Biz, her alandan olduğu gibi, tiyatro alanından da faşist ideolojinin kökünün kazınması için savaşım veriyoruz. "Biz tiyatromuzu yaparız; gerisine karışmayız!" mantığının bile, insanı faşizmin kucağına attığı düşüncesindeyiz. Bir tiyatronun, bir yandan Kültür Bakanlığı çanağı yalayıp Efes Pilsen tezgahtarlığı yaparken, diğer yandan faşizme karşı çıkacak kıvraklığa sahip olabileceği kanısında değiliz.
Tiyatral faşizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilebilmesi için, yayıncılara da gereksinim var. Faşizmin tiyatroda tahkimi için gönüllü yayıncılar, genellikle Internet ortamında yetişiyor.
İATP-G Yayıncılık İnisiyatifi'nin aşağıdaki yazıda değindiği gibi, www.tiyatrodunyasi.com sitesi sahibi 3. Abdülhamid ve www.tiyatronline.com sitesi editörü, yaşam cahili Yaşam Kaya, anti-faşist maskeler takarak, Internet sahnesine çıkıp sözde faşizmi eleştiriyorlar! Oysa, Bülent Sezgin'in yazısına sansür koyan 3. Abdülhamid ve Kazmacıbaşı'nın "Yedi Tepeli Aşk skandalı"na omuz veren Yaşam Kaya, gerçek anlamda faşizmi savunmuş oluyorlar!! Yakında Aykut Işıklar'ı da desteklerlerse hiç şaşmayalım!!!
İATP-G Yayıncılık İnisiyatifi'nin bildirisini okuyunuz. (HB)
TİYATRO HABER-YORUM SİTELERİNDEN TACİZE VE SANSÜRE DESTEK
İATP-G
Yayıncılık İnisiyatifi
25 Ocak 2009
Tiyatro Dünyası editörü İsmail Can Törtop tiyatro eğitiminde cinsel tacize karşı kampanyayı faşizmle suçlayıp taciz karşıtı tavrı içeren yazıları sansürlerken, Tiyatronline editörü Yaşam Kaya İstanbul Şehir Tiyatroları yönetimi tarafından gösterimden kaldırılan “Yedi Tepeli Aşk” oyununu ırkçı olmakla suçlayarak sansürlenmesini destekliyor.
Tiyatro alanında merkezi bir öneme sahip internet yayıncılığının kirletilmesinin, üç maymunu oynamanın da ötesine taşınıp her türlü insani değerin altını oyma düzeyine sıçradığını gözlemliyoruz. Kendilerine göre site ağalığı taslayan editörlerin söylem bulanıklığı yaratması bazıları için kafa karıştırıcı olabilir. Fakat biz, Türkiye’de uzun zamandır faşizmin sağı solu belirsiz ve her çeşit kaypaklığı bünyesine katmaya hazır biçimler edindiğini çok iyi biliyoruz.
12 Eylül’den beri ağır bir faşist müdahaleyi ve kuşatmayı yaşayan Türkiye tiyatrosunda sıradanlaşan bu jestler karşısında vicdani bir duruşun örgütlenmesi acil ve sürekli bir gereksinime dönüşmüştür. İnternet ortamında tiyatro yayıncılığını site ağalığı ile karıştıran zihniyetin teşhiri ve okurların uyarılması önemlidir diyerek bu bildiriyi yayımlıyoruz.
(Kaynak: istanbul alternatif tiyatrolar platformu - girişim)