10 Aralık 2007 Pazartesi

Bir cahilin cehalet belgesi / 1

Bize "iftira"cı diyerek , iftira atan Yaşam Kaya
(Temiz Tiyatro Temiz Yayıncılık 7. paragraf, 4. tümce, 5. sözcük)


'Oyun Eleştirisi'ni eleştirmek yada...


Güncelleme: Bu yazının yayımlandığı tarihte, link verebilecek bilgimiz olmadığından (bu konuda cahil olduğumuzdan), link verememiştik. Okurlarımızdan, cehaletimiz nedeniyle özür diliyor ve link verilmiş haldeki yazımızı görüşlerinize sunuyoruz...


Hilmi Bulunmaz
19 Ocak 2007 (Yaklaşık bir yıl önce)


Günde beş-on kez girdiğim sitelerden biri de tiyatronline.com adresi… Her ne denli, benim siteye girme sayımla, onların yazı yayımlama sayısı aynı olmasa da, bir şeyleri kaçırmama adına yapıyorum bu işi…

Özellikle, diğer sitelerin ilgilenmemesi ve hiçbir gerekçe göstermeden yayımlamama tavırları nedeniyle, oğlumun yazdığı ilk eleştiriye (Cemal Bulunmaz, Uyarca...) sıcak bakan bu siteyi, izleme açısından ilk sıraya koydum…

Her nedense, bana, bu sitenin “en çalışkan kişisi” izlenimi veren eğitimci ve tiyatro eleştirmeni Yaşam Kaya’nın, “sigara reklamı yapan manken” gibi duruşu, öncelikle, onun yazılarını okumam gerektiğini sezdiriyor…

İmdi, gelelim yeni yazısına:



“Bakırköy Belediye Tiyatrosu Ne İçin Gala Yapıyor?”


Her ne denli “Gavuristan’da”, gala=son gösteri ve ilk gösteri=prömiyer olarak bilinse de, bizde böyle oturduğundan eleştirecek değiliz!...

Yazının başlığına takılmadım… Beni asal olarak ilgilendiren ilk tümceydi:

..........“Tiyatronline, ilke olarak kesinlikle ikili polemiklere girecek bir site değildir…”

Her zaman yaptığım benzetmeyi yineliyorum: polemiksiz tiyatro sitesi yönetmek, yumurtasız omlet yapmaya benzer!...

Neden böyle bir ilkeye sığınıyorsunuz?... Bir insan, bir kuruluş yada bir kurum, bir site kurmak istediğinde, bir şeylerin iyi, doğru, güzel gitmediğini varsayarak kurar… Her şey yolundaysa, örnekse tiyatrodergisi.com.tr iyi, doğru, güzel bir siteyle yayımcılık yapıyorsa, yeni bir site kurmanın hiçbir mantığı yoktur. Eğer, orada (örnekse tiyatrodergisi.com.tr adresinde) görüşlerini yayımlatamıyorsa yada yayımlatabileceğini sanmıyorsa, o zaman durumu anlarım…

Bu arada, yayımlanan tiyatro siteleri, çok eski bir reklamı anımsatıyor: “Yok aslında birbirimizden farkımız, ama biz Osmanlı Bankası’yız…”

Bence, yineliyorum, bir sitenin ayırıcı özelliklerinin başında “polemik” gelir... (Bakınız;
coskunbuktel.com)

..........“…Gittim, beni davet eden kişiyle tanışıp, sahneye erken girmeyi hedefliyordum…”

Neden sahneye girmek istediniz?... Oyunda göreviniz mi vardı?... Yoksa, sahne derken salon mu demek istiyorsunuz?... Hem eğitimci ve hem de tiyatro eleştirmeni olmanız, bu arada hem bir tiyatro sitesinin editörü ve bir tiyatro dergisinin yazarı olmanız nedeniyle, “sahne” ile “salon” sözcüklerinizi karıştırdığınızı “hiç” sanmıyorum!..

Bak canım kardeşim, sizin yazdığınız ve benim hemen alıntılayacağım paragraf bir “polemik” nedenidir. Tiyatrocuların “balık hafızalı” olduklarına güvenip, hem polemik oluşturacak yazılar yazıp, hem de “ikili polemiklere girecek bir site” olmadığınızı belirtmeniz, sizi ve sitenizi kurtaramaz. Tamam, madem ki ikili polemiklere girmek istemiyorsunuz, (bir siz, bir Bakırköy Belediyesi Tiyatrosu ve bir de biz) üçlü polemik oluşturalım!..

Paragrafınızı alıntılayalım:

..........“Yazımın başında da belirttiğim üzere, Bakırköy Belediye Tiyatrosu Ne İçin Gala Yapar? Sorunun cevabı basit: Eşe, dosta, tanıdığa, OYUNCULARIN AKRABALARINA, şatafatlı insan yığınlarına gala yapar. Haaa… yanlışım var diyorsanız hemen anlatayım yaşadıklarımı.”

Bence yanlışın yok ve anlatma!... Yalnız bir eksiğin var: Bir de tiyatro sanatından anlamamasına karşın, tiyatro eleştirmenliği yapmaya çabalayanları çağırırlar “gala”ya!..

Neyse, okurlarımızın, sizi okuma isteği duymayabileceğini varsayarak, bir paragrafınızı daha aktaralım:

..........“Yaşam KAYA kimdir? Ben Tiyatro Eleştirmeniyim. Sadece bu kimlikle oyun izlemeye gidiyorum. Her hangi bürokrat tayfalarla, şovanist tv kesimi ile, onunla bununla ikili ilişkim asla olmadı, olmayacakta! Oyunlara kimlik belirmeye değil, daha iyi gösterim tekniğinin nasıl olması gerekliliğini belirlemeye gidiyorum. Bundan böyle davetlere giderken iki kere düşünmem gerekecek!”

“Yaşam KAYA kimdir?" diye sormamızı/sormanızı gerektiren bir neden olamaz. Zaten, bu yazıyı okuyan, “sigara reklamı yapan manken” görünümlü fotoğrafınızın üstündeki sıfatlarınızı görüyor!..

Kendinize “Tiyatro Eleştirmeni” sözünü uygun gördüğünüze göre, doğrudur. Sinirlenmenize gerek yok. Ben de “şimendiferim”…


Bu “… şovanist tv kesimi…” lafı ne anlama geliyor?... İlk kez duyuyorum da!... Belki de tiyatro sanatı yepyeni bir terminolojiye doğru yelken açtı da, benim haberim yok!...

“… asla olmadı, olmayacakta!..” Dahi anlamına gelen ‘da ve ‘de sözcüklerini kullanmamak için bayağı çaba harcadığınızı görüyorum!..

Bence “… Bundan böyle davetlere giderken iki kere…” değil, üç kere düşünün!...

Hem Yaşam Kaya’nın yazısının uzunluğunu ve anlaşılmazlığını göz önünde bulundurarak ve hem de benim yazımın “sabır sınırını aşma” aşamasına geldiğini sezmem nedeniyle, daha fazla alıntı yapmak istemeyerek, toparlamaya çalışacağım…

Bu ülkede, tiyatro sanatı, tiyatrocular ve bunların bağlaşıkları sayesinde yerlerde sürünüyor. Eleştirmen de yetişmeyen ülkemizde, (Coşkun Büktel dışında) hiçbir insan, kalemini gerçekler adına sivriltebilmeyi beceremiyor. Dilim varmıyor ama, böyle bir niyete da sahip olan gerçek eleştirmen ufukta görünmüyor. Varsa, yoksa hamaset!..

***

Yineliyorum: bu yazıya konu olan “yazı”yı tiyatronline.com (not: yazıyı Internet'te bulamadığımızdan anasayfaya link verdik- 10 aralık 2007) adresinde okuyabilirsiniz!..

Tıklayınız: 'Oyun Eleştiri'ni eleştirmek yada...