Oyun'un notu: Aşağıdaki yazıyı, zaman.com.tr sitesinden alarak olduğu gibi yayınladık. Ancak, yazıda bulunan LİNÇÇİ ada biz link verip, bu adı kırmızı renkle biz belirginleştirdik. Ayrıca, yazıdaki bariz yazım yanlışlarını kırmızı renkle belirtip, doğrularını yeşil harflerle biz yazdık!
LİNÇÇİ Gökhan Akçura'nın "sansür ayıbı"nı tiyatro kamuoyundan gizlemek için, LİNÇÇİ sitelerin yayınlamaya asla cesaret edemediği bu yazıyı, okurlarımızın dikkatine sunuyoruz!
***
Cervantes'in tartışmalı oyunu sahneleniyor
Ayhan Hülagü
26 Haziran 2010
Cervantes'in 'Büyük Sultan' adlı oyunu, 30 Haziran'da Aya İrini'de sahnelenecek. Don Kişot'un yazarı, eserinde III. Murat'ın etrafında gelişen olayları anlatıyor. Devlet Tiyatrosu (Tiyatroları) dramaturglarından LİNÇÇİ Gökhan Akçura'nın 'Osmanlı'yı aşağılayan bölümler içeriyor' gerekçesiyle 'oynanamaz' raporu verdiği oyunda, padişah gaddar ve kadın düşkünü biri olarak gösteriliyor.
Don Kişot'un yazarı Miguel de Cervantes, Haçlı ordusunda Osmanlılara karşı savaştığı İnebahtı Deniz Savaşı'nda (1571) sol kolunu kaybeder. Daha sonra ülkesi İspanya'ya dönerken Cezayir'deki korsanların eline düşer ve beş yılını esarette geçirir. Bu süre içinde yazmaya devam eden Cervantes, tiyatro eserleri de kaleme alır. Eserlerinin bir kısmı günümüze ulaşır bir kısmı ise tarihin tozlu sayfaları arasında yok olur gider. Cervantes'in esaret döneminde kaleme aldığı 'Büyük Sultan' (La Gran Sultana) adlı oyun, ilk kez 1992 yılında Sevilla Evrensel Sergisi'nde sahnelendi. Osmanlı hükümdarı III. Murad'ı merkeze alarak din ve aşk ilişkisi ile 'hoşgörü' kavramına odaklanan oyun, önümüzdeki hafta Ankara Devlet Tiyatrosu tarafından Türkiye'de ilk defa sahnelenecek.
Devlet Tiyatroları (DT) ile İstanbul Cervantes Enstitüsü'nün ortak projesi olan oyun, bir tartışmayı da beraberinde getirdi. Jose Maria Pou'nun yönettiği oyunda Osmanlı hükümdarı kadın düşkünü, gaddar biri gibi gösteriliyor. III. Murat'ın haremde gördüğü İspanyol cariye Katerina ile arasındaki aşk hikâyesi anlatılsa da, oyunun bazı bölümlerinde padişahın 6 bin askerin katıldığı törenlerle cuma namazına gittiği, yeniçerilerin domuz sattığı, haremin zevk amacıyla kullanıldığı gibi bilgiler yer alıyor. Oyunun finalinde padişah, Hıristiyan bir kadını Osmanlı İmparatorluğu'nun başına getirirken, karakterlerin bakış açısıyla farklı bir Osmanlı algısı oluşturulmaya çalışılıyor. Ana fikir, çok uluslu yapıya sahip bir ülkedeki 'hoşgörü'ye dikkat çekmek gibi görünse de tarihîgerçeklerle uyuşmayan bölümler DT'nin bazı dramaturglarını bile rahatsız ediyor. Öte yandan, projenin raporlarında Büyük Sultan, "Türk ve İspanyol tarihini anlatan, Türk kültür dinamiklerini tanıtan mükemmel bir eser" olarak nitelendiriliyor.
Geçtiğimiz ay basında yer alan bazı haberlerde bu oyuna, 'Osmanlı'yı aşağılayan bölümler' içerdiği gerekçesiyle DT dramaturgları tarafından 'oynanamaz' raporu verildiği gündeme gelmişti. Ankara Devlet Tiyatrosu Müdürü Serhat Nalbantoğlu, dramaturg LİNÇÇİ Gökhan Akçura tarafından oyuna 'tarihe aykırı' olduğu gerekçesiyle olumsuz raporu verildiğini doğruluyor. Son kararın edebi kurula ait olduğunu söyleyen Nalbantoğlu, oyunu seçme sebeplerini şöyle açıklıyor: "Büyük Sultan fantastik bir oyun. Cervantes, Türk toplumunun yapısını bilmediği için yanlış bilgiler içeren bir metin kaleme almış. Biz bir sıkıntı görmedik. Ana fikrini beğendik. Oyunda yanlış bir şey ve sansür yok. Yanlışları gerekirse provalarda ben düzeltirim."
'Metinde tarihî yanlışlar var'
Yönetmen Jose Maria Pou ve asistanları ise Büyük Sultan'ın kurmaca olduğunu ve tarihî gerçekleri yansıtmadığını düşünüyor. Pou'ya göre metin, tarihî yanlışlarla dolu. Cervantes'in oryantalist bir bakış açısıyla oyunu kaleme aldığının altını çizen yönetmen, metinde kısaltmalara gittiklerini ve yanlışları düzeltmeye çalıştıklarını söylüyor. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı'nın da destek verdiği "Büyük Sultan", 30 Haziran Çarşamba günü saat 20.00'de Aya İrini Müzesi'nde seyirci karşısına çıkacak. Oyun, önümüzdeki günlerde İspanya Ulusal Tiyatrosu'nda ülkemizi temsil edecek.
Oyunda tartışma çıkaracak bölümler
İspanyol köle Madrigal casus, Anrdes ile konuşurken yeniçerilerin dağda öldürdükleri yaban domuzunu Hıristiyanlara sattığını söyler.
Padişah kendisine gösterilecek kızın (Katerina) anlatıldığı kadar güzel olmaması halinde harem ağasını diri diri yakmakla tehdit eder. Kızı gördükten sonra övgülerin yetersiz olduğunu düşünüp etrafındakileri kazığa oturtmaya karar verir.
Padişah, kızı görünce, "Onu Tanrı katına çıkarmak gerekir. Orada yıldızlara hükmeder, Muhammed'in yaptığı gibi kurallar yaratır ve bizler tarafından saygıyla uygulanması için onları yeryüzüne gönderebilirdi." sözlerini kullanır.
Padişah kızla evlenmeye karar verir. O saatten sonra saraydaki herkesin Katerina'ya ilahi bir varlık gibi tapmasını ister.
Kadı, zina yapanların, ayaklarının bağlanıp çuvala konduktan sonra bir ağırlık bağlayıp denize atılmasını emreder.
Harem Ağası Rüstem, padişahla beraber olmayı kabul etmeyen Katerina'yı şu sözlerle uyarır: "Padişah iyilikle olmazsa kaba kuvvetle, sürüyü öldürmeden yününden yararlanacak."
'Bizi doğru temsil eden bir oyun seçilmeliydi'
Tarihçi Doç. Dr. Erhan Afyoncu'ya göre oyunun gerçek tarihle bir ilgisi yok. Avrupa'daki üst düzey devlet görevlilerinin hareme girmeleri imkânsız olduğu için Avrupalılar haremle ilgili hayali bilgilerle dolu kitaplar yazıyormuş. Osmanlı'yı tanıtan bir projede bu tarz bir oyunun seçilmesini talihsizlik olarak gören Afyoncu, "Hayallerin gerçek gibi gösterildiği bir oyun yerine geleneğe bağlı, doğruları anlatan bir oyun seçilmesini beklerdim." diyor.
ZAMAN
***
Ayrıca bakınız:
LİNÇÇİ Ertuğrul Timur, öznesiz tümce kuruyor!
Yalan makinesi ve küfürbaz Mustafa Demirkanlı'nın sözde küfre karşı kampanyasına alet olanların imzaladıkları metni ve alet olanları teşhir ediyoruz!
Linç imzacıları listesi