21 Nisan 2010 Çarşamba

Ankara Bala Afşar Köyü doğumlu, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü mezunu Metin Boran sade suya tirit yazılar yazıyor!

LİNÇÇİ (İngilizce: LYNCHER) Metin Boran
21 Nisan 2010


Tiyatro sezonun (sezonunun) sona ermesi ile birlikte hemen ardından Uluslararası 17. Tiyatro Festivali (17. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali) başlayacak. Festival, bu yılda (yıl da) hem katılımcı topluluklar açısından hem de izleyenler bakımından çok yönlü olarak yine tartışılacak gibi görünüyor. Anadolu’da da kimi kentlerde tiyatro buluşmaları ve küçük çapta, ulusal ölçekte festivaller gerçekleştirliyor . Diğer yandan İstanbul’da kimi belediyelerin gerçekleştirdiği ve önemli toplulukların seyirci ile buluşturulduğu düzenli gösterimlerde (gösterimler de) baharla birlikte sanat ortamını canladırmaya (canlandırmaya) dönük etkinlikler olarak görülebilir.

Ancak tüm bu yoğun ve rutin etkinliklerin ortasında uzun zamandır gözden kaçan bir durum var. Yıllar var ki tiyatro ortamında kuramcılar, akademisyenler, eleştirmenler ve etkinliğin doğrudan içinde olan rejisörler, oyuncular ve dramaturglar tiyatro sanatındaki yeni gelişmeleri tartışmak ve Avrupa’da denenen yeni biçimlerle Türkiye’de tiyatro sanatının ilişkisi ve etkisinin ne olduğu konusunda çok yönlü bir tartışma nedense yapılmıyor. Oysa geleneksel gösterim ve anlatım tarzının yanında son yıllarda hem oyunculukta hem sahne tasarımında ve de gösterim tekniklerinde bir yığın yeni kavram yeni teknik ve yeni deneysel formlar üretildi. Sahne sanatlarında metin yazarlığı, gösterim ve anlatım teknikleri ve oyunculuk biçimi ve oyuncunun kullanımına dönük kimi kavramlar, altı boş ve kafa karıştırıcı tanım ve içerikle kullanılarak dolaşıma sunuluyor. Yazarlıkta yeni bir tarz olan ‘in your face’ oyunları, performans , performatik oyunculuk, beden oyunculuğu, performatik anlatım gibi kavram ve terimler tiyatro ile uğraşan ve bunu bir meslek olarak tercih etme hevesinde olanların dillerinden düşürmedikleri bu kavramlara anlam arayan avarelerle dolu ortalık.

Tiyatro ortamı ile birlikte genel olarak diğer sanat disiplinlerini de doğrudan ya da dolaylı olarak ilgilendiren bu kavram ve gösterim teknikleri nedense kimse tartışmaya yanaşmıyor. Ortalıkta yanlış kullanılan kavram ve terimler hava da (havada) uçuyor. Sorunun bu boyuta gelmesinde işin en tuhaf yanı, bu türlü sorunlar doğrudan ilgi alanlarına girmesine karşın ve bilimsel tartışmalarla soruna çözüm arayışında nesnel bir odak olması gereken üniversitelerin tiyatro bölümleri ve tiyatro ana sanat dalı öğrenci ve akademisyenlerinin de galiba umurunda değil sorun.Hatırı sayılır bir kaç (birkaç) kişi dışında her biri “ununu elemiş, eleğini asmış” havalarında akademisyen kimliği ile döneniyorlar.

Eski araştırma ve inceleme kitap ve dergilerine bir göz atıldığında bu alanda çalışan hoca ve araştırmacı kimliği ile öne çıkmış çok değerli bilim insanı ile karşılaşacaksınız.Bir Metin And, bir LİNÇÇİ (İngilizce: LYNCHER) Özdemir Nutku, bir Sevda Şener ve adını yazamadığım bir yığın değerli hocalarımız araştırma, derleme ve incelemeleri ile literatüre önemli döküman bırakmışlardır.

Son yıllarda sahne sanatlarında gelinen karmaşık noktayı, ‘üretilen şey’ bağlamında çetrefilli pratiği ve iç içe geçmiş anlatım tarzı ve dil kurgusunu kendi felsefi ve ideolojik bağlamı ve estetik görüntüsü içinde dikkate alarak sorgulamak, yorumlamak, tanımlamak ve kavramlaştırmakla yükümlü olması gereken akademisyenler, sanat hareketinde gelinen durumu ve bugünün gerçekliğini etraflıca tartışmaktan ciddi olarak uzak ve gönülsüzler. Oysa tam bu karmaşık noktada öğrenci ve bu alana ilgi duyan insanları ikna edici ve yönledirici ya da ufuk açıcı tartışma, yorum ve önermelerde bulunmakla yükümlü olan bu insanlar, tartışmaktan kaçınmamalı ve bilmsel araştırma ve tartışmalarını gerek yayınlayarak gerekse bizzat tartışmanın içinde bulunarak bu bulanıklığın giderilmesi ve belirsizliğin aşılmasında emek harcamalı ve yanı sıra boşvermişlik görüntüsü ortadan kaldırılmalıdır.

Haftaya devam edeceğiz.

(Kaynak: tiyatrodunyasi.com)


***


Oyun'un notu: Yukarıdaki yazıyı, LİNÇÇİ (İngilizce: LYNCHER) İsmail Can Törtop'un sahibi olduğu LİNÇÇİ (İngilizce: LYNCHER) tiyatrodunyasi.com sitesinden alarak olduğu gibi yayınladık. Ancak, yazıda bulunan LİNÇÇİ (İngilizce: LYNCHER) adlara biz link verip, bu adları biz kırmızı harflerle belirttik.. Ayrıca, yazıdaki bariz yanlışlara kırmızı renkle dikkat çekip, doğrularını yeşil harflerle biz yazdık!

Ayrıca bakınız:

LİNÇÇİ Ertuğrul Timur, öznesiz tümce kuruyor!

Yalan makinesi ve küfürbaz Mustafa Demirkanlı'nın sözde küfre karşı kampanyasına alet olanların imzaladıkları metni ve alet olanları teşhir ediyoruz!

Linç imzacıları listesi