31 Ocak 2009 Cumartesi

İnsanların sadaka kültürüne alışmaları için, önce onları aç bırakan kapitalizm, daha sonra Avrupa Birliği gölgesine teslim ettiği insanları eğitiyor!

çıplak gökyüzü

biz
bir zamanlar
çıplaktık
ve çıplak bir gökyüzü altında yaşardık
uygar insanlar geldi
bizi giydirdi
önce hoşumuza gitti giysiler
ve sonra tutsak olduk renklerin gölgesine
uygar insanlar bize bayrak verdi
bir de incil
altın renkli toprağımızı çaldı uygarlar
ve bize kurşuni renkli gökyüzü kaldı
ağlayan ve yalnız bir gökyüzü

hilmi bulunmaz
24 Kasım 2006

***

Beyoğlu’nda çocukları kültüre kazanıyoruz


İstanbul’un Beyoğlu ilçesi, birçok kültürel etkinliğe ev sahipliği yapan, çok önemli bir merkez. Beyoğlu Belediyesi de düzenlenen etkinliklere destek olarak ve Semt Konakları, sanat atölyeleri gibi çeşitli projeleri hayata geçirerek ilçenin kültürüne katkıda bulunuyor. Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ile Beyoğlu Belediyesi’nin kültür alanındaki çalışmalarını konuştuk.

Beyoğlu Belediyesi’nin kadın ve çocuklara dönük ciddi çalışmaları olduğunu biliyoruz. Özellikle Dolapdere’deki çalışmalarınız ve Semt Konakları dikkat çekiyor. Bundan biraz söz eder misiniz?

Semt Konakları’nın geçmişte ‘Halk Evleri’ olarak bilinen kamuya açık kültür ve sanat kurumunun fonksiyonunu üstlendiğini söyleyebilirim. Özellikle sivil toplum örgütlerinin ve mahalledeki sivil inisiyatifin buralara katıldığını, kendi kültürel ve sanatsal gereksinimi bu mekanlardan aldığını görüyoruz. Bu anlamda semtin sakinlerini toparlayan, onlarla diyalogu geliştiren, kent kültürüne adaptasyonu pekiştiren bir işlevle varlıklarını sürdüklerini fark ediyoruz. Kent kültürü ve kentlilik bilinci kendiliğinden oluşmuyor ve Beyoğlu ilçemizde de daha da yavaş ilerliyor, çünkü zorunlu göçle buraya gelmişler ve öncelikli sorunları iş ve barınma ihtiyacını gidermek. Bu gerçekliğin karşısında değişim ve gelişimin bir anda olması beklenemez. Semt Konakları projesi bu ihtiyaçtan doğdu. Bu vesileyle insanları bir araya getirme fırsatı oluşturduğunu da söyleyebiliriz. Dolapdere Semt Konağı’nı özellikle sordunuz, bizce Tarlabaşı ve Dolapdere hizmete en çok ihtiyaç duyan yerlerimiz. Bu semtlerde her kesimden insanın farklı istekleri var; sosyal hizmetten sosyal yardıma, okuma yazma kursları ve meslek edinmeye ihtiyaç duyan oldukça yoğun bir kitle olduğu da malum. Günde bin kişiyi aşan kitleye hizmet veren bir mekanizma. Bu anlamda Beyoğlu Belediyesi’nin gurur veren hizmet alanlarından biri olarak çalışmalarını sürdürüyor.

Biz, çocukların sanat ve kültürel etkinliklerle ilgili olmasını ve bu yönde kendi gelişmelerine katkı sunmalarını arzuluyoruz. Böyle olunca hem suç odakları ve suçlarla buluşmalarının önü kesilir, hem de sosyalleşme olgusuna daha çok yaklaşırlar. Bu anlayış doğrultusunda bizim çocuklara ilişkin geliştirdiğimiz farklı projelerimiz de var. Örneğin hemen söyleyeyim; “Kefken Çocuklarla Çevre ve Yaz Kampı” projesini uyguluyoruz her yıl.

Nasıl bir kamp bu? Kaç çocuk katılıyor ve neler yapılıyor bu kampta?

Bu kamp öncelikle ilköğretim çocuklarının katılımına açık; kültür, spor ve sanat ağırlıklı bir yaz kampı. Her yıl yaklaşık beş bin ile yedi bin arasında çocuk bu kampta aktivitede bulunuyor, spor yapıyor, denize giriyor ve kimi sanat atölyelerine katılıyor. Özellikle tiyatro, drama, müzik, resim ve spor aktivitelerinin ön planda olduğu ve onların kentlileşme ve sosyal bilinçlerini artırmaya yönelik bir hızlandırılmış eğitim mekanizması olarak algıladığımız Kefken Çevre ve Yaz Kampı çok çağdaş, çok medeni, çok evrensel çizgiler taşıyor. Katılan çocuklardan edindiğimiz izlenim bu yönde. İkinci çalışmamız da Gençlik Merkezleri projesi. Bu mekanlar ise gençlerin kendi üretimlerini sağladığı ve aktivitelerini halka sunduğu kurumlar olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Bir de 5 bin kişinin yararlanacağı bir kütüphane kurma çalışmalarımız var, yakında kuruluşunu gerçekleştireceğiz.

Bir de risk altında bulunan çocukların katılımlarıyla gerçekleştirdiğiniz, farklı sanat disiplinlerinden uzman eğitmenlerin görev üstlendiği Beyoğlu Belediyesi Dolapdere Sanat Atölyeleri var. Bu atölyelerden söz eder misiniz kısaca?

Bu atölyeler, ritim, dans, tiyatro, drama ve plastik sanat (resim) branşlarından oluşuyor ve yaklaşık 250 çocuk farklı sanat disiplinlerinde eğitim alıyor. Bu atölyelerin amacını kısaca şöyle tanımlamak mümkün: Çocukların okullarında başlattıkları sosyalleşme süreçlerine sanatın gücüyle destek sunmak ve onların var olan dünyalarına sosyal anlamda yeni pencereler açmak... Diğer yandan bu çocuklar sanatsal ve kültürel etkinliklerin dışına düşürülmüş bir kategorinin fertleri olmanın dezavantajını yaşıyorlar, biz bu atölyelerle onların hem daha sosyal bir meşguliyet edinmelerinin olanağını önlerine koyuyoruz, hem de onların kendileri ve ailelerine zarar verecek farklı ve kriminal ilişki içinde olmalarının önüne geçmeyi hedefliyoruz.

Ayrıca bazı yetenekli çocukların kendilerini sanatla ifade etmelerine kültürel ve sanatsal olarak destek oluyoruz; onları bu yönde geliştirmek ve bu yeteneklerini sürekli geliştirecekleri bir etkinlik düzenlemek düşüncesiyle biz bu atölyeleri oluşturduk.

Metin Boran, Dilara Çalışkan, www.evrensel.net/haber.php?haber_id=30242

(Kaynak: stgm.org)