21 Mart 2009 Cumartesi

Sol sansürcü Fazıl Say, sağ sansürcü AKP'li Ertuğrul Günay'dan hesap sorarken, sanatçı onuruyla değil, pazar payını yitirme korkusuyla hareket ediyor!

"...Say'ın, Nâzım Hikmet'i sansürleyerek bestelediğini, ilk kez Avrupa'da yaşayan değerli gazeteci Doğan Özgüden ortaya çıkarmıştı."

(Bakınız: Düzgören, "'Sansüre uğradım' demek için sansüre karşı olmak gerek")

***

"...Fazıl Say, hayatı boyunca istenen ödünleri daima vermeseydi, örneğin, Genco Erkal'la birlikte Nâzım'ın şiirinden Ermeni meselesine değinen dizeleri çıkararak Nâzım'ı sansür etmese veya sansür edilmesine boyun eğmeseydi (...) Say haksız dayatmalara boyun eğmesine izin vermeyen bir kişilikle dünyaya gelseydi; sanatsal yeteneği toplum ve devlet tarafından desteklenmiş ve dünya çapında lanse edilmiş olmayacaktı..."

(Bakınız: Büktel, "Say'ın sanatçı yalnızdır tartışması ve Büktel'den katkı")

***

"Nâzım Hikmet'i, Fazıl Say ve Genco Erkal'a sansürleme yetkisini kim verdi?"

"Nâzım'ın şiirlerinden biri, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ve Fazıl Say eşliğinde, başarılı Nâzım yorumcusu olduğu iddia edilen tiyatro esnafı Genco Erkal'a sansürleterek okutturuldu."

"Genco Erkal'ın seslendirdiği şiirde (...) beş dize atlanmakta (sansür edilmekte)..."

"...Nâzım'ın dizelerinde dile getirdiği gerçeğin, üstelik de Türkiye'nin en ünlü Nâzım pazarlayıcısı aracılığıyla sansür edilmesi tek kelimeyle utanç vericidir. Rezalettir. Pespayeliktir. Sanata küfürdür..."

"Yönetimin sansürüne bilinçli destek sunan Fazıl Say ve Genco Erkal..."

(Bakınız: Bulunmaz, "Sansürcü Fazıl Say/Genco Erkal")

***

Yukarıda, Koray Düzgören, Coşkun Büktel ve Hilmi Bulunmaz'ın yazılardan alıntılar yaptık. İnsan belleğinin zayıflığına güvenen sansürcüler, kendi sansürlerini örterken, başkalarının sansürüne "göz dikiyorlar".

Türkiye tiyatrosunda sıkça rastladığımız bu duruma, "sol sansürcü" Fazıl Say'la, "sağ sansürcü" Ertuğrul Günay arasındaki "sansürsel ilişki"de de tanık oluyoruz. İbretlik haberi Milliyet gazetesinden aktarıyoruz. (HB)


Fazıl Say'dan Bakan Günay'a cevap

ANKA

Ünlü müzisyen Fazıl Say, Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın “Bizim Nazım ile ilgili yaklaşımımız onun sırtından para kazanma gayretinde olanlarınkinden daha önemli." şeklindeki sözlerine yanıt verdi.

Say, "Sanatımı para için yapmadığımı beni tanıyan herkes bilir. Bu, bana yapılabilecek en haksız, en yanlış suçlamadır. Nazım’ın sırtından kazanan ben değilim" dedi.

Say, yaptığı açıklamada, NTV kanalında canlı yayınlanan “Haydi Gel Bizimle Ol" isimli programda "Nazım Oratoryosu"nun Frankfurt Kitap Fuarı’ında sahnelenmesinin iptal edildiğinin dile getirildiğini belirtti. Kültür Bakanı Sayın Ertuğrul Günay’ın, programa canlı olarak bağlandığı ve “Bizim Nazım ile ilgili yaklaşımımız onun sırtından para kazanma gayretinde olanlarınkinden daha önemli."dediği hatırlatıldı.

Say, açıklamasında Bakan Günay’ın tutumunu eleştirerek, "Kültür Bakanı Sayın Ertuğrul Günay, Frankfurt’ta Nazım Oratoryosunu iptal ederek, sanatçılara haksız bir davranışta bulunmuştur. Bu tarihi konulmuş ,broşürlerde basılmış, fuar kitapçığında ve basın toplantılarında anons edilmiş bir konserdir ve iptali karşılıklı anlaşmalara varmadan yasadışıdır. Bizler, bakanlığa dava açabiliriz ve muhtemelen de kazanırız. Nasıl bir müzisyen konser günü konsere gitmediğinde ağır cezalar almaktaysa, organizatör de, sanatçıyla anlaşmaya varmadan konseri iptal ettiğinde suçludur." dedi.

-PARAYI BEETHOVEN’DEN KAZANDIM"

- Say, açıklamasında şunları dedi:

“Nazım sırtından para kazananlar, derken sayın Bakan tam olarak kimi kastetti burası biraz muallakda kaldı. Genco Erkal ve benım katıldığım programa telefonla katılıp bu lafı ettiğine göre, bizi kastetmiş olması büyük olasılıktır. Kendisinden bu sözünü düzeltmesini bekliyorum. Sanatımı para için yapmadığımı beni tanıyan herkes bilir. Bu, bana yapılabilecek, en haksız, en yanlış suçlamadır. Her yıl yaklaşık 100 konser vermekteyim. Bunun 80 tanesi yurtdışındadır. Nazım Oratoryosunu ise “yılda en fazla 2 veya 3 kere" performe etmekteyiz. Benim gelir elde ettiğim bir proje değildir Nazım Oratoryosu. Hiç bir zaman da olmadı. Eser, bugune dek sadece bir kere yurtdışında, Moskova’da seslendirilmiştir. Eğer konu “birisinin sırtından para kazanmak" ise, Beethoven’ın sırtından 40 katını kazandığımı söyleyebilirim, mantık bu mantıksa..."

Say, "Nazım’ı performe ederken eşsiz anılar, eşsiz güzellikler yaşadım, benim için mühim olan budur." diye devam ettiği açıklamasında şunları söyledi:

"Eser, çok geniş bir kadroya sahip olduğu ve pahalı bir produksiyon olduğundan, hepimiz, asıl kaşelerimizden büyük indirimler yaptık yıllar boyu. Genco Erkal, 50 yıllık sanat yaşamında, hepimize Nazım’ı tanıtmış bir ustadır. Bunu para karşılığında yapmamıştır. Bakana sormalı, Genco Erkal zengin midir?"

Say açıklamasını şöyle tamamladı:

"Frankfurt konseri konusunda ise, menejerimizin verdiği rakam, hiç bir bütçe azaltma tartışmasına girilmeden, hiç bir “alternatif bütçe önerisi" getirilmeden, iptal edildiğine göre, ordaki asıl sorunun “maddiö olmadığını ben biliyorum. Sorun ideolojiktir. (Bakan’ın ilk açıklaması da zaten öyleydi. Nazım Rusya’ya yakışır ama Almanya’ya yakışmaz diyen kendısidir.) Kültür Bakanı, Türkiye’nin gerçek sanatçılarına çok ayıp etmiştir. Özür dilemelidir. Ayrıca, birilerinin, Nazım sırtından para kazanması bir kenara, kendisinin Nazım sırtından “Politik çıkar“ sağlamaya çalıştığı ve “karanlıklara karşı direnç göstermeye çalışan" bizleri ezmeye çalıştığı, bu konunun asıl odak noktasıdır."

(Kaynak: Milliyet)