13 Eylül 2007 Perşembe

Tolstoy - Turgenyev Mektup Düellosu

Pazartesi, 11 Eylül 2006


Tüm Rus yazarlarını sevdiğim (okuduğum) gibi, Tolstoy ve Turgenyev’i de severim (okurum). Bu önemli yazarların, kendi aralarındaki ilişkiler konusunda az çok bilgi sahibiyim. Özellikle Gorki’nin (Şemsa Yeğin tarafından çevrilen) “Edebiyat Yaşamım” adlı yapıtı, benim için varsıllaştırıcı bir kitap…

Bazı kitap ve edebiyat dergilerine yansıyan “yazarların arkadaşlıkları” diyebileceğim yazıları okumadan edemem…

Sürekli olarak vurguladığım gibi, bir edebiyat dergisinden daha yararlı ve damıtılmış bilgiler içeren coskunbuktel.com sayesinde, birçok durum değerlendirmesiyle karşılaşıyorum. Özellikle Acar Burak Bengi’nin, neredeyse bir (Tolstoyolog) olarak yaşam sürmesi ve bu dev yazarın bilinmeyen yada gölgede bırakılmış yanlarını bize taşımasını sağlayan; andığım siteye teşekkür borçluyum…

Ortak arkadaşlarının konutunda, “eğitim anlayışından kaynaklanan karşıtlıkları nedeniyle” işi düelloya dek vardıran ikili (Tolstoy-Turgenyev), neyse ki Alexandre Puşkin’in sonuna benzemeyen bir tatlılıkla işi bağlıyorlar da, (kanka) olarak varlıklarını sürdürüyorlar…

Sığ ve sıkıcı bir mektuplaşma olmayan bu ilişki, insana heyecan veren bir tarzda kurgulanmış. Hem çeviriyi ve hem de kurguyu nitelikli bir düzlemde oluşturan Bengi, Çarlığın hoşlanmadığı Tolstoy’dan, bizim çarlarımızın da hoşlanmadığını bildiğinden, son derecede dikkatli bir çalışma yürütüyor…

“Gavur” yazarların Müslümanlaştırıldığı, Timaş gibi sağ yayınevlerinin köşeyi dönmek için, kendi okurlarına servis yaptıkları yazarlara, neredeyse namaz kıldıran politikaları ve Karakutu gibi bir yayınevinin yalan-yanlış cingöz tüccarlık anlayışıyla; Tolstoy’un içerisini / içeriğini boşaltmak istediği bir zamanda, Bengi’nin bizlere nesnel ve insani çeviriler yapması, ne denli alkışlansa azdır…

tıkla