31 Ekim 2008 Cuma

Aşağıdaki yazı bizim değil; Aksiyon’un…

Sahneler, ‘para kavgası’ ile perde alıyor

Yeni tiyatro sezonu, ödenek tartışmaları gölgesinde açılıyor. Ali Poyrazoğlu ile birlikte devleti de hedef alan eleştirilerin perde arkasını araştırdık. Ortaya, pek de iç açıcı olmayan bir tablo çıktı.

Ekim ayı başında açılıyor yeni tiyatro sezonu. Devlet Tiyatroları, Şehir Tiyatroları ve özel tiyatrolar derken, perdenin yeniden açılacağı günler yeni heyecanlara da gebe. Ancak, bu heyecanın üzerine devletin geçtiğimiz yıl özel tiyatrolara yaptığı yardımla başlayan spekülâsyonların gölgesi düşüyor. 36 tiyatroya 1 milyon 547 bin YTL para dağıtan Kültür Bakanlığı’nın değerlendirme komisyonundaki Ali Poyrazoğlu’nun tiyatrosu, en üst dereceden 92 bin YTL’lik pay alınca, ödenekten mahrum kalanların eleştirilerini yüz kızartıcı boyutlara sürükledi. Magazin basını, Ali Poyrazoğlu ve Levent Kırca arasındaki polemiğe yoğunlaşsa da, devlete ya da yerel yönetimlere bağlı tiyatrolarda çalışıp ödenekten pay alamayan Mahir Günşiray, Işıl Kasapoğlu ve Emre Kınay gibi isimler Poyrazoğlu’na tepki duyuyor.

ÖZEL TİYATROLARI 2 MİLYON YTL

Tiyatro dünyasını kavgaya sürükleyen süreç, geçtiğimiz nisan ayında, Ankara’da, Değerlendirme Komisyonu’nun toplanmasıyla başladı. Tiyatro sezonu açıldığında toplanması gereken komisyon, 5018 sayılı yasanın ödeneklere mâni olması üzerine, Kültür Bakanlığı Teşkilat Yasası’ndaki değişikliğin kabul edilmesini ve devlet yardımlarının önünün açılmasını beklemişti. Ocak ayında Maliye Bakanlığı’nın ağına takılmaktan kurtarılan bütçe, Kültür Bakanı Atilla Koç’un girişimleriyle büyük oranda artırılarak yaklaşık 2 milyon YTL’ ye yükseltildi.

7 kişiden müteşekkil komisyonda her yıl müsteşar, müsteşar yardımcısı, Güzel Sanatlar genel müdürü, Devlet Tiyatroları genel müdürü, iki oyun yazarı bir de sanatçı bulunuyor. Geride kalan yılda Müsteşar Mustafa İsen’in yerine Prof. Dr. Mustafa Büyük’ün başkanlığını yürüttüğü heyette, tiyatronun önde gelen yazarlarından Refik Erduran ve Turgay Nar da yer aldı. Tiyatrocuların temsilcisi olarak, sanatçı üye koltuğuna ise 2004’ten beri süregeldiği gibi Ali Poyrazoğlu oturdu. Destek almak üzere başvuran tiyatroları, 3-4 saatlik bir değerlendirmeye tâbi tutan topluluk, Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu’nun “Tak Tak Takıntı”, Ankara Ekin Tiyatrosu’nun “Midas’ın Kördüğümü” ve Ortaoyuncular’ın “Fername” oyunlarına tavandan 92 bin YTL’lik destek verdi. Ankara Sanat Tiyatrosu, “Belalı Aile”; Kenterler ise “Anna Karenina” ile 90 bin YTL almaya hak kazanırken, Oyun Atölyesi de “Hırçın Kız” ile 85 bin YTL’lik ödeneği arkasına aldı.

159 tiyatronun 179 projesini değerlendiren komisyon, 66 profesyonel tiyatronun 36’sının projesini olumlu sonuçlandırdı. Desteklenen kadar reddedilen tiyatronun olması, “Bize ödenek çıkmadı; ama en yüksek ödeneği kendisine çıkardı.” iddialarıyla Ali Poyrazoğlu’nu hedef noktasına taşıdı.

HAYALÎ MADDE, PRENSİP KARARI OLUNCA

Ödenekten pay alamayanlar içinde Kocamustafapaşa’da kendi sahnesinde tiyatro yapan Semaver Kumpanya da var. Kumpanya’nın başında bulunan Işıl Kasapoğlu, tiyatroyu kurduğu 2002’den 2004’e kadar komisyona başvurmadı. Kasapoğlu, “Kamusal tiyatro-özel tiyatro ayrımı yapılmadıkça ve kamusal tiyatro olarak görülmedikçe başvurmayacağız.” düşüncesine rağmen, “Devlet Tiyatroları, Kültür Bakanlığı’ndan yardım alamayan gruplara salon vermeyecek.” gibi bir duyum aldıktan sonra, kararını değiştirdi. Ve 2004’te “Süleyman ve Öbürsüler” ile 11 bin 156 YTL, ertesi yıl da “Fırtına” oyunuyla 20 bin YTL destek aldı. Peki, Kasapoğlu’nun fikrini değiştirmesine sebep olan duyum ne kadar doğru? “Hiç…” diyor Ali Poyrazoğlu: “Devlet Tiyatroları, kendi programına uygunsa, salonlarını her zaman veriyor. Işıl, yardım almadığı halde, Devlet Tiyatrosu sahnelerinde para ödemeden oyun oynadı. Özellikle de Ankara’da Şinasi Sahnesinde…”

Komisyonun etki alanını belirleyen Değerlendirme Ölçütleri ile ilgili yönetmeliğin 9. maddesinde “Devletten maaş alan kadrolu sanatçılar, komisyondan destek alamazlar.” ibaresi bulunmuyor; buna rağmen, komisyon üyelerinin “olmayan şeyi” prensip kararı şeklinde benimsemesi, tartışmaları kaygan bir zemine çekiyor. Işıl Kasapoğlu, “Dünyada ticarî tiyatroya ödenek veren hiçbir devlet yok. Kamu tiyatroları, ki bunlar özel tiyatrolar da olabilir, evrensel tiyatro eserlerini kullanır, yeni Türk yazarlarını keşfeder, var olan Türk yazarlarına destek olur.” derken, tiyatroların yeniden tanımlanmasını istiyor. Ancak burada ‘kamu tiyatroları’ ifadesi, bildiğimiz üzere ‘devlete bağlı tiyatrolar’ şeklinde algılanmasın. Kasapoğlu bu tanımlamayı, Batı’nın ve Türk tiyatrosunun klasiklerini halka götüren, yalnızca sanatsal kaygılar taşıyan ve maddî çıkarları ikinci plana atan tiyatrolar için kullanıyor.

IŞIL KASAPOĞLU BİZİ KANDIRDI

İki sezon ödenek alan Semaver Kumpanya’nın sonradan kriterlere takılması, akıllara ‘Neden?’ sorusunu getirdi. Cevabı, komisyon üyesi Ali Poyrazoğlu veriyor: “Işıl Kasapoğlu bizi kandırdı. Semaver Kumpanya’yla alakası olmadığını, devlet tiyatrosundan da emekli olacağını söyledi. Oysa Tiyatro Yapımcıları Derneği’ne girebilmek için sunduğu müracaat belgesi elimde. Altında tiyatronun sahibi yazıyor.” Kasapoğlu ise Ali Poyrazoğlu’na söylediklerinin arkasında; ama kendisinin müdür değil memur olduğu için resmî kurucu sıfatı taşımayacağını söylüyor.

Mahir Günşıray’ın başını çektiği 32 tiyatro temsilcisi, geçtiğimiz haziran ayında Kültür Bakanlığı’na bir mektup göndererek, yönetmeliği uygulayanların adil davranmadığını iddia etti. “Tiyatro Platformu” çatısı altında bir araya gelen tiyatrocular, projelerin yeterince incelenmediğine, ödenekli kurumlarda çalışan tiyatrocuların projelerine destek verilmesine ve yeni bir yönetmelik hazırlanması gerektiğine dair düşüncelerini bakanlığa ilettiler. Tiyatro Platformu’nun isteklerine karşı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Vekili Mustafa Atalar imzalı bir cevap mektubu yazıldı. Mektupta, kriterlerin netliği üzerinde durularak, eski yönetmelik gereği şirket statüsündeki özel tiyatrolara destek sağlanmasının mümkün olmamasına rağmen, bu mağduriyetin giderildiği belirtiliyor.

Tiyatro Platformu’nun başında bulunan Mahir Günşıray’a bakılırsa, komisyon üyeleri tiyatrolar hakkında yeterli bilgiye sahip değil. Para alabilmek için yanlış beyanda bulunan tiyatroların araştırılmadığı iddiasını ortaya atan Günşıray daha önce üyelerin tiyatro yapımcıları, eleştirmenleri ve oyun yazarlarının seçtiği kişilerden oluştuğunu da ekliyor. Tiyatro Platformu, ödeneğe talip tiyatro sahibinin komisyona girmesini istemiyor.

POYRAZOĞLU NİYE SEÇİLDİ, NİYE İSTENMİYOR?

Eski Kültür Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa İsen komisyon üyesi seçimlerine ilişkin iddialara, “Ali Poyrazoğlu’nu, Özel Tiyatrocular Derneği Başkanı olduğu için seçtiklerini” söyleyerek cevap veriyor. Tiyatro Platformu’nun “Ödenek alacak sanatçı komisyonda olmamalı” düşüncesini makul bulsa da İsen’e göre birçokları komisyona girmek istemeyeceği için bu, kaotik bir duruma yol açabilir. Bakanlığın, Poyrazoğlu’nu seçmesinin altında özel tiyatroların dünyasını iyi bilmesi yatıyor. Başlıca amaç, sahte raporlar hazırlayıp, oyunu oynanmış gösteren ya da turnelere çıktığı iddiasında bulunan girişimlerin önüne set çekmek. Adını vermek istemeyen bir komisyon üyesi, “hangi tiyatronun kaç koltuğu var, hangi oyun ne kadar oynandı” gibi soruların cevabını Ali Poyrazoğlu’nun çok iyi bildiğini, bu yüzden de tiyatrocuların onu komisyonda görmek istemediğini vurguluyor tüm çarpıcılığıyla.

Poyrazoğlu’ndan önce Yıldız Kenter, Tevfik Gelenbe, Hadi Çaman, Enis Fosforoğlu, Kubilay Tuncer gibi isimler de komisyon üyeliği yapıp ödenekten üst düzeyde yararlanmışlardı. Bununla birlikte, Kenterler, son beş yılda ödenekten en fazla pay alan özel tiyatro durumunda. Dört senedir tavandan para alan Kenterler’e bu yıl tavanın yalnızca 2 bin YTL altında (90 bin YTL) ödenek sağlandı. Ali Poyrazoğlu, komisyonda yer alması için kendisini teşvik edenlerin, daha sonra arkasından kuyu kazdıklarından dert yanıyor: “Başında bulunduğum Tiyatro Yapımcıları Derneği’nin üyeleri beni oraya gönderdiler. Israrla gitmemi isteyen Hakan Altıner ve Nedim Saban, bakanlığa arkamdan olmadık mektuplar yazdılar.”

HER TÜRLÜ TİYATROYA AÇIK DESTEK

Tiyatro dünyasında ödeneklerden pay almanın arkasında yatan birçok sebep var; ama maskelerin arkasında, ben merkezli düşünceler çarpışıyor. Tüm bu yaşananlara rağmen, geleneksel tiyatrolara, çocuk tiyatrolarına ve amatör topluluklara verilen ödeneklerin yaklaşık 3 bin YTL civarında artırılması ve toplamda 450 bin YTL’ye yakın bir ödeneğin dağıtılması, Kültür Bakanlığı’nın geçmişi sahiplendiğinin bir göstergesi. Özel tiyatrolara ayrılan fonun dağılımı ise hükümete yöneltilebilecek muhtemel bir ideolojik ayrım suçlamasını da boşa çıkarıyor. Öyle ki sol tandanslı Ankara Sanat Tiyatrosu geçtiğimiz yıl dışında, AK Parti iktidarı boyunca, ödenekten hep tavandan pay alırken; tiyatro camiasında CHP’ye yakınlığıyla tanınan ve yaşadığı maddî zorluklara rağmen ayakta kalma çabası veren Ankara Ekin Tiyatrosu’nun oyunları, geçtiğimiz ve bir önceki yıl tavandan destek gördü. 5 yılda çıkarılan tek salon yardımından en fazla istifade eden de 2003 yılında 33 milyar TL ile yine Ankara Ekin Tiyatrosu oldu. Kenterler’in CHP’ye yakın durduğu da bilinmekte.

Oyuncu ücretleri, kostüm, dekor, salon kirası, telif, reklâm ve vergi giderleri derken, Kültür Bakanlığı’nın yaptığı yardımların cüzi oranda kaldığı bir gerçek. Bu nedenle tiyatro sahipleri ya da oyuncuları, seslendirmeden tutun da başka tiyatrolarda yer almaya kadar, hatta televizyon dünyasının içine girerek ek gelirler edinmeye çalışıyorlar.

Ödeneklerin en çok eleştirilen yanlarından biri de eşit olmayan şartlarda yarışılması; yani haksız rekabet. Buna örnek olarak da Ali Poyrazoğlu ve İş Sanat arasındaki ilişki öne sürülüyor. İş Sanat’tan maaş aldığı iddiaları karşısında Poyrazoğlu, İş Sanat’la ticarî bir ilişkisi olduğunu doğruluyor. Ancak bir şeye dikkatimizi çekiyor: “İş Sanat, bana değil, Kenterler’e sponsor. İş Sanat’tan maaş alan ben değilim, Işıl Kasapoğlu.”

KOMİSYON YELPAZESİ GENİŞLEMELİ

Devletin parasal desteğini almak, neredeyse her tiyatronun isteği… Kıstasların değiştirilmesi de… Komisyon üyesi Refik Erduran, devletin destek kararını, 7 kişinin düşüncesine göre değil, geniş çaplı toplantılar yaparak almasından yana. Erduran’a göre destek, ödenekli tiyatrolardan özel tiyatrolara kaydırılmalı: “Özerk, kültür destek kuruluşları olmalı. Devletin, İngiltere’deki gibi özel tiyatrolara imkân sağlaması lazım.”

Tiyatro Kedi’nin sahibi Hakan Altıner, tiyatro dünyasından üç kişinin komisyonda yeterli olamayacağı, bu sayının artırılması gerektiği görüşünde. Diğer tiyatrolarla kendisinin aynı havuzda olmadığını iddia eden Işıl Kasapoğlu da kurulun içinde başka insanlara da yer açılmasını istiyor: “Hukukçular, eleştirmenler, tiyatro yazarları, edebiyat yazarları hatta gazeteciler…”

Kendi seçtiği bir akademisyen, eleştirmen ve yazardan oluşan üç kişinin, Kültür Bakanı’nın onayına sunulmak üzere önerilmesini talep eden Tiyatro Platformu, komisyona bir de danışman-gözlemci göndermeyi öneriyor. Yeni çıkarılacak tiyatro yasasıyla, amatör ve ödenekli tiyatroların da ödenek alabilmesi amacını güden platform, Avrupa Komisyonu fonlarının değerlendirilmesine benzer bir puanlama sistemi istiyor.

MADDİ DESTEK DEĞİL, VERGİ İNDİRİMİ

Aslına bakılırsa, ödenekten fon sağlammak yerine tiyatrolar vergi indirimleri sağlanarak destek verilmesi daha çok kabul göreceğe benziyor. Hakan Altıner ve Ali Poyrazoğlu gibi birçok isim de buna katılıyor. Vergi borcu nedeniyle geçtiğimiz yıllarda ödenekten yararlanamayan Gazanfer Özcan’a, bir önceki yıl yapılan komisyon toplantısı sırasında Güzel Sanatlar Genel Müdürü Bayram Bilge Tokel bizzat telefon etmiş: “Ne olur şu vergi işini halledin. Size en yüksek ödeneği çıkardık, bundan faydalanabilin.” Hadi Çaman ve Ferhan Şensoy’u da destek almak için vergi borçlarını ödemeleri konusunda Ali Poyrazoğlu uyarmış.

Tartışmalar çok su götüreceğe benziyor; ama seyirci perde gerisinde kavga değil oyun görmek istiyor. Kendi cebinden çıkarak devlete giden paraların heba edilmemesini de… Komisyondan para alıp da, oynamadığı oyun sonrası Ahmet Levendoğlu gibi parayı iade eden olduğu gibi; 55 milyar lira ödenek alıp da, oynamadığı oyunun parasını geri ödemeyen Gülriz Sururi gibi örnekler varken karşımızda…

SON DÖRT YILDA EN FAZLA ÖDENEK ALANLAR

2003-2004 SEZONU

1- Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu 40.000 YTL
2-Ankara Sanat Tiyatrosu 40.000 YTL
3-Dostlar Tiyatrosu 40.000 YTL
4-Hadi Çaman Tiyatrosu 40.000 YTL
5-Kenter Tiyatrosu 40.000 YTL

2004-2005 SEZONU

1-Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu 44.625 YTL
2-Ankara Ekin Tiyatrosu 44.625 YTL
3-Ankara Sanat Tiyatrosu 44.625 YTL
4-Dostlar Tiyatrosu 44.625 YTL
5-Kenter Tiyatrosu 44.625 YTL

2005-06 SEZONU

1-Ankara Ekin Tiyatrosu 70.000 YTL
2-Oyun Atölyesi 70.000 YTL
3-Kenter Tiyatrosu 70.000 YTL
4-Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu 65.000 YTL
5-Ankara Sanat Tiyatrosu 65.000 YTL

2006-07 SEZONU

1-Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu 92.000 YTL
2-Orta Oyuncular 92.000 YTL
3-Ankara Ekin Tiyatrosu 92.000 YTL
4-Ankara Sanat Tiyatrosu 90.000 YTL
5-Kenter Tiyatrosu 90.000 YTL

(Kaynak: Aksiyon)