24 Ocak 2008 Perşembe

Görülen lüzum üzerine: "Vasıfsız işçiler!"

(...)

Sağolsun A. Ertuğrul Timur (3. Abdülhamid), önemli bir araştırmaya imza attı. Bu araştırmayı okurken, sürekli olarak Coşkun Büktel'in "memur" sözcüğü usumuza geldi...

Ne diyor 3. Abdülhamid?...

"Sanatçıların vasıfsız işçi olarak gösterilmesi ihaleyle işe alınmalarından daha mı az onur kırıcıdır?"

Peki, onur kırıcılar haksız da, onurunu kırdıranlar haklı mı? Vasıfsız işçi sıfatıyla çanak yalatanlar sanat düşmanı da, bu sıfatla çanak yalayanlar sanat dostu mu? Bu vasıfsız işçilere bu sıfatı kabul ettirirken; elektrik mi veriliyor? Filistin askısına mı alınıyorlar? Yoksa F Tipi cezaevine mi gönderiliyorlar? Hiç mi sanatçı onurları yok bu vasıfsız işçilerin? Sanatçı onurlarını, Şehir Tiyatroları'nın paspasının altına gizliyorlarsa, işçilik onurlarını ne yapıyorlar?...

Büktel'den esinlenerek:

Kendilerini korumaktan yoksun bu insanlar; vasıfsız işçi olamazlar. İşçi olamazlar. Bir kaldırım işçisi denli değeri olmayan bu insanlar, olsa olsa "vasıfsız" olurlar!...

(Tamamını okuyunuz: "Vasıfsız işçiler!")