Türkiye tiyatrosunun çürüdüğü, küflendiği, intihar ettiği ve akbabaların ağzına layık bir ceset haline geldiği günümüzde; "Alternatif" düşüncelere de rastlanmaya başladık...
İATP-G (İstanbul Alternatif Tiyatrolar Platformu - Girişim) hareketinden Ömer F. Kurhan'ın dün (4 Nisan 2007) yayımlanan yazısından bir paragraf aktarıyoruz:
Kültür Bakanlığı İstanbul’da AKM’nin ve Harbiye Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’nun yıkılacağını açıkladığında, 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’ne damgasını vuracak ana gündem maddesi de belli olmuştu. Bu gündem kolay kolay kapanmayacak ve genel seçim hesaplaşmasının da bir malzemesi haline gelecek. Aydınlığın karanlığa karşı savaşı olarak kendi sunumunu yapan anti-yıkım cephesi, ulusalcı cephenin bir bileşeni olarak hareket edecek. Öyleyse ne yapmalı? Tiyatronun onuru ve teatral ifade özgürlüğü adına bu cepheye mi eklemlenmeli?
Kaynak:
http://www.iatp-web.org/headline.asp?act=view&hid=85