19 Haziran 2008 Perşembe

Tiyatro... Tiyatro...'da saptama!...

Genel olarak siyasal ve tiyatral egemenlerin düdüğünü öttüren Tiyatro... Tiyatro... dergisi, "sanat sarhoşlarına tiyatral meze" sunan Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali sürecine nesnel bakabilme gayreti içerisinde olan Yusuf Eradam sayesinde, şirin görünebilmeyi sağlayan bir bağlamda saptamalarda bulunuyor. Tadımlık sunuyoruz:


Tiyatro Festivali 2008 Notları


(...)

İlişkisiz Temas

İki genç kadının dansı başarılı. Sürüklenen çocuk bahçe havuzu, stilize dans, maske, arka perdeye yansıyan ve sahnedeki ilişkisiz temasın ötekisi ve estetik danstan yoksun distopik gelecek ve yalnızlaşmaya teşne imaları, yitik ve hem var hem yok bedenler; Yine Derrida, yine hayaletini, ötekini, eşini, dengini, bulamamış yalnız insan. Sanatın işlemeye doyamadığı konu. Yalnız insan. Müzik ve parçaların kurgusu bütüne uygundu, total olarak kendi içinde bütünselliğini taşıyordu. Plastik havuz, beklenen ve olmayan bir çocuk, bir umut muydu, iki kadının olmayan çocukları iması mıydı, anlaşılamadı. Ben üçüncü kişiyi hep bekledim. Gerilim üçüncüyle başlar da ondan. Hayır, gerilim iki kişi iki beden arasında da gösterilebilir denecekse, o zaman harS gibi bir gösterimi de izlemeliler. Dans uzmanı değilim ama bu alanda başarılı olduklarını düşünsem bile, birinin ötekine gösterim boyunca bir kez dokunmuş olmasının anlamı bir yere varmadı. Hiçbir teyatral gerilim ki düşünce oradan fışkırır, bana geçmedi. Bu yüzden, bu gösterim bana bir şey katmadı.

(...)

(Bakınız: Haziran 2008, sayı 190, sf.16)