Oyun'un notu: Aşağıdaki yazıyı, LİNÇÇİ Yaşam Kaya'nın editörlük yaptığı LİNÇÇİ tiyatronline.com sitesinden alarak olduğu gibi yayınladık. Ancak, yazıda bulunan LİNÇÇİ ada biz link verip, bu adı kırmızı renkle biz belirginleştirdik. Ayrıca, yazıdaki bariz yazım yanlışlarını kırmızı renkle belirtip, doğrularını yeşil harflerle biz yazdık! Bunun yanı sıra, anlaşılması güç ve okunamaz hamlıktaki yazıyı, biraz olsun olgunlaştırıp okunur hâle getirmek için yaptığımız müdahaleleri de kahverengi harflerle yine biz yazdık!!!
Yazının hiçbir müdahaleye uğramamış, "tertemiz" ve özgün hâlini okumak isteyenler, aşağıda verdiğimiz linki tıklayabilirler...
***
TEK ÇIKIŞ YOLU: AYDINLAR
ÜLKELERİN TANITIMINDA AYDINLARIN VE SANATÇILARIN İŞLEVİ
LİNÇÇİ Tuncer Cücenoğlu
26 Haziran 2010
Ülkemiz Avrupa Birliği (AB) üyeliği için ciddi bir savaşım vermektedir yıllardır.
Ancak; AB üyeliğinin yanında olalım olmayalım, yapılan girişimler gerçekleşemeyecek gibi görünüyor yakın zamanda.
Çünkü, Avrupalıların, Türkiye ve Türkler hakkındaki yerleşmiş olumsuz düşünceleri değiştirilmezse, bu işin asla sonuçlanmayacağı bellidir. Çünkü tek çözüm onlardaki ön yargıların değiştirilmesinde düğümlenmektedir.
Bunun için iktidarların çaba göstermesi de yetmemektedir.
İşte bunun için de çok ciddi çabaların Türk aydınlarınca ve sanatçılarınca yapılması ülkemizin yolunu açacaktır. Nitekim bunun güzel bir örneğini yıllardır Almanya’da yaşayan Sayın Baki Kiper başarmıştır. Kimdir Baki Kiper?
Baki Kiper, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları aktörlerinden, geçmişte yitirdiğimiz Müfit Kiper'in oğlu ve gene aynı tiyatronun (eski) genel sanat yönetmenlerinden Mazlum Kiper'in de kardeşidir. Kiper, 1974 yılında Almanya’ya yerleşmiş, önceleri turizmle uğraşmış daha sonra da baba mesleğini seçerek Alman tiyatrolarıyla ilişkiler kurarak onların Türk Tiyatrolarıyla (Tiyatroları'yla / tiyatrolarıyla) olumlu birliktelikler kurması için değerli çalışmalar yapmış/yapmakta olan bir Türk aydınıdır. Nitekim geçmişte ünlü yönetmen Dr. Roberto Ciuli’nin Theatre An Der Ruhr tiyatrosuyla Türkiye tiyatrolarının ilişkiler kurmasını sağlamış ve bu yıl da diğer önemli Alman Tiyatrolarının (Tiyatroları'nın / tiyatrolarının) Türkiye’de Devlet Tiyatrolarımızın (Tiyatroları'mızın / tiyatrolarımızın) düzenlediği Uluslararası Tiyatro Festivalleri’nde yer almalarını sağlamıştır. Bu tiyatroların içinde Brecht’in tiyatrosu Berliner Ensemble, Frankfurt Schaubühne Freiburg Staatstheater ve Theater An Der Ruhr’un bulunmasının önemini anlatmaya bilmem ayrıca gerek var mıdır?
Sayın Kiper bu ilişkileri kurmakla da kalmamış ve Almanya’nın bu önemli tiyatrocularını Türkiye hakkında bilgilendirmiş ve onlarda yerleşmiş olan ülkemiz hakkındaki ön yargıları değiştirmeyi başarmıştır.
Şöyle ki ; 700 yıl sonra çökertilmiş Osmanlı İmparatorluğu’nun küllerinden yeni ve çağdaş bir Türkiye Cumhuriyeti kurmayı başaran Mustafa Kemal Atatürk’ü onlara anlatmak en büyük malzemesi olmuştur Sayın Kiper’in. Kiper, büyük bir kısmı işgal edilmiş bir ülkenin yoksul ve geri bıraktırılmış halkını ikna ederek, devrin en güçlü devletleri olan İngiltere, Fransa ve İtalya’ya karşı birleştiren ve ülkenin kurtarılarak 1923 yılında Cumhuriyetin (Cumhuriyet'in) kurulmasını sağlayan Atatürk’ ü tanıtmıştır onlara. Mustafa Kemal(?) bunları başarırken de, kısa bir süre sonra Avrupa’da İspanya, İtalya ve Almanya’nın faşizme yöneldiği gerçeğini de göz ardı etmemeleri gerektiğini hatırlatmıştır. Özellikle Atatürk ve devrimleri sayesinde Türkiye ile komsuları arasındaki farklılıkları belirterek tezini güçlendiren Kiper, Alman tiyatro adamlarından olumlu yanıt almakta da gecikmemiştir.
Nitekim Berliner Ensemble’nin genel sanat yönetmeni ve aynı zamanda gerçek bir Alman aydını (Demek, bir de sahte Alman aydını varmış. Türkiye'de bir aydının sahte olup olmadığını anlayabilmek için, LİNÇ KAMPANYASI listesine bakmak yada bir aydına, LİNÇ KAMPANYASI listesi için ne düşündüğünü sormak yeterli. Bir Alman aydınının sahte olup olmadığını anlayabilmek için ne yapmamız gerektiğini de yazıverseydi ya Çorumlu yazar Sayın LİNÇÇİ Tuncer Cücenoğlu beyefendi!) da olan Claus Peymann’ın, Kiper’in Türkiye’nin ve Atatürk’ün tanıtımından sonra söyledikleri ilginçtir:
"Ben bu güne kadar Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üye olarak alınmasına karşı olan grubun içindeydim. İlgiyle dinlediğim Sayın Baki Kiper’in Türkiye Cumhuriyetinin (Cumhuriyeti'nin) kurulusu ve Atatürk’ ün devrimlerini anlatan konuşması, ön yargılarımın yanlış olduğunu görmem bağlamında fikrimi değiştirmeme neden olmuştur.. Artık Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üye olarak alınmasının doğru bir karar olacağına inanıyorum. Bunun için de elimden geleni yapacağım bundan böyle."
Allah, Allah! Bir adam; hem Alman ve hem de aydın bir adam, bir yada birkaç seansta dünya görüşünü değiştirebiliyorsa, ortada mucizevî bir durum vardır; yada dünya görüşünü bir yada birkaç seansta değiştirebilecek kadar kıvrak bir davranış geliştirebilen, büyük bir hızla düşünsel slalom gerçekleştirebilen ve şimşek hızıyla "U" dönüşleri yapabilen bir aydının gerçek bir aydın olup olmadığını, hattâ gerçek bir kişi olup olmadığını, bir yada birkaç seans değil, hayat boyu sorgulamamız gerekir!
Alman entelektüellerinden büyük ilgi ve saygı gören Claus Peymann’ın söyledikleri ilginçtir. Kaldı ki bu yaklaşımıyla Sayın Peymann, aydın sorumluluğunun ve olgunluğunun da en güzel örneğini vermiştir bizlere.
* * * Son söz olarak ülkemizin daha iyi tanıtılması için başarılı bir şekilde çaba gösteren Baki Kiper gibi Türk aydınlarını, evrenselliği yakalamış sanatçılarımızı çoğaltmalıyız, desteklemeliyiz, derim.
Yazarlarımızla, kompozitör ve ressamlarımızla kısacası sanatçılarımızla yer almalıyız Avrupa ülkelerinde. Tek çıkış yolumuz budur.
Burada, bu tür insanları/sanatçıları destekleme bağlamında Türkiye’deki iktidarlara, özellikle de Dışişleri ve Kültür Bakanlıklarımızın yetkililerine büyük görevler düşmektedir.
Not: Bu yazım 25.06.2010 tarihli HABERTÜRK Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
LİNÇÇİ Tuncer CÜCENOĞLU
tcucenoglu@hotmail.com
cucenoglutuncer@gmail.com
www.tuncercucenoglu.com
(Kaynak: tiyatronline.com)
***
Ayrıca bakınız:
LİNÇÇİ Ertuğrul Timur, öznesiz tümce kuruyor!
Yalan makinesi ve küfürbaz Mustafa Demirkanlı'nın sözde küfre karşı kampanyasına alet olanların imzaladıkları metni ve alet olanları teşhir ediyoruz!
Linç imzacıları listesi