9 Haziran 2007 Cumartesi

Arabesk eleştiri anlayışı

Türkiye'de, Türkçe'de, özellikle tiyatro alanında, ne yazık ki, arabesk eleştiri anlayışı egemen...

Nesnel durum değerlendirmesi yapma yerine, tamamıyla öznel anlayışla ve arabesk duygularla yürütülen tiyatro eleştirmenliği, Tiyatro Eleştirmenleri Birliği'nin de ivmelendirmesiyle, "hak edilmiş durum" biçiminde süreklilik kazanıyor...

Arabesk eleştirmenlerden biri de Sibel Arslan Yeşilay...

Bakınız, Radikal Kitap Eki'nin 8 Haziran 2007 tarihli, 26. sayfadaki yazısının ilk paragrafına:

"İlk kez, son derece romantik ve farklı bir oyunuyla tanışıp çarpılmıştım Roland Schimmelpfenning'e. Uzun Zaman Önce Mayısta adlı oyunu Mülheim Festival'inde şaşkınlık içinde izlemiştim. Önce diğer izleyiciler gibi ben de bir süre sahnede olup bitenlere bir anlam verememiş, niye aynı sahneler sürekli tekrarlanıyor, diye hafiften sinirlenmiştim. Ancak bir süre sonra yazarın ustaca bıraktığı boşlukları doldurmaya, sahneye serptiği ipuçlarını ard arda görmeye başlayınca bilmece çözmenin keyfine vararak heyecan içinde izlemiştim oyununu. İzledikten hemen sonra, oyunu mutlaka çevirmeliyim, dedim ve çevirdim."
( Sözcükleri ben kalınlaştırdım - Hilmi Bulunmaz)


Düşünsel derinlik sağlamak, yüksek nitelik oluşturmak ve geniş katılım elde etmek için değil, salt piyasa değerlerini gözeterek, arabesk duygusallıkla kaleme alınan "eleştiri" yazıları, giderek sırıtıyor...

Pazar günü
radikal.com.tr sitesinde yayımlanacak olan yazının tamamını, oradan okuyabilir, belli bir kanaat edinebilirsiniz...