Egemenlere sırtını dayayarak iş yapmaya alışmış köle zihniyetli tiyatrocular, kendilerine sunulan kemiğin niteliğine bakmadan: Anayasal, yasal, siyasal, tiyatral... gerekçelerle bezedikleri gülücükleri sayesinde, izleyiciye hoş görünmeye çalışıyorlar...
Köle zihniyetli tiyatrocular; el açıyorlar, dil döküyorlar, göbek atıyorlar, yalanıyorlar, yalakalık yapıyorlar, yalvarıyorlar, secde ediyorlar, huşu içerisinde bekliyorlar, dilekçe verip koridor arşınlıyorlar...
Teslimiyetlerinin belgesi olan dilekçeleri, karşılık görmeyince de, tehdit ediyorlar, şantaj yapıyorlar, ağlaşıyorlar...
tiyatrom, eksiği giderilmesi gereken yanlarına karşın, doğru bir iş yaptı ve "Sadakaya Hayır!" kampanyası başlattı. Destekliyor ve her gelişmeyi, anında okurlarımıza aktarıyoruz:
Ayşegül Saruhanlı
Utanç verici
Her yıl, sanatçıları sadakayla kandıran ve birbirine düşüren bu utanç verici uygulama son bulsun! Kültür Bakanlığı, sanatçıları daha ne kadar alçaltmaya devam edecek!
Deniz Yurdaer
Ayrıcalık kabul edilemez !
"Bir gün İsmet İnönü, Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nü ziyaret etmeye gelir. Enstitü yemekhanesi, İnönü için ayrı yemek cıkarır ve bu durumda; İnönü gidince estitü ayaklanır. Hayatlarının her bölümünde eşitlik içinde yoğrulmuş bu insanlar, İnönü'ye (o zamanlar Cumhurbaşkanı'dır) farklı yemek çıkarılmasına isyan ederler. Her cumartesi hesaplaşma için kurulan kürsüye, enstitü müdürünü çıkarırlar. Sorgularlar. İlk önce enstitü müdürü kızarır, utanır. Ancak 'İsmet Paşa şeker hastası'dır der. O zaman her şey ortaya çıkınca, bu isyan da söner."
Cumhurbaşkanı'na çıkarılan ayrı yemeği bile kabul etmeyen bir jenerasyondan buralara geldik. Nasıl bir aymazlıktır ki, belli sayıda kişiye yapılan bu yardımı kabul edebiliyoruz?
Barış Kıraalioğlu
Doğru Işıklara Yönelmek Lazım!
Salonu olmayan bir okulda tiyatro yapmaya, yaptırmaya başladım. Şimdi farklı salonu olmayan okullarda çalışıyorum. Keşke ışığı kararanlar yerine, gözlerinin içi parıldayan gençleri destekleselerdi, destekleyecek olsalardı...
tıkla: tiyatrom