10 Şubat 2009 Salı

Coşkun Büktel
10 Şubat 2009


Kazmacıbaşı'nın"Yanardöner" Karakteri


İstanbul şehrinin baş yöneticisi Kadir Topbaş tarafından "Muhsin Ertuğrul sahnesine vurulan ilk kazma" olarak İBŞT'nin genel sanat yönetmenliği makamına paraşütle indirilmesinden (Bkz) çok, ama çok kısa süre önce, "Kazmacıbaşı" (Orhan Alkaya); "Muhsin Ertuğrul sahnesi, Başaran Ulusoy şirketine ihale edilerek yıkılıp yerine, daha çok para getiren bir kongre binası yapılacak" yolundaki haberler üzerine kapıldığı, saman alevi gibi gelip geçici "Samimiyet Buhranı" nöbetlerinden biri esnasında demişti ki:

"İstanbul şehrinin yöneticileri umarım Ulusoy gibi sadece paraya önem veren kimseler değillerdir. Başaran, inşallah başarısız olur. Tiyatronun yerine yapılacak kongre merkezindeki ilk toplantıyı IMF'nin yapması planlanıyor. Mesleğimize ve Muhsin Ertuğrul ustamıza bundan daha büyük bir hakaret yapılamazdı." *

Alkaya, "her zaman olduğu gibi" yanılıyordu: "Mesleğimize ve Muhsin Ertuğrul ustamıza bundan daha büyük bir hakaret" yapılabilirdi ve yapıldı. Daha büyük hakareti yapan da, "ustamız" diye nitelediği Muhsin Ertuğrul'a ve onun adını taşıyan sahneye övgüler düzmüş olan yanardöner karakterli Alkaya'nın kendisinden başkası olmayacaktı.

Yukarıdakilere benzer bir çuval "laf" ettikten ve "Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nin yıkılmasını kesinlikle istemediğimizi bir kez daha söylüyorum. Burası Muhsin Ertuğrul'un hayaliyle tiyatroya dönüştürüldüğü, yanan Tepebaşı Dram Tiyatrosu'nu sürdürdüğü için çok önemli." gibi bir an bile inanmadığı bir sürü "maval" okuduktan çok, ama çok kısa bir süre sonra..

(Kadir Topbaş'ın yıkım projesini hayata geçirmek üzere Kadir Topbaş tarafından) İBŞT'ye "Kazmacıbaşı" olarak atanan Alkaya'nın, bizzat kendi imzasıyla, Muhsin Ertuğrul sahnesine ilk kazmayı vurması; makul ve dürüst, "makul ve dürüst" her insan için, "Muhsin Ertuğrul ustamıza" yapılmış çok, ama çok daha büyük bir hakarettir.

Alkaya gibi "yanardönerlerin", Kadir Topbaş'ın ve AKP'nin, tiyatromuza karşı en büyük kozu odur ki; tiyatromuzda "makul ve dürüst" insan sayısı, bir parmağı kopuk bir elin parmak sayısını bile geçmemektedir. (CB)

*Alkaya'dan yapılan alıntılar için Kaynak: tiyatrodergisi.com.tr: "Muhsin Ertuğrul Sahnesi yıkılmak isteniyor, tiyatronun haberi yok"

Kazmacıbaşı'nın kankası
Mustafa Demirkanlı'ya ait tiyatrodergisi.com.tr sitesinden Mart 2007'de aktardığımız Alkaya ifadelerini, sitenin sahibi Demirkanlı, bizim aktarmamızdan bir süre sonra, kedi pisliğini örter gibi, gizlice silip yok etti. Demirkanlı'nın silip yok ettiği sayfayı internette yine de bulmaya çalışacağız.

Kazmacıbaşı'nın yukarıdaki "tüm" ifadelerinin yer aldığı haberin tamamını, "Orhan Alkaya Bu Yıkımla Hatırlanacak" başlıklı sayfamızda bulabilirsiniz.)

***

Genel sanat yönetmeni olup da Muhsin Ertuğrul sahnesinin yıkılması için ilk kazmanın vurulmasına imza atan Orhan Alkaya ("Kazmacıbaşı") genel sanat yönetmeni olmasından çok kısa bir süre önce kapıldığı o saman alevi gibi gelip geçici "Samimiyet Buhranı" anlarından birinde diyordu ki:

"Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nin yıkılmasını kesinlikle istemediğimizi bir kez daha söylüyorum. Burası Muhsin Ertuğrul'un hayaliyle tiyatroya dönüştürüldüğü, yanan Tepebaşı Dram Tiyatrosu'nu sürdürdüğü için çok önemli. Kaldı ki biz bu sahnelerde, bu kulislerde büyüdük, yetiştik"

ORHAN ALKAYA (21 Mart 2007, Genel Sanat Yönetmeni yapılmasından az önce)

(Kaynak: arkitera.com, "Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nin yıkılmasını istemiyoruz")

***

Kazmacıbaşı (Kazmacıbaşı olmasından kısa süre önce) Ataseven'in ölümü ardından kapıldığı "Samimiyet Buhranı" sırasında diyordu ki:

(...) Halûk Şevket Ataseven, canımın ta içi Hocam, siz buraya fazla geldiniz. O kadar ki, tenha gittiniz.

Beni, sonradan erbabı kesildiğim Haldun Taner ile siz tanıştırmış ve arkasından da pişman olmuştunuz. Ben ergen, küstah ve ukalâ, o bereli çelebi adamı çileden çıkartmış, öfkeden yanaklarını filan kızartmıştım. Bir de Muhsin Ertuğrul var tabii. Saye-i âlinizde ilk kez el sıkıştığım büyük ustam... Şimdi Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu'nu da yıkacaklar ya, iyi ki zamanında gittiniz Hocam. Sizi kıskanıyorum. Sümerbank paviyonunu İstanbul'un en donanımlı bağımsız tiyatro binasına çevirip, ta öldükten pek pek sonra ismiyle de onurlandıran büyük ustamızın kınayan hissine maruz kalmadınız. Halûk Şevket Ataseven; siz şiir yazdınız, makale yazdınız, Yakup'u yazdınız, bizim alnımızı yazdınız. Sizin için ise, esasen, bunlardan yalnız birisi yazılabilir. Sizin için yalnız şiir yazılabilir, canım! Sizi yalnız şiir anlatabilir. Güle güle Hocam. Bu uğursuz günden, iyi ki kurtuldunuz.

Orhan Alkaya

(nam-ı diğer "Kazmacıbaşı" ya da Feridun Çetinkaya'nın tanımıyla: "Harbiye Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu'na fiili olarak vurulan ilk kazma")

Kaynak: Birgün 20/09/07