16 Nisan 2008 Çarşamba

BÜKTEL, "zifiri cehaleti" de GÖR'üyor!

Coşkun Büktel
17 Nisan 2008


Hilmi Bulunmaz, yalan ve iftira makinası Mustafa Demirkanlı'nın, tiyatro sanatı hakkında herhangi bir yargıda bulunmaya hakkı olmayan (tıpkı Shakespeare'den bile habersiz Yaşam Kaya benzeri) tiyatro cahillerimizden biri olduğunu iki kere iki dört gibi somut biçimde belgelemekle yetinmiyor; Bulunmaz ve Büktel'i aforoz eden çevrenin, aslında "küfürlerden" değil; yalanın, iftiranın, cehaletin teşhirinden rahatsız olduğunu bir kez daha kanıtlıyor:

Petersburg nedir?...

Benim de, Bulunmaz'ın da küfretmek gibi bir amacımız hiçbir zaman olmadı. Biz yalnızca, yalanı ve cehaleti teşhir ettik ve "vahametini vurgulayarak" teşhir ettik. Sırf bu teşhir etkinliğimiz nedeniyle üstümüze atılan iftiraları teşhir ederken ise, (yayın yoluyla iftiranın bir insanlık suçu olduğuna inandığımız için) vurgunun biraz daha şiddetli olmasını tercih ettik.

Biz, Özdemir Nutku'nun kişisel yetersizlikleri hakkında pek çok şey söyledik; ama Nutku'nun cahil olduğunu hiçbir zaman söylemedik. Ne var ki, Özdemir Nutku iftirasını savunmaya kalkışan kitlenin zifiri cehaletini pek çok yazıyla ve defalarca belgeledik. (Bakınız: Cücenoğlu, Akmen, Kaya, Erkek, Timur, vb.)

Susarak cehaletlerini gizleyenler akıllıca davranıyorlar. Ama bazıları susmak yerine daha kurnazca olduğunu sandıkları bir başka yöntem buldu: İmzasız ya da Burak Caney imzasıyla iftira yazıları yazıp insanları Büktel ve Bulunmaz hakkında dezenforme etmek... Bu kurnazlar, cehalet ve kötü niyetlerini gizlemek yerine (gizlemek için susmak yerine); yalnızca isimlerini gizlemeyi yeterli buluyor, isimlerini gizleyerek kendilerini emniyete alıp Büktel ve Bulunmaz'a karşı her türlü kalleşliğe, her türlü çirkefe rahatça başvuruyorlar.

Mustafa Demirkanlı, (düzinelerce somut yalanını iki kere iki dört gibi kendi ifadeleriyle belgelediğimiz için —Bakınız: "Mustafa Demirkanlı bile bile yalan söyleyen adi bir iftiracıdır"— daha fazla rezil olma ihtimali kalmadığından, ölmüş eşşek kurttan kormaz misali bir cesaretle) yukarıda sözünü ettiğimiz imzasız kalleşlikleri ve çirkefi açık imzasıyla yazarak, açıkça destekleyebilen iki kişiden biri: (Diğeri, Demirkanlı kadar yalancı olmayan ama Demirkanlı'dan bile daha beter sansürcü, bir tiyatro yayıncısı: A. Ertuğrul Timur, nam-ı diğer 3. Abdülhamid.)

Bugüne dek, Demirkanlı'nın düzinelerce yalanını somut belgeleriyle teşhir etmiş olan Hilmi Bulunmaz, (Bakınız: Bulunmaz'ın Demirkanlı yalanları sergisi) bu kez, Demirkanlı'nın bir tiyatro yayıncısı ve editörü olarak, ne denli zifiri bir cehalet içinde yüzdüğünü teşhir ediyor.

Hilmi Bulunmaz, yazılarının çoğunu, iş yerinde, onca işin arasında, yazdıklarına pek de fazla konsantre olamadan, yalapşap yazar. Kendi deyişiyle, "bunun alternatifi hiç yazamamak"tır ve Bulunmaz'a göre, böyle yazmak bile yazamamaktan iyidir. Sözünü ettiğimiz nesnel koşullar nedeniyle Bulunmaz'ın pek az yazısı, ele aldığı konunun önemini yeterince vurgulayan, emek ve zaman harcanmış, özenli, ustalıklı yazılardır.

Aşağıda linkini verdiğimiz yazı, Bulunmaz'ın o "ender" yazılarından biri:

"Petersburg nedir?..."

(Kaynak: coskunbuktel.com)