Hilmi Bulunmaz
26 Şubat 2009
Ömer F. Kurhan'ı, İstanbul Alternatif Tiyatrolar Platformu-Girişim (İATP-G) sitesindeki yazılarından tanıyorum. Şubat 2009 tarihine dek, Kurhan’ın "Ömer F. Kurhan TİYATRO YAZILARI ARŞİVİ" başlıklı bir kişisel sitesi olduğundan haberim yoktu.
Kurhan’ın İATP-G sitesindeki yazılarını okumakla birlikte, yeni haberdar olduğum kişisel sitesindeki yazılarına da arada bir bakıyorum.
Kurhan, kişisel sitesinde, 22 Şubat 2009 günü "İkinci bir 'Theope' Var mı?" başlığıyla bir yazı yayımladı. Önemli bulduğum bu yazıyı, okur okumaz, OYUN sitesine taşıdım. (Bakınız: "Kurhan'ın yazısını YORUMSUZ sunuyoruz! / 8")
Aradan bir gün geçti…
Ve Mustafa Demirkanlı, 23 Şubat 2009 tarihinde, yani Kurhan’ın "İkinci bir 'Theope' Var mı?" başlıklı yazısını OYUN’a aktardığımızın ertesi günü, Kurhan’ın "Theope skandalı"yla ilgili iki yazısına birden yer verdi. (Bakınız: "Seyirlik Hale Getirilerek İçi Boşaltılan 'Theope' Vakası Üzerine Bir Not Ömer F. Kurhan 19.02.2009)" ve "Büktel-Nutku İhtilafı Üzerine Bir Not Ömer F. Kurhan(21.02.2009)"
Demirkanlı, Kurhan’ın, "Theope skandalı"yla ilgili iki yazısına birden yer vermesine karşın, "İkinci bir 'Theope' Var mı?" başlıklı üçüncü yazısına asla yer vermedi.
Kurhan’ın "Theope skandalı"yla ilgili iki yazısını birden gören, görebilen ve bu iki yazıya birden yer veren Demirkanlı, "Theope skandalı"yla ilgili üçüncü yazıyı asla görmedi, göremedi. Demirkanlı, üçüncü yazıyı görmemekle, görmezden gelmekle birlikte; sanki bir kâhin gibi davranıp ileriyi çok iyi görmüş ve Kurhan’ın "İkinci bir 'Theope' Var mı?" başlıklı yazısını, birkaç gün içerisinde sitesinden silip yok edeceğini, tahmin etmişti.
Kurhan’ın, "İkinci bir 'Theope' Var mı?" başlıklı yazısını yazmış ve yayınlamış olmaktan birkaç gün içinde pişman olacağını ve yazıyı "Ömer F. Kurhan TİYATRO YAZILARI ARŞİVİ" başlıklı sitesinden söküp buharlaştıracağını ve bu nedenle, Kurhan’ın bu yazısına link veren Hilmi Bulunmaz'ın yalancı durumuna düşebileceğini bir kâhin gibi tahmin eden Demirkanlı; kendini sağlama almayı bilmiş oldu. Ne yazık ki bizim böyle bir kehanet yeteneğimiz olmadığı için, (diğer iki yazısını yayınladığımız gibi) Kurhan’ın bu üçüncü yazısını da yayınladık ve yazının Kurhan'ın sitesindeki sayfasına link vererek bir de "yalancı" durumuna düşmeyi hak ettik.
Kurhan’ın sitesinde 22 Şubat 2009 günü yayınlanan ve aynı gün bizim sitemize de aktarılan "İkinci bir 'Theope' Var mı?" yazısının linkini bugün tıkladığınızda, şöyle bir yazıyla karşı karşıya geliyorsunuz:
.........."Sayfa bulunamadı. Üzgünüz, aradığınız sayfa Ömer F. Kurhan TİYATRO YAZILARI ARŞİVİ adlı blogda yok."
Kurhan’ın "İkinci bir 'Theope' Var mı?" başlıklı yazısının, Hilmi Bulunmaz'ı yalancı durumuna düşürecek biçimde ortadan kaldırılmasının gerekçesini merak edenler, öyle sanıyoruz ki, o gerekçeyi yazının içeriğinde kolaylıkla fark edecekler.
Yazının başlığında sorduğumuz soruyu yinelemekte yarar var:
Ömer F. Kurhan’ın "İkinci bir 'Theope' Var mı?" başlıklı bir yazısı var mıydı, yok muydu?
Dikkatlerden kaçırılması uygun görüldüğü için, artık yalnızca www.tiyatroyun.blogspot.com sitesinin bir spesyalitesi haline gelmiş olan "İkinci bir 'Theope' Var mı?" başlıklı Kurhan yazısını aşağıda bir kez daha aktararak, okurların dikkatine sunmakta yarar görüyoruz:
İkinci bir "Theope" Var mı?
Ömer F. Kurhan
22 Şubat 2009
2005 yılında, Devlet Tiyatroları koordinasyon toplantısında, Özdemir Nutku bir iddiayı dile getirdi: Coşkun Büktel’in “Theope”siyle aynı adı taşıyan bir oyun 16. yüzyılda bir Fransız yazar tarafından yazılmıştı. Bu sözleri duyan Coşkun Büktel, şiddetli bir itiraz geliştirdi ve böyle bir eser varsa gösterilmesini, kendi yaptıkları araştırmanın böyle bir eserin var olmadığını gösterdiğini söyledi. Bu tartışma ile ilgili ayrıntılar Coşkun Büktel’in kişisel sitesinde bulunabilir.
Bildiğim kadarıyla, Coşkun Büktel’in itirazına Özdemir Nutku’nun verdiği tek yanıt var. Bu yanıtta, eski belgeleri karıştırırken 17. yüzyılda yaşamış ikinci sınıf bir yazarın “Theope” adlı bir oyunu olduğunu öğrendiğini söylüyor. Tabii ki Coşkun Büktel bu yanıttan tatmin olmuyor ve böyle bir eser varsa ortaya çıkarılmasını istiyor. Bu noktadan sonra, benim “Büktel-Nutku İhtilafı” dediğim olay meydana geliyor. En önemlisi, Özdemir Nutku’nun şu ya da bu niyetle ikinci bir “Theope”yi yoktan var edip etmediği bir muamma olarak kalıyor.
Bu ihtilafa ilgi duymamın nedeni, başka bir vesileyle başlayan ve Büktel’le yaşadığımız bir tartışma. İsteyenler bu tartışmayı başka sitelerden izleyebilirler. Burada tartışmanın dışına çıkarak, ama tartışma sırasında verdiğim ayrıntı bir bilgiyi aktarmak istiyorum: İkinci bir “Theope” var mı bilemem, ama 18. yüzyılda Fransız bir yazarın yazdığı bir roman var ve romandaki kadın kahramanın adı Théophé.
Son yıllarda tiyatro tarihi alanında çalışmalara yoğunlaşan Fırat Güllü, akademik bir ayrıntı olarak gördüğüm bu bilginin “İkinci bir “Theope” var mı?”, “Varsa iki eser arasında benzerlikler ne düzeyde?”, “Yoksa Özdemir Nutku ikinci bir ‘Theope’yi yoktan mı var etti?” sorularına ışık tutabileceğini ve bir şekilde söylentileri sona erdirebileceğini söyledi. Ona hak verdiğim için de bu yazıyı yazma ihtiyacı duydum.
Öncelikle belirtilmesi gereken, Özdemir Nutku’nun ikinci “Theope” hakkında verdiği bilgilerin çelişkili olduğu ve belirsizlikler içerdiğidir: Devlet Tiyatroları koordinasyon toplantısında söz konusu yazarın 16. yüzyılda yaşadığını söylerken, Büktel’e verdiği yazılı yanıtında 17. yüzyılda yaşadığını söylemiştir. Yazarın adını da verememiştir. Bununla birlikte, hem toplantıda hem de yazılı yanıtında, bilimsel bir kesinlik iddiasında bulunmadığını, araştırma yapılması gerektiğini de eklemiştir. Söylediklerinden kalkarak, Özdemir Nutku’nun yoktan var etmediği, ama en fazla “duyum” değerinde bir bilgiye sahip olduğu izlenimi edindiğimi söylemem gerekir.
Bir duyum kesin bilgiler içermez, yanlışlıklar da içerebilir, ama zorunlu olmasa da gerçeğe götürebilecek bazı ipuçları verebilir. Büktel ve arkadaşlarının ikinci bir “Theope”nin izine rastlamadıkları yolundaki açıklamaları benim için tatmin edici değildi; Fransızca’yı dikkate almayan yanlış bir tarama yapmış olabileceklerini düşünmüştüm.
Nitekim ben taramayı “Theope” değil de “Théophé” diye yapınca, karşıma bir bilgi çıktı. Bu bilgiye göre, 1697-1763 arasında yaşamış Abbé Prévost’un (Antoine-François Prévost) yazdığı eserler arasında, “Histoire d’une Grecque Moderne” adlı roman da bulunuyor ve romanın kadın kahramanı “Théophé” adını taşıyordu. Prévost’un bu eserinin adını kısaca “Yunanlı Bir Genç Kadının Hikayesi” diye çevirebiliriz. Théophé işte bu Yunanlı genç kadındır. Böylece ikinci bir Théophé’nin olduğunu, ama bu Théophé’nin bir oyunun adı değil, bir romanın kahramanı olduğunu söyleyebiliriz. Kadın kahraman eserin isminde mevcuttur, ama “Théophé” olarak değil “Yunanlı Bir Genç Kadın” olarak.
Netleştirilmesi gereken ikinci nokta, Büktel’in oyunu ile Prévost’un romanı arasında bir benzerlik olup olmadığıdır. Elbette benzerlik derken iki eserin de kahramanının benzer adlar taşıması, cinsiyetlerinin kadın olması ya da eserlerin isminde mevcut olmaları gibi benzerlikleri kast etmiyoruz. Temel ölçü tabii ki hikâye olacaktır. Büktel’in “Theope”sinin az çok bilindiğini varsaydığımızda, Büktel’in Prévost’un romanındaki hikâyeyi esas alması, yani oyunlaştırması gibi bir durumun olmadığı aşağıdaki özet bilgiden anlaşılabilir.
"Yunanlı Bir Genç Kadının Hikayesi”nde, Fransız anlatıcı-karakter İstanbul’da diplomat olarak görev yaparken genç Théophé’yi bir haremde yaşadığı köle hayatından kurtarıyor ve onun yeni koruyucusu oluyor. En önemlisi Théophé’ye Batı ahlakını aşılayarak asimile ediyor. Fakat Théophé’nin edinmiş olduğu yeni Batılı kadın duruşu, Fransız diplomat açısından hiç beklenmedik sonuçlara yol açıyor. Kadın kahraman, köle hayatı sürerken yaşadığı bayağılıklara tamamen sırt çevirip bağımsızlık da talep eden erdemli bir hayat sürmek istediğini söylüyor. Yani koruyucusunun arzularına yanıt vermeyi reddediyor; evlenme teklifini dahi kabul etmiyor. Fransız diplomat, hayranlık, giderek daha şiddetlenen arzu, aldatılma şüphesi, kıskançlık gibi karmaşık bir ruh haline sürükleniyor…
Akademik bir ayrıntı olarak verdiğim yukarıdaki bilgiler şunu göstermektedir: İkinci bir “Theope” konusunda Özdemir Nutku tamamen uydurma bir varsayımla ortaya çıkmamış, gerçekte var olmayan bir şeyi oldurmamış, ipuçları içerecek şekilde çelişkili bir duyumu dile getirmiştir. İki eser arasında güçlü benzerlik ilişkileri kurmak anlamsız görünmektedir; isteyen bu konuda daha ayrıntılı ve titiz bir çalışma yapabilir. Özdemir Nutku’nun “İkinci bir Theope var” duyumunu niçin Devlet Tiyatroları koordinasyon toplantısında gündeme getirdiği ise, ayrı bir tartışmanın konusudur.
(Kaynak: Ömer F. Kurhan TİYATRO YAZILARI ARŞİVİ)
***
Yukarıdaki yazıyla ilgili olarak, Kurhan'dan bir açıklama geldi. Yayınlıyoruz:
Sayın Bulunmaz,
"İkinci bir 'Theope' Var mı?" yazımın kişisel arşiv blogumdan kaldırmamın nedeni, Yeni Tiyatro dergisi editörü Erbil Göktaş'ın bir talebinden kaynaklanmaktadır. Şöyle ki: Söz konusu yazıyı yayımlanması için Yeni Tiyatro sitesine yollamış, buna karşılık Erbil Göktaş yazının genişletilmiş ve daha ayrıntılı bilgilendirme yapan bir versiyonunu Yeni Tiyatro dergisinde yayımlayabileceğini belirtmişti. Fakat, dergide yayınlanan yazıların bir buçuk ay boyunca başka bir yerde yayımlanamayacağını da eklemişti. Bunun üzerine ben de yazıyı kişisel arşiv blogumdan çıkarmış ve içeriğini genişleterek Erbil Göktaş'a yollamıştım.
Anladığım kadarıyla, yazı birkaç saat kişisel arşiv blogumda kalmasına rağmen, arada o yazıya erişip yayımlamışsınız. O yazının genişletilmiş versiyonu muhtemelen Yeni Tiyatro dergisinde yayımlanacak. "Muhtemelen" diyorum, çünkü yazının kısa versiyonu sizin sitenizde yayımlanmış. Bunu yeni öğrendim. Bu durumda Erbil Göktaş yazının geniletilmiş versiyonunu dergide yayımlar mı bilemiyorum. Yazıyı bir buçuk ay sonra tekrar koymak üzere sitenizden kaldırabilirseniz sevinirim. İyi çalışmalar...
***
Yukarıdaki Kurhan'ın açıklamasıyla ilgili olarak, Yeni Tiyatro dergisi yöneticisi Erbil Göktaş'a telefon edip, Kurhan'ın gönderdiği e-postadan bahsettim. Göktaş, yazının durmasında bir sakınca bulunmadığını dile getirip, yazılı açıklama göndereceğini belirtti. Göktaş'ın açıklaması gelir gelmez, okurlarımıza ileteceğiz. (HB)
***
Yukarıdaki durumla ilgili olarak Kurhan'a bir mektup gönderdim:
Merhaba Sayın Kurhan,
Mektubunuzu, Erbil Göktaş'a iletmekle birlikte, kendisiyle bir de telefon görüşmesi yaptım. Sizin, Göktaş'ı yanlış anladığınızı, "kısa versiyonu"n sitemizde kalmasında hiçbir sakınca bulunmadığını belirtti. Göktaş, OYÇED'in düzenlediği ULUSAL OYUN YAZARLIĞI SEMPOZYUMU'yla ilgili olarak, otelde, konuklarıyla sohbet ettiği için, daha sonra, yazılı açıklama yapacağını belirtti. Hatta, size de durumu açıklayacağını dile getirdi.
Durum böyle olunca, yazıyı yayında tutuyorum...
İyi çalışmalar...
Hilmi Bulunmaz
***
Kurhan'ın yanıtını aktarıyoruz:
Doğrudur... Kendisi net bir şekilde çıkarın dememişti... O zaman ben de kişisel bloguma yazıyı ekliyorum...
İlgilendiğiniz için teşekkürler...
Ömer F. Kurhan
***
Yukarıdaki "İkinci bir 'Theope' Var mı?" yazısıyla ilgili olarak, Yeni Tiyatro dergisi editörü Erbil Göktaş'la yaptığımız yazışma:
Erbil merhaba,
Dün akşam gönderdiğim mektubumun yanıtını alamadım. Ömer F. Kurhan'ın "İkinci Bir 'Theope' Var mı?" yazısıyla ilgili olarak, yazılı bir açıklama yaparsan iyi olur. Benim de açıklama yapmam gereken okurlarım var. Bu arada, sakıncası yoksa, Kurhan'la, bu konuyla ilgili olarak yaptığınız yazışmaları tarafımıza aktarırsan, onları da yayınlamayı düşünüyorum. Ayrıca, Kurhan'ın yazısını yayınlayacaksan, başlığını belirtip bana iletirsen, şimdiden, derginin çıkacak sayısını tanıtmaya başlayabilirim.
İyi çalışmalar...
Hilmi Bulunmaz
27 Şubat 2009 Cuma 15:44
***
Merhaba,
İki gecedir oteldeyim. Dün gece internet yoktu, o yüzden yazamadım. Bence Kurhan'ın ilk metnini sitenden kaldırmana gerek yok. Çünkü ikincisi ve bana gönderdiği daha genişletilmiş farklı bir yazı. Başlığı da İkinci Bir Theope Var mı?
Görüşmek üzere...
Erbil Göktaş
28 Şubat 2009 Cumartesi 05:12
***
Kurhan'ın yazısını kendi sitesinden okumak için:
"İkinci Bir 'Theope' Var mı?"