Foto: Sansürcü Genco Erkal'ın sansürcü arkadaşı Fazıl Say...Hilmi Bulunmaz
3 Ocak 2008
Her nedense, "155 POLİS İMDAT" sözünü okuduğumda, sonuna bir ünlem imi (!) koyma gereksinimi duyuyorum. İçimden:
"Polis mi beni koruyacak, ben mi kendimi polisten koruyayım?"
sorusunu soruyorum...
Şimdi de, Fazıl Say adını duyduğumda:
"FAZIL SAY İMDAT!"
diyesim geliyor...
Neden?...
Tek nedeni var. Adam sansürcü...
Neyi sansürlemiş?...
Yıllarca devletin sansürlediği, imha etmek istediği, imha edemeyeceğini anladığında, evcilleştirmek istediği Nazım Hikmet'i sansürlemiş. En hafif deyimiyle, sansürlenmesine yardım yataklık etmiş...
(Bakınız: "Sansürcü Fazıl Say/Genco Erkal")
Peki, durup dururken mi geldi bu konu aklımıza?...
Hayır!...
Bugünkü Milliyet (3 Ocak 2008) haberi yeniden düşünmemize neden oldu:
"'Şeyh Bedrettin Destanı'
Nazım Hikmet’in 'Şeyh Bedrettin Destanı' adlı eserinin ise ikinci büyük projesi olduğunu ifade eden Say, bu eserin çok geniş bir kadroya sahip olmasını planladığını söyledi. Fazıl Say, yapıtta dev bir senfoni orkestrasının yanı sıra mehter takımı ile dans ve bale grubunun da yer almasını tasarladığını belirterek, söz konusu eser için halk müziği ve çoksesli korolarını da kadroya dahil etmeyi düşündüğünü kaydetti."
(Kaynak: Milliyet, "'Akdamar Efsanesi' sahneye taşınacak")
Sözde çelişkileri olduğunu iddia ettiği hükümete şirin görünmek için, Şeyh Bedrettin'e sahnede namaz kıldırırsa, hiç şaşmayalım!...
"FAZIL SAY İMDAT!"
