Hilmi Bulunmaz
26 Aralık 2007
Fazıl Say diyor ki:
"Bu iktidar, bana ve müzik sanatına şimdiye kadar dostça davranmadı."
(Kaynak: Haber.com, "Fazıl Say'ı Çıldırtan Sansür")
Biz de soruyoruz:
Nâzım Hikmet'i, Fazıl Say ve Genco Erkal'a sansürleme yetkisini kim verdi?...
***
Kültür Bakanlığı, 2001 yılında, "Türk bestecilerinin eser üretimlerini teşvik projesi" kapsamında, FAZIL SAY: Nâzım adlı bir CD yayımladı. Bu CD’de Fazıl Say’la birlikte kapakta Nâzım'ı seslendiren iki sanatçının adı yer alıyordu: Genco Erkal ve Sertab Erener…
Yapıt ilk kez 5 Ekim 2001'de seslendirildiğinde olduğu gibi, CD'sinin yayımlanmasından sonra da medyada büyük övgü aldı…
Nâzım'ın şiirlerinden biri, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ve Fazıl Say eşliğinde, başarılı Nazım yorumcusu olduğu iddia edilen tiyatro esnafı Genco Erkal'a sansürleterek okutturuldu...
Nâzım, 1950'de hapisten çıktıktan sonra yazdığı "Akşam Gezintisi" şiirinde bir mahalleyi anlatır. Kasabın kapısındaki kedilerden, çamaşırcı Huriye'nin işsiz oğluna, mahallenin veremlilerine, Rahmi beylerin radyosundan polis jipine, sütçü Yorgi'nin kızından bakkal Karabet'e kadar...
FAZIL SAY: Nâzım'da bu şiir de vardı. Ve bu şiirde Ermeni bakkal Karabet de vardı...
Bakkal Karabet'in ışıkları yanmış...
Genco Erkal'ın seslendirdiği şiirde bu dizeden hemen sonra, beş dize atlanmakta (sansür edilmekte) ve "Mahallenin veremlileri"ne geçilmekteydi…
Nâzım’ı en iyi pazarlayan Genco Erkal’a sansürletilen dizeler:
Affetmedi bu Ermeni vatandaş
Kürt dağlarında babasının kesilmesini.
Fakat seviyor seni,
Çünkü sen de affetmedin
Bu karayı sürenleri Türk halkının alnına.
Nâzım Hikmet, yıllarca hapislerde çürütüldükten sonra bile, korkmadan, çekinmeden yukarıdaki gerçeği haykırmıştı...
Üzerinden yarım yüzyıl geçtikten sonra, Nâzım'ın dizelerinde dile getirdiği gerçeğin, üstelik de Türkiye'nin en ünlü Nâzım pazarlayıcısı aracılığıyla sansür edilmesi tek kelimeyle utanç vericidir. Rezalettir. Pespayeliktir. Sanata küfürdür. Türkiye halkının alnına yeniden kara sürmektir...
Yönetimin sansürüne bilinçli destek sunan Fazıl Say ve Genco Erkal, hem Nâzım’dan, hem de Ermeni ve Türk halklarından özür dilerlerse, eleştirimizi keseriz. Dilemezlerse, sonuna dek, yakalarını bırakmayız…
(Kaynak: Koray Düzgören, "'Sansüre uğradım' demek için sansüre karşı olmak gerek")
26 Aralık 2007
Fazıl Say diyor ki:
"Bu iktidar, bana ve müzik sanatına şimdiye kadar dostça davranmadı."
(Kaynak: Haber.com, "Fazıl Say'ı Çıldırtan Sansür")
Biz de soruyoruz:
Nâzım Hikmet'i, Fazıl Say ve Genco Erkal'a sansürleme yetkisini kim verdi?...
***
Kültür Bakanlığı, 2001 yılında, "Türk bestecilerinin eser üretimlerini teşvik projesi" kapsamında, FAZIL SAY: Nâzım adlı bir CD yayımladı. Bu CD’de Fazıl Say’la birlikte kapakta Nâzım'ı seslendiren iki sanatçının adı yer alıyordu: Genco Erkal ve Sertab Erener…
Yapıt ilk kez 5 Ekim 2001'de seslendirildiğinde olduğu gibi, CD'sinin yayımlanmasından sonra da medyada büyük övgü aldı…
Nâzım'ın şiirlerinden biri, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ve Fazıl Say eşliğinde, başarılı Nazım yorumcusu olduğu iddia edilen tiyatro esnafı Genco Erkal'a sansürleterek okutturuldu...
Nâzım, 1950'de hapisten çıktıktan sonra yazdığı "Akşam Gezintisi" şiirinde bir mahalleyi anlatır. Kasabın kapısındaki kedilerden, çamaşırcı Huriye'nin işsiz oğluna, mahallenin veremlilerine, Rahmi beylerin radyosundan polis jipine, sütçü Yorgi'nin kızından bakkal Karabet'e kadar...
FAZIL SAY: Nâzım'da bu şiir de vardı. Ve bu şiirde Ermeni bakkal Karabet de vardı...
Bakkal Karabet'in ışıkları yanmış...
Genco Erkal'ın seslendirdiği şiirde bu dizeden hemen sonra, beş dize atlanmakta (sansür edilmekte) ve "Mahallenin veremlileri"ne geçilmekteydi…
Nâzım’ı en iyi pazarlayan Genco Erkal’a sansürletilen dizeler:
Affetmedi bu Ermeni vatandaş
Kürt dağlarında babasının kesilmesini.
Fakat seviyor seni,
Çünkü sen de affetmedin
Bu karayı sürenleri Türk halkının alnına.
Nâzım Hikmet, yıllarca hapislerde çürütüldükten sonra bile, korkmadan, çekinmeden yukarıdaki gerçeği haykırmıştı...
Üzerinden yarım yüzyıl geçtikten sonra, Nâzım'ın dizelerinde dile getirdiği gerçeğin, üstelik de Türkiye'nin en ünlü Nâzım pazarlayıcısı aracılığıyla sansür edilmesi tek kelimeyle utanç vericidir. Rezalettir. Pespayeliktir. Sanata küfürdür. Türkiye halkının alnına yeniden kara sürmektir...
Yönetimin sansürüne bilinçli destek sunan Fazıl Say ve Genco Erkal, hem Nâzım’dan, hem de Ermeni ve Türk halklarından özür dilerlerse, eleştirimizi keseriz. Dilemezlerse, sonuna dek, yakalarını bırakmayız…
(Kaynak: Koray Düzgören, "'Sansüre uğradım' demek için sansüre karşı olmak gerek")