Arda Aydın, Yapı Kredi reklamında da oynadı.
Taze yazar Arda Aydın, tiyatro piyasası edinmek için gerekli stratejinin ayrımında. Tiyatro piyasasında tutunmak için, ürkek olup kendinden önce gelenlerin karşısında el pençe divan durmak gerekir. Eleştiri yapıyormuş görünümü verip, aslında eleştiri yapmamak gerekir. Arda Aydın, bu davranış biçimine dikkat ediyor. Kültür Bakanlığı çanağı yalamak için başvurup sonradan mızıkan DOT'u, ürkek bir dille eleştiriyor. Daha yerinde bir deyişle eleştirir gibi yapıyor. Bu eleştirisini yaparken, hafif sözler kullanmak için özel çaba harcıyor. Arda Aydın, DOT ve diğer Kültür Bakanlığı çanağı yalayanları ağır sözlerle eleştiren Hilmi Bulunmaz'ı kaynak olarak göstermiyor.
Burası Dot. Bir Tiyatro Mekanı
Arda Aydın
20 Kasım 2008
Bir tiyatro düşünün. İstanbul’un en güzel yerlerinden birinde, tarihi bir binada, bir katın yarısına konuşlanmış ve seyircisini asansörle mekana çağırıp, oyuna getiren.
Bir tiyatro düşünün. Kimsenin bilmediğini bulup, kimsenin oynamadığını oynayıp, herkesin bilip de bir türlü söyleyemediği gerçekleri, seyircisinin suratına suratına çarpmak isteyen.
Bir tiyatro düşünün. Her malzemesi özenle seçilmiş, seyirci için en kalitelisi, gerekirse en pahalısını almış, arkasına tiyatro aşığı insanları ve şirketleri almış, bunları kimseye yedirmeyen.
Ve bir tiyatro düşünün ki tüm bunları yaparken, yardım taleplerinde bulunmuş, talepte bulunduğu kurumlardan ya da kişilerden istediğini alamamış, bunu kendine yedirememiş, sonuca katlanamamış, bunu herkese duyurmakta da bir sakınca görmeyen...
Anlamadığım, daha doğrusu anlamakta güçlük çektiğim birşey var! Bu kadar özelliği sadece kendi olanaklarıyla elde etmiş bir tiyatro neden bu yardıma ihtiyaç duyuyor? Bunu neden duyurma ihtiyacı hissediyor? Özlem Daltaban’ın yazısını okuduğumda gerçekten şaşırdım. Herşeyi kendi olanaklarıyla gerçekleştirme becerilerini tüm tiyatro camiasına göğüslerini gere gere söylerken ne oldu da böyle bir durumu hem yaşayıp, hem de anlatma ihtiyacı hissetiler?
Uzun zamandır sadece yaptıkları oyunların isimlerinden başka hiçbir şey bilmiyorum Dot’la ilgili. Ama bu kadar insanın ve tiyatro meraklısının kapısında yatmaya hazır olduğu bir yerin adını bu şekilde yıpratmaya sahibinin bile hakkı olmadığını söylemek isterim. Çünkü bu tür söylemler, daha 3 sene öncesinde söylenenlere ters düşebilir. Attığınız tüm sağlam adımları, yaptığınız tüm işleri bir anda gölgede bırakabilir.
Dot kendi adına doğru bir şey yaptığını düşünebilir ama adına yaraşır bir açıklama olmadığını kabul etmek gerek. Her tiyatro grubu bu şekilde açıklamalar yaparak alacağı ya da aldığı yardımlar hakkında görüş bildirebilir elbette. Ama tam da bu aşamada yapılan ve yapılacak işlere bakmak, bu güne kadar ne gibi stratejiler izlendiğini gözden geçirmek, ona göre bir pozisyon almak ve bu durumun kişilere ve oluşumlara neler katacağını ve onlardan neler götürebileceğini öngörebilmek gerekir.
Tüm bunlar Dot gibi oluşumlara bir yarar sağlamaktan çok uzak görünüyor. Ama sadece buradan bakınca...
(Kaynak: Tiyatro Dünyası)
***
Ayrıca bakınız:
"DOT, 26.000 YTL'lik çanağı beğenmedi"