1 Haziran 2010 Salı

Bulunmaz, Kültür Bakanlığı çanağı yalamıyor!

Bulunmaz Tiyatro, Kültür Bakanlığı çanağı yalamadığı, Efes Pilsen tezgâhtarlığı yapmadığı, televizyon dizilerine yaltaklanmadığı ve/ya Lions ödülleri almaya niyetli olmadığı için, kendisini tanıtmakta oldukça zorlanıyor. Bulunmaz Tiyatro, zaman zaman Milliyet Sanat Dergisi'ne reklâm verdiği gibi, sürekli olarak Yeni Tiyatro Dergisi ve Cumhuriyet Gazetesi başta olmak üzere, bazı yayın organlarında kendisini tanıtmak için yoğun bir çaba harcıyor. Hiçbir tiyatro yayını ve/ya tiyatro sitesi tarafından tanıtılmayan, bırakınız tanıtılmaya LİNÇ edilmek istenen Bulunmaz Tiyatro, bu genel tavrın siyasal nedenlerden kaynaklandığını çok iyi biliyor. Tamamıyla burjuvazinin çanağını yalamak için kurgulanmış tiyatro yayınları, ister istemez, istenç dışı, niyetten bağımsız, âdeta hayvanî bir refleksle Bulunmaz Tiyatro'ya ambargo koyup, bu tiyatroyu LİNÇ etmek istiyor. Bulunmaz Tiyatro, bilimsel sosyalizmden ödün vermediği için, "sağlı - sollu" darbelerle LİNÇ edilmek isteniyor. Bu LİNÇ kültürünü bertaraf etmek için, insan gücünün ötesinde bir güç harcamak zorunda kalan Bulunmaz Tiyatro, sürekli olarak reklâm verdiği Cumhuriyet Gazetesi'ndeki reklâm belgesini okurların dikkatine sunuyor!


***


Hilmi Bulunmaz
1 Haziran 2010


Bulunmaz Tiyatro, tüm yanlışlarına (Örnekse bakınız: Ben yediğim boktan iğreniyorum; iğrenmeyenlere afiyet olsun!) karşın, Kültür Bakanlığı çanağı yalamak, Efes Pilsen tezgâhtarlığı yapmak, televizyon dizilerine yaltaklanmak ve/ya Lions ödülleri almak için değil; tamamıyla halkın çıkarlarının sahnedeki sözcüsü olmak için kurulup mücadele etti. Sadece, evet sadece bu amacı nedeniyle, yüzlerce kez engellenmeyle, baskıyla, baskınla, eziyetle, mühürle, gözaltıyla, dolaylı ve dolaysız işkenceyle karşı karşıya kaldı.

Yukarıda linkini verdiğimiz gibi, birkaç kez Kültür Bakanlığı çanağı yalamak (bok yemek) dışında, burjuvazinin hiçbir iktidar gücünün karşısında boyun eğmeyen, bel kırmayan, diz çökmeyen Bulunmaz Tiyatro, bu direngen ruhunu, kendi dünya görüşü olan sosyalizmden, halkın çektiği acılardan ve tüyü bitmemiş yetimin hüzünlü bakışlarından aldı.

Kurulduğu 1 Mayıs 1989 tarihinden bu yana, paranın iktidarını değil; emeğin iktidarını savunan Bulunmaz Tiyatro, herhangi bir kişi, kuruluş ve/ya kurumdan maddi / manevi destek beklemedi. Herhangi bir kişi, kuruluş ve/ya kurumdan maddi / manevi destek bekleyenler, özetle çanak yalama politikası üzerine tiyatro inşa etmeye çalışanlar, olsa olsa pespaye bir ruha sahip orta malı figüran gibi davranıp, kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için sahneleri işgal ederler. Bunun ötesine asla geçemezler. Bunun ötesine geçmek için ne niyetleri, ne de güçleri vardır. Onlar, âdeta, akşamları işinden evine gelen sahiplerinin gezdirme ve yedirme insafını bekleyen köpeklere benzerler

Peki, Bulunmaz Tiyatro, bu politikasını, yani bir köpeğe benzememe ve bir köpek gibi çanak yalamama davranışını, tüm engellemelere, tüm LİNÇ girişimlerine karşın, nasıl başarabildi? Bunun bir tek yanıtı var; toplumsal, kültürel, ekonomik, sanatsal, etik, estetik olarak bağımsız olabilmek. Tiyatroyu, bir çanak yalama seansı olarak görmeyip, bir sanat olarak algılayan Bulunmaz Tiyatro, ekmeğini tiyatrodan değil; ancak "başka" işlerden kazanarak bağımsızlığını koruyabiliyor. Tiyatroyu bir ekmek teknesi, bir un çuvalı, bir ün aynası, bir partner bulma pazarı olarak görenler, Bulunmaz Tiyatro gibi bağımsız bir ruha asla sahip olamazlar. Sıraladığımız nedenlerle tiyatro yapanlar, mutlaka, ama mutlaka çanak yalamak zorundadırlar.

Kendi bağımsızlığını sağlayamayan tiyatrocular, bırakınız dünyanın, ülkenin, içinde bulundukları kentin, ilçenin, mahallenin; oturdukları evin bile bağımsızlığını asla sağlayamazlar. Bu tür Kırım Kongo Kenesi kostümüyle sahne alan figüran ruhlu tiyatrocular, herhangi bir balığın, bir kertenkelenin, bir kuşun bağımsızlığını nasıl elde ettiklerini dahi bilemezler. Bu tür tiyatrocuların "bir balıktan, bir kertenkeleden ve bir kuştan hiç farkları yoktur" diyebilmek bile çok zordur. Çünkü bu tür tiyatrocular, balıktan, kertenkeleden, kuştan bile daha aşağılık bir hayat sürerler. İçine konulduğu akvaryumun hacmine göre hareket edebilen balık, dağda bayırda sere serpe yaşayan kertenkele, kanadının sağladığı özgürlük ölçüsünde uçabilen kuş, kesinlikle ve kesinlikle, burjuva tiyatrocuların düşük ölçekli ruhlarından çok daha büyük bir ruha sahiptirler. Balıklar, kertenkeleler, kuşlar, doğaları gereği düşünemeyen varlıklardır. Ancak, çanak yalama üzerine politika geliştiren tiyatrocular, bu düşünemeyen ve sadece doğanın kodladığı reflekslerle yaşayan varlıklardan bile daha aşağılık bir yaşam sürerler. Bunun kanıtı da LİNÇ KAMPANYASI belgesinin altına atılan figüran kılıklı tiyatrocu imzalarıdır!


***


LİNÇÇİ Ertuğrul Timur, öznesiz tümce kuruyor!

Yalan makinesi ve küfürbaz Mustafa Demirkanlı'nın sözde küfre karşı kampanyasına alet olanların imzaladıkları metni ve alet olanları teşhir ediyoruz!

Linç imzacıları listesi