13 Aralık 2008 Cumartesi

İngiz, münevverlerin pirlerini zayıfça sorguluyor

Holdingler, kapitalizmin zorunlu kıldığı örgütlerdir. Holding yöneticileri, kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için, her türlü yola bavururlar. Başvurdukları yollardan biri de kültür-sanat çalışmalarıdır. Şakir Eczacıbaşı da, Türkiye halkı aydınlansın diye değil; kapitalizmin sonsuza dek işlemesi için İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nı yönetir. Emekçilerin iktidarına giden yolda savaşım veren kültür emekçileriyle değil; Dikmen Gürün gibi kapitalist ruha sahip insanlarla yürütür işlerini Şakir Eczacıbaşı. Devlet zoruyla kapitalist sınıf yaratmak için yola çıkan Cumhuriyet'le birlikte, zaman zaman askeri darbelerle yeşillendirilen Türkiye egemenleri, ellerinde bulundurdukları üretim araçları sayesinde, ezilenlerin ninnilenmesi için sanata da bulaşırlar. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali de, emekçilerin aydınlanması için yapılmaz. Kapitalizmin bekası için yapılır.

Her şeye karşın, zayıfça da olsa, bir eleştiri getirme niyetinde olduğu için, Cüneyt İngiz'in Tiyatro Dünyası'ndaki yazısını sitemize taşıdık. Ne var ki, somut belge ve tanık göstermeden yaptığı eleştiriyi, hamlığından ötürü, eleştirerek sunuyoruz:


İstanbul Kültür Sanat Vakfı ve sanat


Cüneyt İngiz
10 Aralık 2008


Sanatın her dalında uluslararası festivalleriyle İstanbul’a renk katan, uluslararası katılımcılarla dünyayı İstanbul’a taşıyan nadide ve biricik çalışmalarıyla İstanbul Kültür Sanat Vakfı, Türkiye’nin aydınlık yüzü haline geldi. Her yıl İstanbul’da tiyatro sezonu başlamadan önce düzenlediği festivallerle, hem ulusal tiyatrolarımıza ilk oyunları için yer açan, hem de uluslararası tiyatro gruplarına evsahipliği yaparak yeni dünyaları, yeni tiyatroları tanımamıza yardımcı olan İKSV, alanında bir tek olmaya ve gelecek nesillere bu bayrağı taşımanın önemine vurgu yapıyor.

Üstelik sadece tiyatro değil; müzik, resim gibi birçok sanat dalında, belki de hayatımız boyunca ülkelerine gidip göremeyeceğimiz, dinleyemeyeceğimiz sanatçıları ve sanatlarını yanı başımıza kadar taşıyarak, sanatın en önemli görevini, dünya halklarına ulaşmasını sağlıyorlar.

İKSV’nin bu yılki tiyatro festivali, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları salonlarında ve bazı özel tiyatrolarda gerçekleştirildi. Böylece her iki yakada tiyatro adına çok güzel bir festival düzenlenerek, bütün İstanbul halkının oyunları seyretmesi sağlandı. Bu yıl da festival tüm güzelliği ve alkışlarıyla son buldu.

Fakat son günlerde tiyatro kulis ve fuayelerinde yapılan sohbetlerde, özellikle İKSV adına çalışan teknik ve yardımcı personelin ödemelerini alamadıklarını, yaklaşık iki aydır bu konuda kendilerine muhatap bulamadıklarını duyunca şaşırdım. Bu kadar başarılı organizasyonlara imza atan İKSV’nin, belki de bir atlama ya da yanlış anlaşılma sonucu ödemeleri yapamadığını düşündüm.

Onursal Başkanı Sayın Şakir Eczacıbaşı olan bir vakıfta böyle bir sorun olabileceği aklımızın ucundan bile geçmez. Özellikle Şehir Tiyatroları'nda emeklerinin karşılığını alamamış sevgili dostlarımızla konuştuğumda şaşkınlığım biraz daha arttı. İKSV’nin telefonlarını aradıklarını, ama kimselere ulaşamadıklarını, ulaştıklarında ise paranın bir süre sonra ödeneceğini öğrendikleri halde, halen bir ödeme yapılmadığını üzülerek bildirdiler.

Şahsım adına, dostlarımla yaptığım konuşmalarda, bunun bir hata ya da yanlış anlaşılma sonucu böyle olduğunu, İKSV gibi büyük bir kuruluşun bu hatayı en kısa zamanda düzeltebileceği fikrimi onlarla paylaştım. Zaten onlar da böyle düşünüyor. Fakat yine de, en azından ödemeye dair bir zaman şerhi konulmasını rica ediyorlar.

İKSV Onursal Başkanı Sayın Şakir Eczacıbaşı ve Sayın Dikmen Gürün hanımefendinin bu kadar başarılı organizasyonların altına imza atarken, en kısa zamanda bu sorunu da çözeceklerine inanıyorum.

Ya sizler???

Yazarın Tüm Yazıları

(Kaynak: Tiyatro Dünyası)

***

Ayrıca bakınız:
"Münevverler, pirlerinin birthday'ini kutladılar!"