamaları, gerekli özürlerin dilenerek, ertelenen festivalin BİR AN ÖNCE ve EN YAKIN TARİH VERİLEREK AÇIKLAMASI GEREKMEKTEDİR.

Türk Sineması’nı temsil eden sinema kurumlarımızın beklentisi İsrail’in yaptığı saldırıyı teşhir etmek ve Filistin halkı ile dayanışmaktır. “Altın Koza” bunun için bir fırsattır. Bu fırsata engel olan bu anlayışa karşı sinema sektörü olarak her türlü yaptırımcı uygulamaları almaya kararlı olduğumuzu kamuoyunun bilmesini istiyoruz.

TÜRKİYE SİNEMA KONSEYİ


Dağıtım:
T.C. Cumhurbaşkanı
T.C. Başbakanı
T.C. Bakanlar Kurulu Üyeleri
T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı
Filistin Devleti Türkiye Büyükelçiliği
Tüm medya kuruluşları
İslam Konferansı Örgütü Genel Sekreterliği
Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanlığı
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığı
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanlığı
Barış ve Demokrasi Partisi Genel Başkanlığı
Diğer parti başkanlıkları…
İşçi Sendikaları Konfederasyonları
AB ilgili birimleri
TOBB
TMOOB
TTB
İTO

***

Sinema Emekçileri Sendikası (SİNE-SEN)
Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi
Gazeteci Erol Dernek Sk., No: 8, Sinema Evi, Kat: 2, Beyoğlu / İstanbul
www.sinesen.org.tr
Tel: 0 212 244 16 07
GSM: 0 536 239 80 11


***


Ayrıca bakınız:

LİNÇÇİ Ertuğrul Timur, öznesiz tümce kuruyor!

Yalan makinesi ve küfürbaz Mustafa Demirkanlı'nın sözde küfre karşı kampanyasına alet olanların imzaladıkları metni ve alet olanları teşhir ediyoruz!

Linç imzacıları listesi