23 Haziran 2007 Cumartesi

Devenin her yeri eğri!

Theope adlı oyun, Coşkun Büktel'in özgün yapıtı...

Kitabı kim okursa okusun, özgünlüğünü anlıyor, bu özgünlüğe inanıyor. Burada, kitabın arka kapağına da alınan, bazı tanınmış okurların görüşlerini aktaralım:


"(Theope) Freud okumuş bir Sophokles'in oyunu olabilirdi."
SELÇUK EREZ

"Theope Türk dilinin Hamlet'idir, ama Hamlet'i çıkardığınızda geriye devasa bir Britanya tiyatrosu kalır, Theope'yi çıkardığınızda ise koca bir serap ve birkaç damla su."
ACAR BURAK BENGİ

" ' Savaşa hayır sevgiye evet' mesajı veriyor. 'Savaşa hayır' demenin suç olduğu memleketimizde hayli cesur bir mesaj."
NAZLI ILICAK

"Theope, Nobel'i hak ediyor."
HAMDİ ALKAN

"Theope'yi okumadınızsa, Türk dilinin nelere kadir olduğunu tam olarak bilmiyorsunuz demektir."
BİROL GÜVEN

"Büyülendim."
HASAN ALİ TOPTAŞ


Ne var ki, erguvani (oligarşik) tiyatro dünyası, her güzel yapıta yaptığı gibi, bu yapıta da Vandalca saldırıyor. Başta Prof. Dr. Özdemir Nutku olmak üzere, egemenlerden yana tiyatro yapan herkes, Theope'ye, kırmızıya saldıran boğa gibi saldırıyor... tıkla: Theope Polemiği

İşin garibi, bu yapıtı tanıtıyormuş, destekliyormuş gibi görünenlerin bir kısmı da, aynı niyetle dezenformasyon oluşturuyorlar. Bunlardan biri de Radikal Kitap!...

25 Mayıs 2007 tarihinde, Radikal Kitap'ta yayımlanan tanıtım (!) yazısını okuyalım:


THEOPE

Coşkun Büktel, Çitlembik Yayınları, oyun, 164 sayfa
Coşkun Büktel, 'Theope'nin önsözünde, oyunu yedi yılda tamamlayabildiğini belirtiyor. 1988 yılında tamamlanan ve 1993'te yayınlanan 'Theope' adını, aynı adlı bir Yunan tragedyasından alıyor.
(Biz kalınlaştırdık - OYUN) Heykeltıraş Menoikeus, yedi yıl önce kaybettiği Theope'yi daha yeni bulmuştur ve Theope'ye olan özlemini gidermek için insan ömrü ona yeterli görünmemektedir. Fakat Argos orduları tarafından kuşatılmış Thebai kentinin kâhini Teiresias, kentin kuşatmadan kurtulabilmesi için Menoikeus'un kendini, kendi isteğiyle, tanrılara kurban etmesi gerektiğini bildirir ve bu kehanet, Menoikeus ile Theope'nin tragedyasını başlatacaktır. Bu iki sevgilinin tragedyası da sonuçta, tüm bir kentin kaderini etkileyecektir.

tıkla: Radikal Kitap


İki hafta sonra (8 Haziran 2007) yayımlanan, bir başka tanıtım (!) yazısını okuyalım:


Uğruna kentler yakılan kadın

Menoikeus'un Theope'ye aşkı çok güçlüdür. Aslında onun Theope'yi değil de kendi yarattığı daha doğrusu yaratmaya çalıştığı heykeline âşık olduğu söylenebilir

08/06/2007

ABİDİN PARILTI

Coşkun Büktel'in oyunu Theope aşk, ihanet, vatan sevgisi, isyan ve özellikle fedakârlık üzerine kurulmuştur. İnsanlığın en temel dertleri olan bu konular âşık ve heykeltıraş kimliğiyle Menoikeus'un ve âşık olunan, ama başkasına âşık olan Theope'nin etrafında örülmüştür. Oyun, kör kahin Teiresias'ın Menoikeus'un ölümünü görmesi ve bu ölümün Thebai kentini savaştan çıkaracağını söylemesiyle başlar. Çünkü tanrılar Thebai'nin kurtuluşuna karşılık Menoikeus'un cansız bedenini istemektedirler. Thebai'deki en mükemmel kişinin! Thebai kenti savaşla, vebayla, yangınlarla boğuşmaktadır. İktidarda olan Eteokles ise bu kente demokrasi getirmiştir. Her ne olursa olsun insanların dileklerinin dışında savaşa gönderilmeyeceğini söyler ve bu fikrinde diretir. Ancak yardımcısı Kreon bu düşüncenin tam karşısındadır. Vebalıların derhal yakılmasını ve herkesin hemen silah altına alınmasını söyler. Karşı tarafta savaşanlarsa Eteokles'in kardeşi Polynikes komutasındaki Argos ordusudur ve nerdeyse kenti alacaktır. Diğer yandan tam kör aşık kıvamındaki Menoikeus'u görürüz. Bütün zamanını Theope'nin heykelini yapmaya adamıştır. Acele etmez. Her zerresini hissederek heykelini yapar. Theope ise hep karşısındadır.

Bütün acılardan uzakta bir aşk gibi görünse de bir zaman sonra çatlaklar ortaya çıkmaya başlar. Theope bir köleyken Menoikeus tarafından oldukça ucuza alınmıştır. Menoikeus ona o kadar âşıktır ki ona dokunamaz, öpemez, onunla cinsel bir birleşme yaşamaz. Theope ise hiç de bir âşık gibi değildir. Önüne gelenle intikam duygusunu perçinlemek için yatmıştır. Daha sonra onu Fenikeli gemicilerin kaçırdığını söyleyerek şimdi Thebai'ye savaş açmış olan Polynikes'in sevgilisi olur. Yedi yıl boyunca onunla yaşar. Diğer yandan Thebaililer ve kör kahin her ne kadar Menoikeus'un kendini surlardan atmasını istese de o bunu kabul etmez. Theope'ye aşkı bütün insanlarını ölüme sürükleyebilecek güçtedir. Ama bir yandan da dönülüp bakıldığında Menoikeus'un aslında Theope'yi değil de kendi yarattığı daha doğrusu yaratmaya çalıştığı heykeline âşık olduğu da söylenebilir. Ve aslında kendine taptığı, kendi ürettiğine karşı hastalıklı bir bağımlılığının da olduğu rahatlıkla çıkarsanabilir. Aslında bütün gücünü Theope'nin gerçeğini sevmeye değil heykelini yapmaya adamıştır. Bütün Thebai Menoikeus'a karşı çıksa da o ölümü kabul etmez. İsyan eder. Kendini ülkesine feda etmeyi kabul etmez. Tanrılara isyan ederken aslında iktidar ve onun suretlerine, çıkar ilişkilerine de isyan etmektedir. Çünkü Thebaililer aslında ne uğruna savaştığını da bilmemektedirler. Sadece savaşmaktadırlar. İktidarlar böyle istediği için. Kehanet gerçekleşir mi? Evet. Antik yunan oyunlarında da olduğu gibi kehanet gerçekleşir ama farklı bir biçimde. Ve Teiresias'ın geleceği değil, görmek istediği -kör ama olsun- geleceği söylediği de anlaşılır. Kreon, Oidipus, Eteokles...


Kısaca özetlemeye çalıştığım

Theope Coşkun Büktel tarafından yazılmış bir tragedyadır. Bu hem anlatım biçimi, üslup ve kullanılan teknikte ortaya çıkar hem de olayların geçtiği dönem ve kahramanlarda... Kahramanlar çoğunlukla antik Yunan mitolojisinde önemli yerleri olan isimlerdir. Kreon, Oidipus, Eteokles, Antigone, Kahin Teiresias gibi...
(Biz kalınlaştırdık - OYUN)

Theope iyi bir oyun. Değerli bir oyun. Ama bence Coşkun Büktel'in kitabın girişinde ve daha birçok yerde de söylediği gibi "Türk dilinde yazılmış en iyi oyun" değildir. Çünkü bence sanatta 'en'ler yoktur. İyiler vardır ama zirve sadece bir tek olanın elinde değildir. Diğer yandan metnin iyi olup olmadığını yazan değil okuyanlar karar vermez mi? Bu yüzden keşke Çitlembik Yayınları'nın bu özenle hazırlanmış yeni ve profesyonelce basımında eski, suyu çıkmış polemikleri yeniden su yüzüne çıkaracak iki önsöz olmasaydı. Zira kitabın girişi polemikleri yeniden hatırlatırken, oyunun etkisini azaltıyor.

THEOPE
Coşkun Büktel, Çitlembik Yayınları, 2007, 164 sayfa, 9.5 YTL.

tıkla: Radikal Kitap


Şimdi de Dün (22 Haziran 2007) yayımlanan Radikal Kitap sf.31'den bir alıntı:


Düzeltme

Radikal Kitap'ın 323. sayısında bu sayfalarda yer alan Coşkun Büktel'in "Theope" adlı kitabının adını aynı adlı bir Yunan tragedyasından aldığı bilgisi doğru değildir. "Theope" Büktel'e ait özgün bir metindir. Düzeltir, özür dileriz.


"Düzeltme" sözcüğünden sonra bir ünlem işareti konulsaydı, sanırız daha doğru olurdu: "Düzeltme!" Yani, aslında düzeltmek için değil, bozmak için yazıldığı, kısacık yazıdan bile belli oluyor! Deveye "boynu eğri" demişler, "nerem doğru ki" demiş!!!

İlk tümcedeki "...aynı adlı bir Yunan tragedyasından aldığı bilgisi doğru değildir." yargısı, hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak denli, bir "Theope adlı bir Yunan tragedyası"nın varlığını buyrukluyor. İlk tümceyi okuyan "tarafsız" okur, Coşkun Büktel'in yıllardır kanıtladığı, "Theope diye bir başka oyun yok!" savını çürütmek için uydurulmuş ince bir kurnazlığın farkına varamayabilir!

Türkiye Tiyatro Dükalığı, Prof. Dr. Özdemir Nutku ve şürekasının yönlendirmesinin etkisinde kalarak, yaptığı her işi özgünlük içerisinde oluşturan Coşkun Büktel'e haksızlık ediyor. Türkiye tiyatrosunun çürümesine karşı çıkanlar, bu duruma da karşı çıkmak zorunda...