Hilmi Bulunmaz
23 Aralık 2007
Yaptığımız yayınlar etkisini göstermeye başladı. Sürekli olarak vurguladığımız; “Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın çömezi Lemi Bilgin’in çanağının kulpunun kenarını yalayan” söylemi, Ertuğrul Günay’ı etkiledi. Başka etmenlerin de bir araya gelmesiyle, Kültür Bakanı, çanağın yalanmasını zorlaştırma kararı aldı!...
12 Eylül Faşizmi başlar başlamaz, tiyatro esnafını ehlileştirmek ve ehliyetsizleştirmek için, ortaya konan Devlet Çanağı, sanatçı ruhuna değil, köle ruhuna sahip olanlarca, sürekli olarak yalandı. Tiyatro yayıncılarının da, Devlet Tiyatroları’ndan reklam/ilan alabilmek için, çanak yalama seanslarına katılması, faşizmin yerleşmesine, cümrü kadar katkıda bulundu…
Özellikle Tiyatro… Tiyatro… dergisi ve çevresinde yuvalanmış menfaat çetesi, “en iyi çanak yalama yöntemleri” geliştirmek için, adeta birbirleriyle yarıştılar…
Devlet, bir zamanlar “sopa” ile birlikte bir anlam taşıyan “havuç” olarak sunduğu çanağını, artık kullandırırken, daha titiz davranmaya karar verdi…
Neden?
Çünkü, Avrupa Birliği’ne verdiği “sanat ortamından sopayı çekeceğim” mealindeki sözle birlikte, “havuç”un pek değeri kalmadı. Sopadan korkanların havuca yöneldiği dönemde değiliz artık. Sopadan korkmayanlar; çok sevdikleri tiyatro sanatını kirletmemek için, gerektiğinde “sustu”lar...
Faşizmin emrettiği gibi tiyatro yapacaklarına hiç yapmadılar. Baskı, baskın, gözaltı, işkence, mühür gibi sopalarla gelen devlete göğüs gerebilecek denli namuslu tiyatro sanatçıları, TOBAV BAR yada Nevizade Sokağı Meyhaneleri’ne teslim olmayı da reddederek, işçi sınıfının içindeki yaşamını sürdürdüler. Çalışanlarla birlikte çalıştılar. Üretenlerle birlikte ürettiler. Faşizme teslim olan; yoz filmlere teslim olan, iki reklam arası uyutulan halka yönelik dizilere teslim olan, çanak yalayan tiyatro dergilerine teslim olan, sanal dünyada emekçilere küfür etmek ve yanılsama oluşturmak için kotarılan tiyatro sitelerine teslim olan… kişiliksizlerle birlikte hareket etmediler. Onların kandan damıtılmış şaraplarını içmediler. Ekmeğe doğranan insan etinden tatmadılar. Onlar faşizmin ve kapitalizmin gelişmesi için tiyatro esnaflığı yapacaklarına, bir kez daha yineliyoruz, hiç tiyatro yapmadılar!...
İnsani değerlere, halk değerlerine, emekçi değerlere küfredenlerin çanak yalamakta özgür olduğu ülke yerine, mücadelenin ülkesinde yaşamayı sürdürürken, hiç de bizim bayram etmemizi muştulamayan, ancak mücadelemizin boşa gitmediğini kanıtlayan, Anadolu Ajansı çıkışlı haberi dikkatinize sunuyoruz:
..........Ankara - Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, özel tiyatrolara yardım konusunda geçen dönem tiyatrocular arasında yaşanan tartışmalardan rahatsız olduğunu, bu konuda objektif dağıtım sistemine dayalı yeni bir düzenleme düşündüklerini söyledi.
Günay, "Topluma sahne aracılığıyla olumlu, güzel mesajlar verilmesine katkı yapmaya çalışıyoruz, küfürleşmeye katkı yapmak istemiyoruz. Kamuoyu, 'bunlara mı yardım ediyorsunuz' diye bizi yargılamamalı, sorgulamamalıdır" dedi.
Kültür ve Turizm Bakanı Günay, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, özel tiyatrolara yardım konusundan bundan böyle tartışma yaşanmaması için uğraştıklarını dile getirdi.
Şimdiye kadar bu yardımları tiyatrolardan gelen temsilcilerin belirlediğini anlatan Günay, "Ama tiyatro dünyasında kurullarda kimler olursa yardımlar daha çok oraya yöneliyor diye yaygın bir kanaat var. Böyle bir yakınmanın olmaması konusunda biz gereken dikkati göstermeye ve daha geniş bir temsilin olmasını sağlamaya çalışacağız" diye konuştu.
Bu konuda tiyatro dünyasının değişik kesimleriyle bir araya gelip konuşacaklarını kaydeden Günay, "O farklı gruplarla konuşup hepsinin içinde bulunacağı ve objektif bir dağıtım sisteminin geliştirildiği bir düzenleme yapmaya çalışacağız" dedi.
Yaşanan tartışmaların "gerçek sanatçıları" da rahatsız ettiğini dile getiren Günay, şunları söyledi:
"Ben geçen dönem bu konudaki kamuoyuna çıkan incitici tartışmalardan çok rahatsız oldum doğrusu. Kamu tiyatroya niye destek veriyor? Dilimizin kullanmasına, sanatın gelişmesine, topluma sahne aracılığıyla olumlu, güzel mesajlar verilmesine katkı yapmaya çalışıyoruz, küfürleşmeye katkı yapmak istemiyoruz.
Onun için devletin verdiği katkının doğru bir hedefe yöneldiği konusunda bir ortak kanaatin oluşmasını dikkatle takip edeceğiz. Kamuoyu, yani 'bunlara mı yardım ediyorsunuz' diye bizi yargılamamalı, sorgulamamalıdır. Ben gerçek sanatçıların da bu tür tartışmalardan incindiğini tahmin ediyorum, biliyorum hatta... Çoğuyla konuştum. O yüzden daha objektif bir sistem hep beraber kurmaya çalışacağız."
(Kaynak; TNN; Özel tiyatrolara yardım)