Burak Caney'in izinde :)
A. Ertuğrul Timur
20 Şubat 2009
Merhaba Hilmi bey,
Girdiğiniz son yazının (Bakınız: "Şimşek hızıyla kirlenen Türkiye tiyatrosunun topoğrafya örneği Burak Caney mikrobu tarafından saçılan alçaklığın günümüze dek uzanmış acıklı türküsü!") üzerinden tıklaya tıklaya www.hilmibulunmaz.com sitesinde, Burak Caney'in ilk başlangıç izlerini sürdüm. Ne acı, artık Burak Caney'in tamamen ortadan kaybolduğu, hiçbir yerde adının geçmediği ve aylardır izini hiç görmediğimiz halde, biz, hâlâ onun yüzünden eski defterleri açmak, kafa karışıklıkları yaşamak zorunda kalıyoruz.
Size ait www.hilmibulunmaz.com/content/view/1023/109/ adresinde, Sezer Soykök adlı arkadaş, Burak Caney konusunu ele almış. Bir de www.tiyatronline.com yazarı İhsan Ata. (www.hilmibulunmaz.com/content/view/1027/109/)
Bunların yazılarından edindiğim İzlenimlere göre, Burak Caney ilk olarak, Şubat 2007'de
tiyatro mail gruplarına mail yazarak başlamış; önüne gelene sataşarak polemik yaratmaya çalıştığı belli.
Sezer Soykök'ün yazısından anlıyoruz ki, Burak Caney ilk doğduğunda www.tiyatrom.com ve www.tiyatronline.com ve size ağır şekilde saldırmış. Zaten Sezer Soykök'ün yukarıda sunduğum linkteki yazıyı yazma nedeni de www.tiyatrom.com, www.tiyatronline.com
ve sizi savunmak; Burak Caney'i eleştirmek için olmuş.
Şubat 2007'de ortaya çıkıp bütün tiyatro dünyasına, özellikle de tiyatro yayını yapanlara sataşarak, prim yapmaya çalışırken, bunun ardından, birkaç ay sonra sizle bizim tartışmalarımız başlamış.
İlk çıkışında size ayrı bana ayrı, İhsan Ata'ya ayrı, www.tiyatronline.com sitesine ayrı nedenlerle sataşmakta belli ki. Üstelik o tarihlerde, sanırım ben sizi tanımıyordum ve bloglarınızdan da habersizdim. Emin değilim ve ona yakın tarihlerde sizinle ilk yazışmalarımız başladı. (ki hatırlarsanız, siz ilk zamanlarda birçok konuda beni destekler, kampanyalarımı destekler, yazılarıma link verirdiniz. Ancak, ta ki Theope ve Coşkun Büktel konusunda ayrı cephelere düştükten sonra, siz de beni sürekli eleştiren yazılara yer vermeye başladınız. İşte sanıyorum ki tam da bu noktada, ilk başta tek tek birilerine sataşarak prim yapmaya çalışan Burak Caney, bulduğu bu kızgın ortamı kendine uygun görmüş olacak ki, bizim aramızda geçen konulara dadanmaya başladı. Sizin beni suçladığınız, toplist banner'i vb. gibi nedenlerle sürekli yıpratmaya çalıştığınız, benim de sizin geçtiğiniz yazılarınızı silerek sessiz tepki vermeye çalıştığım dönemlerde, kah benden yana olarak, kah Mustafa Demirkanlı'dan yana olarak kendince taktikler geliştirdi. Bizi de kısmen, facebook'larda bine yaklaşan sayıda kişiyi de kısmen arkasına takıp sürüklemeyi başardı ve başarıları www.tiyatrooyun.org sitesi açana, Türkiye Tiyatrolar Birliği'nden ödül kazanana dek sürdü. Bu, Burak Caney'in başarısı mıdır, yoksa ben dahil, bizlerin onu ciddiye almasının traji-komikliği midir? Doğrusu ya karar vermek zor. Ama bugün hâlâ, kendisi tamamen yok olmuşken, aylardır izine rastlanmazken konuşuyor olmamız da ilginç.
Selamlar
Not: Ben, yayınlansın gibi yazmadım. Konuya takılınca, içimden size yazmak geldi. Yazdım. Ama hep olduğu gibi yine not düşeyim; sizin özel yazışma kabul etmemeniz ve size gelen her şeyi, gerek duyarsanız yayınlayacağınız ilkenizi dikkate alıyorum ve "bunları yayınlamanız için değil, içimden geldi yazdım" derken de, "sakın, aman ne olur yayınlamayın" anlamında yazmıyorum. Gizli, saklı, sır değil elbette; diliyorsanız yayınlarsınız da.
***
Oyun'un notu: Bazı linkleri biz verdik.