Paranıza, zamanınıza ve enerjinize yazık etmek istemiyorsanız, bu kitabı okumayın!...
Türkiye orta sınıfının bayanları düşünülerek yazılan kitaplardan biri olan "Biz kimden kaçıyorduk Anne?", hiçbir yazınsal tat vermeyen bir "yapıt"...
Okuyanı daralma duygusuna sürükleyen kitap, üzerinde "roman" yazmasına karşın, hiçbir yazınsal ölçüte uygun düşmüyor...
Üç-beş sayfalık bölümlerle, episodik bir görünüm çizmesine karşın, handiyse birbirinden kopuk bölümlerin oluşturduğu dağınıklıkla, okura, okuduğunu anlayamama düşüncesi veriyor... Okur, yazarın medyatik özelliğinin getirdiği "avantaj" yüzünden, anlayamamanın verdiği acıyla kıvranıyor...
Bir kız çocuğu ve annesinin "maceraları" gibi örgütlenmeye çalışılsa da, Perihan Mağden'in bildik anlamsızlıklarını dışavurduğu (yazınsal dışkı olarak savurduğu!) kitap; yazarına ve yayıncısına sağladığı parasal olanak dışında, hiçbir toplumsal yararı olmayan, tam bir yazınsal fiyasko!...
Gazeteci (de) olmasına karşın, 5 N/1 K'nin özelliklerine önem vermeden, çalakalem yazılmış bir metin olarak ortaya çıkan kitap, estetik anlamda da, okurun düşünsel düzlemini aşağıya çekiyor...
Bir kız çocuğu ve annesinin; otel otel, kent kent, ülke ülke gezmelerinin toplumsal, siyasal, kültürel, hatta yazınsal temelini anlatamayan, duyumsatamayan kitap, birkaç saatlik "rahat okuma" sürecinde bittiğinde, okurda hiçbir fazlalık duygusu oluşturmuyor. Aksine, eksilme duygusu oluşturuyor...
Can Yayınları, kurulduğundan bu yana, Sosyalist Gerçekçi romanlara öncelik vermemesine karşın, güzel romanlar (da) yayımlıyordu. Ne var ki, bu yayınevinin sahibi, "Yaralısın" yazarı Erdal Öz'ün ölümünden sonra değişen durum, yayınevinin, daha (da) light'laşmasına neden oldu. Perihan Mağden gibi, sol gösterip, sağ vuran yazınsızların "yapıt"larına yer veren yayınevi, halkın yazınsal bilincinin gelişimine yarayan kitaplar değil; orta sınıfın psikolojik sorunlu bayanlarının, konken partilerine çerez olan kitaplar yayınlamaya kararlı görünüyor!...