8 Ekim 2008 Çarşamba

Kazmacıbaşı'na "ekşi" değerlendirmeler!...

AKP'li İstanbul Anakent Belediye Başkanı Kadir Topbaş tarafından Şehir Tiyatroları'na Kazmacıbaşı olarak atanan Orhan Alkaya...


Ad verilmeden yapılan eleştiriyi doğru bulmuyoruz. Ad vermeden eleştiri yapanları yüreklendirmek istemiyoruz. Tüm isteksizliğimize, tüm karşıtlığımıza karşın, eleştirisi yapılan kişi, önemli bir koltuğu işgal ettiğinden, muhalefet şerhimizi yedeğimizde tutarak, ekşi sözlük'teki Kazmacıbaşı Orhan Alkaya değerlendirmelerini, okurlarımızın dikkatine sunuyoruz:


1. yapıtları; yenilgiler tarihi, türkiye hâlâ mümkün, erken sözler, parçalanmış divan, a!etika ve kuşkusuz tuz günleri olan şair. (yasinko)

2. haldun taner usta'nın sersem kocanın kurnaz karısı oyununda parmak ısırtan yönetmen, evet. (bkz: fasulyeciyan) (yasinko)

3. görüldügü her yerde "pavese okuyun! pavese okuyun!" umumi anonsuyla dikkat çeken kisi..
(kite kat)

4. su siralar kuzguncuk'ta ev arayan yonetmen. *
(ruya)

5. parçalanmış divanla, iyi bir şair olduğunu kanıtlayan tiyatrocu...
(bezgindevrim)

6. bir başka orhan alkaya da 1938 harp okulu olayında tutuklanan harp okulu öğrencilerinden biridir. diğer öğrenciler genellikle fakir aile çocukları iken orhan alkaya içlerindeki tek zengin aile çocuğudur. hatta hapiste şakalaşmak amacıyla birbirlerine lakap takarken ona da burjuva orhan derler. öğrenciler içinde elebaşı olarak görülen 4-5 kişik gruptandır. sanırım 4-5 yıl hapis yatıp çıktıktan 1-2 yıl sonra ölür.(bkz: 1938 harp okulu olayı ve nazım hikmet)
(tatli cocuk)

7. e kültür ve edebiyat dergisinde bir zamanlar sayfası olan fakat ne zamandır okuyamadığım şair kişi. yeni yetmeye çalışan şairlerin elinden tutan biri gibi kalmış aklımda, hatam varsa affola. (bang on the door)

8. ....
bir şeyi ilk defa sever gibi
ilk defa sever gibi diri meme uçlarını, taze dilini, yoğun tenini
arzın patlayacağı fikrini sever gibi serin ve kanlı bir histe
kurşunun kağıda dokunduğu anı
bir başka sevmeyi sever gibi şaşkın, aşkın el tutuşma saatleri ** (karviskali)

9. eksiltin beni hayatınızdan
gövdemden aşağı kurşun ve kalemle bir çizik atın
yalnızlığıma dönmek istiyorum bugün
ilk keşfettiğim günkü kadar bakir
ve güzelliği dokunulmamışlığıyla bitişen hüzün
hiçbir gözün yalan söyleyemeyeceğine inanılan gün kadar
parlak ve katışıksız yalnızlığıma.

birkaç hayat yaşadım yanıbaşınızda
herbirimize ayrı
ve ağırlığını hep eksik bulacak kadar kayırılmış zamanlarla
geldim
mutlaka dünyayı döndüren insana rastlayacakmışsına
çoğaldıkça eksilen zamanlarla
parmakuçlarınıza her dokunuşumda
duydum bileklerimde aynı serinliği
şölenlerde bitkin, gecelerde uykusuz ve herhangi bir ilkçağ kadar
imanlıydım.

kalebent karatında sessiz ve öfkeliysem şimdi
ihtimaller içinde yırtık bir yelkenli, bir hengâme suretiysem
adımı unutarak yaslı
ve çılgınca geziniyorsam mahyalarında şaşkınlığınızın
birinizin anlamıyla hiçbirinizin anlamı arasındaki farksızlığı
anladığımdandır.

hey!
sarhoş kayalıklarda ve istasyon arkalarında tükettiniz coşkumu
kâinatın altındaki bu hades ülkesinde yaşamaya mahkûm oluşunuzun
kör kiniyle sevdiniz açık hayat kıldığım sevincimi
'nihil humanum aliena mea est' eski bir şarkının sözleriydi
vazgeçiyorum artık; eksiltin beni hayatınızdan
yalnızlığımdan dönmek istiyorum bugün, altımda bir dünya
yabancım olsun size ait ne varsa... (demme)

10. gün itibariyle istanbul büyükşehir belediyesi şehir tiyatroları genel sanat yönetmenliğine atanmış yönetmen, şair, yazar.

aynı zamanda kendileri mayıs 2007'den beri her cuma birgün'de düzenli olarak yazıyor: http://www.birgun.net/bolum-73-yazar-166.html (sadikaj)

11. toplam olarak 3 kez sohbet etmişliğim var kendisiyle: 10 dakika, 20 dakika ve yaklaşık 1 saat. birincisi 1 hafta, 2. iki hafta, 3.sü 2 ay kadar düşünmeme sebep olmuştur ara ara aklıma gelerek. feci bilge bir adam olduğu kanaatindeyim; ama sonradan anlıyorsunuz, ampül bir yerde yanıyor. (el fikir)

12. şehir tiyatrolarının başına getirilmesinde kenan ışık ın rolü olduğu konusunda beyanat vermiş kişidir. (martimge)

13. bahçeli, müstakil evlerin sahiplerini tavlamak için bol ballı vaatlerde bulunan cingöz müteahhit taktiği ve "yahu, neden karşı çıkıyorsunuz, yine tiyatro sahnesi olacak... hem de mis gibi, apartıman gibi, daha güzel olacak!" takiyesiyle gerçekte bir kongre merkezine iç güveyi yapılmak üzere yıkılmasına karar verilen müstakil harbiye muhsin ertuğrul tiyatrosu'na fiili olarak vurulan ilk kazmadır.

genel sanat yönetmenliği koltuğuna akp'li belediye başkanı kadir topbaş'la yapılan bazı pazarlıklar sonucu oturtulup oturtulmadığı, bu göreve gelmek uğruna peşin peşin bazı tavizler verme taahhüdünde bulunup bulunmadığı nasıl olsa yakında, kepçeler, dozerler, inşaat makineleri muhsin ertuğrul'un karşısına dikildiğinde ayan beyan ortaya çıkacaktır.

muhsin ertuğrul tiyatrosu, genel sanat yönetmeni koltuğunda kendisi otururken yıkılıp yok edilirse, aynı anda hem töhmet hem de büyük vebal altında kalacaktır.

kendileri,

kâh 90'lı yılların başında ankara'da iletişim kitabevi'nin alt katında "siyasi amaçlar için feda intiharları" üzerine şairane ahkâmlar keserken,
kâh "kim 500 milyar ister" kenan ışık ve topbaş'la beraber pazarlık yaparken,
kâh birgün gazetesi okurları için hikmet timsali yazılar kaleme alırken,
kâh koltuk uğruna, hiçbir gerekçe gösterilmeden yaka paça görevden alınan dönemin genel sanat yönetmeni nurullah tuncer'in kuyusunu kazarken

geliyor gözümün önüne... yazık.

muhiplik hatırına içtenlikle dilerim, muhsin ertuğrul tiyatrosu başına yıkılmasın! (mutebaki)

14. gül yanlış kokarsa tuz yakaya takılır dizesi ile akıllarda yer etmiş şair. (cutterfly)

15. 2004 yılının mart ayında msgsü'de 120. kuruluş yılı kutlamaları vesilesiyle yapılan şiir dinletisinde, 11 şaire 22 dinleyicinin düştüğü bir günde, sesinden harika şiirler dinleme fırsatını elde ettiğim şair. hatıra olsun diye çektiğim fotoğraflarını daha da anlamlı kılacak bir jestle bana o gün şiirlerini okuduğu şiir kitabını (tuz günleri) ben hiçbir şey söylemeden imzalayıp verecek kadar mütevazi şahsiyet. "şiir"in, sesinde anlam bulduğu nadir insanlardan biri... (bir gul bu karanliklarda)

16. dunya tiyatro gunu nedeniyle yayinlanan dunya tiyatro gunu ulusal bildirisi ni bu yil hazirlayan yonetmen. (isikokunem)

17. harbiye muhsin ertuğrul tiyatrosu'nun kongre vadisi projesi kapsamında yıkılması konusunda,

istanbul şehir tiyatroları genel sanat yönetmeni olmadan önce:

"...dozerlerin önünde buluşmak üzere... kaç dozer gelir bilemiyorum ama, ben bir termos kahve getireceğim. cesare pavese gunlugunun en sonunda demişti ki: artık soz bitti, eylem!" (kaynak: tiyatro dünyası internet sitesi, 22 mart 2008)

diyen.

istanbul belediye başkanı kadir topbaş tarafından genel sanat yönetmenliği koltuğuna oturtulduktan sonra, ibşt genel sanat yönetmeni orhan alkaya olarak, dozerler muhsin ertuğrul tiyatrosu'nu yıkmaya giriştiğinde bu sözünün arkasında durup durmayacağı merakla beklenen.
(mutebaki)

18. "...dozerlerin önünde buluşmak üzere... kaç dozer gelir bilemiyorum ama, ben bir termos kahve getireceğim." lafının bırakın arkasında durmayı, ibşt genel yayın yönetmeni olduktan sonra muhsin ertuğrul'un yıkılması için imza atan yetkililerden biri olan eski dev-yol'cu.
birgün kültür sanat sayfalarının en sert, en muhalif ismiydi ki ibşt'ye genel sanat yönetmeni olduktan sonra kesti yazılarını. her hafta köşesinde en çok eleştirdiği kurumun başına getirilen alkaya, gazetelere yaptığı açıklamalarda "demek ki projelerim beğenildi" dedi utanmadan. ilk projesi muhsin ertuğrul'u yıkmak oldu hem de tiyatro camiasının en muhalif ismi kıçına bir koltuk verilerek susturuldu. (bkz: buyuksehir calisiyor) (elma c elma v)

(Kaynak: Ekşi Sözlük)