12 Ağustos 2008 Salı

Aydın, bazı gerici oyuncuların adlarını verdi!...

Orhan Aydın, soL gazetesinde, her hafta salı günleri; genelde sanat, özelde tiyatro üzerine görüşlerini dile getiriyor. Tüm yazılarını okuduğumuz Aydın'ın, özellikle ad vererek yazdığı yazıları son derecede hoşumuza gidiyor. Birkaç haftadır gerici kanallara kan taşıyan oyunculara projektör tutmaya çalışan Aydın, sonunda ad vererek, gündeme önemli bir konuyu taşımış oldu. Bizim Tiyatro patronu Zafer Diper'in bile secdeye durduğu Samanyolu TV'de rol yapan gerici oyuncuların bazılarının adlarını veren Aydın'ı cesareti nedeniyle kutluyoruz...

Orhan Aydın'ın yeni yazısını sıcağı sıcağına okurların dikkatine sunuyoruz:


Kimsiniz Siz?


Orhan Aydın
12 Ağustos 2008


Bir TV dizisi. Bol kubbeli, bildik bir caminin avlusunda, belde silah, elde tespih, kafada sarık, üstlerinde yeşil cüppelerle bir takım adamlar, bu ülkenin geleceği için, dua türü bir takım laflar geveliyorlar.

İyice yaklaştığınızda, bu insanların tanıdık olduğunu, suratlarında bir müsamere yaması gibi duran sakalların, burma bıyıkların takma olduğunu, ağızlarından çıkan sözcüklerinse kendilerine ait olmadığını anlıyorsunuz.

Hangi vakittir bilinmez, birden ezan sesleri sarar ortalığı.

Huşu içinde mel mel bakan gözler görürsünüz.

Anlatılan karmakarışık bir hikayedir aslında. Çöz çözebilirsen!

Sonunda hoca efendi, suret-i endam eyler ekranda.

Hayret, birebir aynıdır.

Aynı sinir bozucu gerginlikle dolu riyakar bir yüz, aynı tespih, aynı takke.

Anlarsınız ki Cumhuriyet, tüm kurum ve kuruluşları ile bu din yolunun savaşçısı mübarek adamın baş düşmanıdır!

Yapmak istediği hiçbir şeye izin yoktur.

Ne vaaz vermesine, ne yoksula yardım etmesine, ne şirketler kurup, vakıflar oluşturup Dünya’nın dört bir yanına İslam’ı anlatmasına, yani insanlığa hizmet etmesine izin yoktur!

Haksızlıklara karşı adeta savaşmak zorunda kalır!

Mahkemeler hep onu suçlu bulur.

Ne hikmetse, her defasında bir Hızır gibi yetişen din kardeşleri sayesinde paçayı kurtarır.

Allah’ın sevgili kulu olmak öyle kolay değil!

Bu arada bazı ilişkilere dikkat edilmesi gerektiği açıktır.

Mesela şimdilik de olsa, askerle işinin olmamasına özen gösterir.

Olursa da, hatırlı din kardeşleri olmadan lafa dil uzatmaz.

Nasıl olsa günü gelir oyun bozulur.

Ama, Polis kardeşleri ile çok iyi geçinir. Bu memlekette kara işler yapacaksan, emniyet konusunda emniyetli olmak ilk şarttır.

Yüksek katlarda oturanlardan bazılarının gönlünü, ruhunu hoş tutmayı becerdikçe, Devlet kapısı sonuna kadar açılmaya başlayacaktır.

Paranın elbet bir Padişahlığı vardır.

Bu yüzden, ABD dolarlarını iyi değerlendirmek icap eder!

Kime ne kadar koklatacaksın, dikkatli hesap ister.

Kurulan her şirketin, Vakfın başına devlet katından etkin isimler katmalısın.

Varsın şimdilik perde gerisinde dursunlar, önemi yok, elbet günü gelir.

Günü gelince de, tüm olup bitenlere karşı çıkanların eceli gelir nasılsa! Sonra efendim, Dünya'yı düşünmelisin.

Asya, Afrika, Orta Doğu, Rusya, Balkanlar ve Avrupa.

Din kardeşlerin senin yatırımların için yollarını gözlüyorlar.

Ama önce kendi memleketinden başlamasın işe.

Doğu ve Güney Doğu da İbda-c ve Hizbullah’ın peçelediği insanları bir de sen peçelemelisin.

Senin paran var. Ne istersen yaparsın.

Oy satın almak da neymiş, istersen insanların ruhunu satın alırsın.

Yeter ki bir kez konuş. Bir kez hıçkırık ol, gerisi kolay!

Nasıl olsa, sistemin tüm açıklarını doldurmanın farklı yolları var.

Tilki aklını koru. Kuyrukları dolaştırma yeter.

Allah’ın kulları için verdiği nimetleri kullarından esirgememelisin!

Ama kul da hak etmeli.

Cihad için ne gerekiyorsa yapmalı.

İşte o zaman, bir tek başı açık kalmaz bu memlekette, tüm baldırı çıplakların sırtı pek, karnı tok olur.

Sen büyük düşünmelisin büyük, çok büyük. Devletin mübarek adamlarını katmalısın ardına.

Önce Milli Eğitim, sonra İçişleri derken Dışişleri Bakanlıkları'nda köşe başlarını kapmalısın.

Aman dikkat et, bu namussuz din düşmanları açığını bulmasın sakın.

Her şey kitabına uygun olmalı. Gerisi kolay. Ticari ilişkilerini tamamen Eğitim üstüne kurmalısın.

İmam Hatipler'den mezun olmuş onlarca dindar adamın yanına biraz da devşirme bürokrat, Profesör kılıklı birkaç zat aldın mı tamamdır.

Nasılsa ticarethanedir açtığın. Okul da neymiş. Önce din’i belletmelisin.

İslam, tüm acıların son bulacağı kaynaktır! Onun yolu da Hoca efendiye çıkar!

Şükret. Şükret ki Hoca efendi senin için iyi düşünsün. Senin için ağlasın, gülsün, senin için malına mal katsın. Şükret.

Ey millet, ey cemaat-i müslimin şükredin!

Hoca efendi hazretlerinin huşu içinde yaşaması sizin de huzurunuzdur!

Bu mübarek kul’un hayır dualarını alın ve günahlarınızdan arının!

Kendilerine “oyuncu” ya da “sanatçı” denen bir takım resimlerin TV ekranlarından bizlere anlattığı öykülerden biri işte budur.

İzlenme rekorları kıran(!) bu dizi film, STV ekranlarından “Şubat Soğuğu” adı ile yayımlandı.

Teknik açıdan, her karesi bir beceriksizlik örneği, artistik açıdan tahammülsüz olan bu F. Gülen propagandası sayesinde, kimlerin cepleri doldu, ya da kimler vazifelerini yaptılar biliyor musunuz?

Biz biliyoruz.

Aralarında mangalda kül bırakmayanlar da var; bu müsamerenin ne anlattığını ve nerede olduklarını anladıkları zaman işi bırakanlarda, “bunu yapmak bir görevdir” diyenler de. Kanal ve yapımcı ile mahkemelik olanlar da.

Tartışmayı derinleştirmek amacındayım ya birer “mürid” gibi davranan isimler şunlar: Kenan Bal, Suavi Eren, Alev Oraloğlu, Cem Kurtoğlu, Nuri Alço, Aytaç Yörükaslan, Aykut Sözeri ve irili ufaklı rolleri bir İslam savaşçısı edası ile oynayan ve "oyuncu dediğin her rolü oynar" diyen daha birçok isim.

Bu isimlerin büyükçe çoğunluğu halen ekranlarda bir çok dizi ve filmde karşılaşacağınız isimler.

Fettullah’ın yaşam hikayesine can verenler el üstünde tutuluyorlar.

Bazılarının fiyatları üç katına fırladı. Aralarında aynı anda üç ayrı dizide oynayanlar var.

Ülkenin hangi eller aracılığı ile o köhne karanlığa sürüklendiğinin bir belgesidir okuduklarınız.

Din ticareti üstünden, servetine servet katan bir ağlamaklıyı putlaştıran bu toplumun ödeyeceği faturalar, elbette ağır olacaktır.

Kendine “oyuncu” ve “sanatçı” diyen bazı aymazlar da; bu ülkenin yoksul emekçilerinden, yurtsever halkından ve gerçek sanatçılarından günü gelecek utanacaklardır.

Yoksa biz yanılıyor muyuz? 21. yüzyılda sanatçı olmanın bir erdemi yok mu?

oaydinoaydin@gmail.com.

(Kaynak: soL)

Ayrıca bakınız:
Aydın, gerici oyuncuların adlarını verecek!... 1
Aydın, gerici oyuncuların adlarını verecek!... 2
Sırlar Dünyası oyuncusu Zafer Diper sunar!...
Gerici oyuncuların adlarını veriyoruz!... 1
Gerici oyuncuların adlarını veriyoruz!... 2