14 Şubat 2010 Pazar

Kendini tiyatro komiseri sanan LİNÇÇİ ve yaşam cahili Yaşam Kaya, hiçbir siyasal, tiyatral ve yazınsal yetkinliği olmamasına karşın hâlâ ahkâm kesiyor

"Yala Ama Yutma" için neyden korkuyorsunuz?...


LİNÇÇİ Yaşam KAYA
Eğitimci, Tiyatro Eleştirmeni
14 Şubat 2010


Vakit Gazetesi, Özen Yula'nın yazdığı Yala Ama Yutma oyunu için akıl almaz bir anlayışla faşistçe iddialar da (iddialarda) bulunup, okuyucularını oyuna karşı kışkırtmıştı. Kumbaracı 50 (Kumbaracı50) sahnesi'nde (Sahnesi'nde) sergilenmek üzere hazırlanan gösterinin bu olayların hemen akabinde gelişen bir takım (birtakım) ters durumlardan dolayı oynanması ertelenmişti. Kumbaracı 50 (Kumbaracı50) sahnesi' nin (Sahnesi'nin) konuyu kapatmak için elinden gelen tüm çabayı sergilemesini hayretle karşılarken, paylaşım sitesi facebook'ta Yala Ama Yutma ekibinden alınan özel ileti ile herkes şaşırmış durumda.

Tiyatronun politik yapısından kaynaklı, her duruşun bir izi vardır. İnsanlar isterlerse politik sanat kaygılarını ortaya koydukları eserlerine yansıtıp, kendilerine has bir misyon belirlerler. Bunun bir çok (birçok) örneğini çeşitli kurum ve kuruluşlarda görüyoruz. Garaj İstanbul (Garajistanbul / garajistanbul) demokratik duruşu ile kısa sürede izleyicilerin belleğinde iz bırakan bir kurum olmayı başardı. Mesela Dot, İngiliz tarzı batı tiyatrosunu sahnesine aktararak yeniliklere açık bir fikir belirledi kendisine. Su Sahnesi (Su Gösteri Sanatları Sahnesi) açıldığı günden bu yana politik oyunlar oynayarak sol’dan (soldan / Sol'dan) yana tavır koydu. Kurumlar takındıkları tavırlarla kendilerine özgü izleyici profilleri yaratmayı başarmışlardır.

Yazının girişinde bahsettiğim konuya döner isem. Yala Ama Yutma ekibi gelişen bu olaylardan dolayı facebook’taki üyelerine oyunun oynanmayacağına dair bir ileti yolladı. Oyun ertelendi mi yoksa oynamayacak mı? derken ortadaki derin sessizlikten ve Kumbaracı 50’ nin (Kumbaracı50'nin) hazırlayıp kamuoyuna sunduğu naif bildiriden anladığım kadarıyla bir geri duruşu apaçık gördüm. Vakit Gazetesi gibi demokrasiden nasibini almamış gerici faşist bir kurum, Kumbaracı 50 (Kumbaracı50) sahnesi’ne (Sahnesi'ne) akıl almaz iftiralarla saldırırken, bir karşı duruş sergilenmemesini Türkiye Tiyatrosu adına utanç verici buluyorum. Kumbaracı 50’ nin (Kumbaracı50'nin) bildirisi yayınlandıktan kısa bir süre sonra bizlerin de bu duruma tepki koyması gerektiğini düşünerek, listeye adımın eklenmesini önermiştim. Ama daha çok sivrilmemiş isimlerle yürütülecek bir kampanyanın oluşturulmak istendiğini çok sonra anladım. O zaman bizler neyiz? Duruma tepki göstererek kamuoyu oluşturma gayretinden vaz mı geçelim?

Öncelikle yazarı ve editörü olduğum Tiyatronline sitesinde olayı okuyuculara yorumsuz biçimde ve tepkilerle beraber aktardık. Basılı medyada yazarı olduğum Taraf Gazetesi’nde sevgili Özlem Ertan ve kültür sanat ekibi olarak Vakit Gazetesi’ni çok ağır biçimde eleştiren yazılar kaleme aldık. Konuyu, şahsi fikrimdir, ‘demokrasi’ kavgası olarak görüyorum. İnsanların özgürce sanat üretimi yapması bu ülkedeki en doğal haktır. Gerici Vakit Gazetesi şimdi eline geçecek olan ikinci kozla daha da kötü biçimde üzerimize gelecektir. Eğer o oyun Kumbaracı 50 (Kumbaracı50) sahnesi’nde (Sahnesi'nde) oynanmaz ise, o zaman diğer tiyatro gösterileri de hedef seçilerek daha ağır üsluplarla bizlere saldırılar gerçekleştirilecektir. Vakit Gazetesi ve o’nun (onun) gibi düşünen zihniyetler Kumbaracı 50 (Kumbaracı50) sahnesi’nin (Sahnesi'nin) geri duruşundan cesaret alacaklardır.

Sonra oyunun başrol oyuncusu Ayça Damgacı’nın Taraf’tan bir arkadaşın röportaj teklifine ‘sizler bu olayın üzerine gitmekte geç kaldınız’ gibi aslı astarı olmayan bir bahaneyle red cevabı vermesi, aslında bu geri duruşun önemli bir sonucudur. Olayları büyütmeyecek daha orta yolcu isimlerle ve basın kurumları ile tartışmayı sürdürmek hem Kumbaracı 50 (Kumbaracı50) için hem de oyundaki oyuncular için ortak bir fikir olarak benimsenmiş gözüküyor.

Türkiye’de yaşanılan bu gerici vaka, sadece tiyatro sanatı için değil tüm sanat dalları için büyük bir tehlikedir. Vakit daha olayın havası dağılmadan Garaj İstanbul (Garajistanbul / garajistanbul) yapımı Dar-ül Love oyununa saldırmaya başlamadı mı? Gerici zihniyetlerin saldıracağı günleri mi bekleyeceğiz? Alperenler, Topkapı Sarayı’ndaki İdil Biret konserini Vakit Gazetesi’nin yönlendirmesi ile basmadılar mı? Kişiler kurumlar sert tepki gösterince durumdan dolayı özür dilemek zorunda kalmadılar mı?

Yala Ama Yutma olayından sonra ilgili kişilerden ve kurumlardan daha sert tepkiler görmek isterdim. Eğer ki oyun Kumbaracı 50 (Kumbaracı50) sahnesi'nde (Sahnesi'nde) oynanmaz ise daha bir çok (birçok) oyuna, konsere saldırılar çığ gibi artarak büyüyecektir. Dilerim ilgili kişiler politik kaygılarından dolayı böyle bir durumla bizleri baş başa bırakmazlar.

(Kaynak: tiyatronline.com)


***


Oyun'un notu: Yukarıdaki yazıyı, Enver Başar'ın sahibi, yaşam cahili olarak tescillenmiş LİNÇÇİ Yaşam Kaya'nın editörü olduğu LİNÇÇİ tiyatronline.com sitesinden alarak olduğu gibi yayınladık. Ancak, metinde bulunan LİNÇÇİ ada biz link verip, bu adı biz kırmızılaştırdık! Ayrıca, LİNÇÇİ Yaşam Kaya'ya ait özensizlik örneklerini kırmızıyla vurgulayıp, hemen yanına parantez içlerinde eklediğimiz doğru yazım ve gerçek bilgileri, yeşil harflerle biz yazdık!!!

Ayrıca bakınız:

LİNÇÇİ Ertuğrul Timur, öznesiz tümce kuruyor!

Yalan makinesi ve küfürbaz Mustafa Demirkanlı'nın sözde küfre karşı kampanyasına alet olanların imzaladıkları metni ve alet olanları teşhir ediyoruz!

Linç imzacıları listesi