6 Nisan 2007 Cuma

Nöbetçilerden gelen e-posta

"Sanatçılar salon nöbetinde!" başlığıyla bir e-posta aldık... Bir başka yerde gördüğümüzde, önemsemeyeceğimiz bir haber niteliği taşıyan durum, "posta kutumuz"a düştüğünden dikkatimizi çekti:

"Nöbetteyiz! Tiyatrolar kapanmasın, Belleğimiz silinmesin!.."


Gruplar halinde Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde nöbet tutacaklarını belirten "yetkililer", kentlilere şöyle sesleniyor:


"İstanbullular; tiyatrolarınıza sahip çıkın, sonra çok ararsınız. İstanbullular; sesinizi duyurun: Tiyatrolar yıkılmasın!"


Hafif tehdit, hafif küçümseme, hafif hafifsemeyle kentlilere seslenmeye çalışanlar; çürüyen, küflenen, intihar eden, bir ceset gibi ortalık yerde kalan ve kokusu her yere sinen tiyatrodan ne bekliyorlar?...


Çürüyen tiyatroda "kara giysiler" ile nöbet tutan "abi" ve "abla"larına öykünen gençler de, aynı hamasi ve halktan uzak sözlerle işlevsel olmaya çalışıyorlar...


Bize yollanan e-postanın, aynı zamanda www.tiyatrom.com sitesinde de yayımlandığının ayrımına vardı...


Kaynak: