5 Mart 2009 Perşembe

Coşkun Büktel
5 Mart 2009


ARŞİVDEN


TİMUR VE İATP-G NE DEMİŞ?
.........BİZ NE DEMİŞİZ?

CUMHURİYET PORTAL
...............VE
BERNARD SHAW NE DEMİŞ?


GÜNCELLEME 5 Mart 2009: Metnin altında


YAKLAŞIK BİR BUÇUK YIL ÖNCE (9 ARALIK 2007) A. ERTUĞRUL TİMUR DEMİŞ Kİ:

(...) Eğer sizi ve bulanık beyinlerinizin öfkesini, sevgili destekçiniz Hilmi beyin küfürlerini, bayağılıklarını tiyatro dünyasından uzak tutmak sansürcülükse bir kere daha yazıyorum "Evet ben sansürcüyüm!"

(...). Ama tiyatrom'da ne Hilmi Bulunmaz'ın, Ne Coşkun Büktel'in yeri yok tiyatrom'u o seviyeye düşürmem hiç kusura bakmayın. Haa cevap hakkı mı? Siz aylardır sitenizde atmadığınız başlık bırakmadınız ben cevap hakkı falan kullanma gereği duymadım, siz yine sitenizde yazın rahatlayın ille de burada cevap hakkı diyorsanız aynen Mustafa Demirkanlı'nın geçmişte söylediği gibi gidin yasal süreçten geçin cevap hakkı alın gelin!

(...) tiyatrom son kez bu sayfalarda Hilmi Bulunmaz ve Coşkun Büktel adlarını sayfalarında geçirdi bundan sonra sadece onların cevaplarına sansür değil onların adının geçtiği her satıra, her habere, her olaya sansür uyguluyoruz herkesin haberi ola! Tiyatrom'un bir seviyesi var, Kediyle köpekle maymunla yazarlık-yayıncılık yapanlarla; yada arzın merkezine theope yi koyup üzerine bağdaş kurup oturanlarla oyalanamayız, tiyatrom'un seviyesini o kadar da düşüremeyiz.

(...) Ama ben Ertuğrul Timur olarak da, Tiyatrom.com sahibi ve editörü olarak da "Ben sıkı bir sansürcü olarak" bundan sonra asla ve asla tek bir satırla bile Hilmi Bulunmaz, Coşkun Büktel ve Burak Caney adlarını bu sitede geçirmeyeceğim sizlerin de bu kişilere yada onlarla ilgili konulara ilişkin yazılarınıza asla link yada yer vermeyeceğim buradan kamuoyu önünde ilan ediyorum lütfen bu konuda bundan sonra teklifte bile bulunmayınız.

(KAYNAK: Ertuğrul Timur, yukarıdaki ifadeleri içeren "Kirlenen internet değil, bu o insanların kendi beyin ve söz kirliliği" başlıklı yazısını sitesinin arşivinden silip yok ederek sansür ettiği için, Hilmi Bulunmaz, söz konusu yazıyı, archive.org adlı uluslararası sitede arayıp buldu ve yayınladı. Timur'un yazısının tamamını okumak için, lütfen TIKLAYINIZ!)


YALNIZCA İKİ GÜN ÖNCE (3 MART 2009) İATP-G DEMİŞ Kİ:

(...) Ertuğrul Timur’un temelsiz ve haksız bir şekilde sansür suçlamasının muhatabı kılınmasını ve tiyatroya yapıcı katkılarının görmezden gelinmesini kabul etmiyor ve bu konuda taraf olduğumuzu açıklama gereği duyuyoruz.

(KAYNAK: Bakınız: İATP-G, "Tiyatrom ve Ertuğrul Timur’a Dönük Tarafgir / Lekeleyici Yaklaşım Yapıcı Emeğe Saygısızlıktır".)


YAKLAŞIK BİR BUÇUK YIL ÖNCE (10 ARALIK 2007) BİZ DEMİŞTİK Kİ:

(...) Bu ülkede, hakikati hakim kılmak için, değil yalnızca halkı, ilerici demokrat aydın ve sanatçıları bile, tiyatrocuları bile (hatta hukukçuları bile) hâlâ aydınlatmamız gerekiyor. Sansürlü ve sansürcü kafalar, ilerici demokratlar arasında bile hâlâ büyük bir çoğunluk oluşturuyor. Herkes kendi faşizmini (kendi yaptığı sansürü) kutsuyor, yalnızca karşı tarafın sansürünü lanetliyor. Beğenmediği görüşleri okurlara "teşhir ederek" eleştirmeye hiç kimse yanaşmıyor. Herkes, beğenmediği görüşleri okurlardan saklayarak (o görüşleri sansür ederek) yalnızca lanetlemekle yetiniyor. Hele bizzat kendisine (şahsına) karşı olan görüşleri okurların dikkatine sunabilecek kadar, onları tahrif etmeden aktarabilecek kadar, o görüşlere link verebilecek kadar (ama kurnazlık edip sitenin genel adresine değil, bizzat söz konusu görüşlerin yer aldığı sayfanın adresine link verebilecek kadar) kendine güvenli, demokrat insanlar, ne yazık ki, "ilerici demokratlar" arasından bile çıkmıyor. Hiç kimse tartıştığı insanı demokrasiye layık bulmuyor, herkes tartıştığı insanı "sansüre" layık buluyor. (Bakınız: "Günümüzün Abdülhamid'i") Bu, elbette, sansüre layık bulunanları değil, sansüre layık bulanları aşağılayan bir durum.

(KAYNAK: Bakınız: Büktel, "Gazeteci Mehmet Bakır, Yazdıkları Beğenilmediği İçin Hapiste")


İKİ GÜN ÖNCE (3 MART 2009) CUMHURİYET PORTAL'DA ÇIKAN "ENGİN ÇEBER DAVASINDA BİR SKANDAL DAHA" BAŞLIKLI BİR HABERDE DENİYOR Kİ:

Engin Çeber'in önce karakolda daha sonra ise Metris Cezaevi'nde gördüğü işkenceler sonucu ölümüyle ilgili dava dosyasına giren belgeler yeni bir skandalı daha ortaya çıkarttı. Buna göre, kamera kayıtları silinerek, deliller yok edilmiş.

(KAYNAK: Bakınız: Cumhuriyet Portal, "Engin Çeber davasında bir skandal daha")


YAKLAŞIK YÜZ YIL KADAR ÖNCE İSE BERNARD SHAW DEMİŞTİ Kİ:

"Katletme, sansürün ekstrem biçimidir." ("Assassination is the extreme form of censorship.")

(KAYNAK: Shaw, "The Shewing-up of Blanco Posnet" adlı oyununun Önsöz'ü.)

***

GÜNCELLEME 5 Mart 2009:

Ertuğrul Timur, Büktel'in sansürle ilgili eski bir yazısından bir parçayı da içeren kolaj yazısına karşı bir cevap yazısı yazmış. "Sıfır Sansür" kuralımız gereğince, sansürcülerin bile sansürlenmesine karşı olduğumuz için, "bir buçuk yıl önceki yazıya cevap vermek şimdi mi aklına geldi?" diye sormaksızın, Timur'un (Büktel'in nasılsa cevap vermediğine güvenerek yazdığı) saçma sapan kışkırtmalarla dolu cevabını da elbette yayınlayacağız. Ama önce, cevap mesajının başında yer alan şu iftira için Timur'un özür dilemesini bekleyeceğiz:

SAYIN BULUNMAZ 10 DAKİKA KADAR ÖNCE COŞKUN BÜKTEL'İN BANA İTHAFEN YAZDIĞINI SAVLADIĞINIZ BİR YAZISINI GİRDİNİZ AMA BEN YANITINI YAZANA DEK GERİ KALDIRMIŞSINIZ

HAYIRLAR OLA HİÇ BİR ŞEY SİLMEME GELENEĞİNİZİ Mİ SONA ERDİRDİNİZ YOKSA

KENDİ SEÇİP KOYDUKLARINIZI MI SANSÜRLEMEYE BAŞLADINIZ?,
HER NEYSE 10 DAKİKADA OLSA YER VERDİĞİNİZ REYTİNG AVCISI COŞKUN BÜKTEL'E YANITIM SİTENİZDE YAYINLANMALIDIR

BİLGİNİZE

Hilmi Bulunmaz, Coşkun Büktel'in Timur'a ithafen yazdığını savlayan hiçbir ifade yazmadı/yayınlamadı. Timur, bu iftirayı cevap hakkı elde etmek için uydurmuş. Oysa bu iftiraya hiç gerek yoktu. Biz cevap hakkını hiçbir bahaneyle engellemezdik.

Biz bugüne dek, kendi ismiyle yazan hiç kimsenin cevap hakkını engellemedik. Kendi ismiyle yazmayan alçak hilekarları ise, zaten adamdan saymadığımız için, muhatap almadık, görmezden geldik. İftirası için özür diler dilemez, Timur'un yazısını o özürün altına ekleyeceğiz.

Yapılmayan şeyler kanıtlanamayacağı için, biz öyle bir ithaf belirtmediğimizi kanıtlamak zorunda değiliz. Ama Timur madem ki yaptığımızı iddia ediyor, yaptığımızı kanıtlamak zorunda. Çünkü evrensel bir hukuk ilkesi diyor ki: suçu ispat yükü, iddia sahibine düşer.

HB ve CB