22 Nisan 2007 Pazar

Bir mektup

Halit Karaata

Ardından eklemiş;

Dost yüzlü dost gülücüklü.

Lafı fazla uzatmayacağım. Biz gerici mistiklerin hele lümpen bir kökten geliyorsak bazı garip huylarımız vardır. Pozitivist akıldan nasipsiz olduğumuzdan burjuva kültürünün ana tezahürü olan “ ne pahasına olursa olsun çıplak gerçeğin teşhiri peşinden yürümek “ yerine edebin peşinden yürümeyi yeğleriz. Voltaire’lerin değil de Hz Ali’lerin soyundan gelmekteyizdir yani. “ Bir harf öğretenin,ya da bir kahvenin kırk yıl hatırı “ yolundan yürürüz. Coğrafi bir talihsizlik bu,Rusya’nın Fransa’nın tarihini kendi tarihimizden daha fazla hatip edenlerden olamadık. Anneannem de kabahat ! Bana küçükken 17 devrimini,1789 ihtilalini anlatacağına Hz. Ali,Hz. Muhammed hikâyeleri anlattı rahmetli ! Böyle kadük kaldık biz,altyapımız mistik oldu. Ne edelim o da bir talihsizlik sonucu aydınlanma yaşanmamış bir toplumun efradı idi. Bu safiyanelikten olacak bir dostumuz,onunla güncel pozisyonumuz ne olursa olsun,geçmişte bir kap yemekten kaşık salladığımız eski bir ahbabımız bize göre yanlış bir iş yaptı diye düşünür isek önce onunla durumu bir istişare eder,hal-u ahvalini ikinci ağızlardan değil illa ki ondan sual eyleriz. Varsa ayıbı fikir sunup gerektiğinde gece gibi örter,yok biz yanılmaktaysak eyvallah ederiz. “ Yakaladım işte yakaladım ! Ben demiştim,o da aciz işte,ben haklı çıktım,geçtim onu geçtim,bunu şehrin her yerine afiş edip asmalı ! Arkasından hemen bir racon kesmeli ! “ çiğliklerine girmek bize edepsizlik gelir. Dilin peşinde değil,halin peşinde dolanırız. Ko ki bizi gerici saysın elalem.

Mistiğiz velhasıl ! Geri kalmış bir kültürün elemanlarıyız. Ki benim öznelimde öyle bir gericiliktir ki bu bahsi geçen dizisinde rol aldığımız televizyon kanallarının gericiliği şahsım yanında devrimci bile sayılırlar. Onlar sonuçta 1400 yıl öncesini,Asr-ı Saadet dönemini özlerler,oysa bana kalsa ben ilkel komünal kabile dönemine döndüreceğim insanlığı, ki bu bokun içinden sıyrılmak mümkün olsun. Çünkü insan ancak bir o dönemde haddini hududunu,hakkı kadar almasını mecburiyetten de olsa becerebildi. Lakin bana bırakmıyor hin oğulları !

“ Ne varsa ileride var,gerçek gelecektedir “ putunu mürşit eylemekten nasipsiz,Medeniyetler çatışmasının doğu kanadında çırpınan,insanlığın mutlak evren hâkimiyeti idealine ters düşen,insanlığın önünde engel,mutlak haklanması gereken biçare zavallılarız sonuçta. Erkin değil hakkın peşinde nafile dolaşırız. Füze çağı gelmiş Ay Uranüs keşfedilecek biz hala dost, hatır,gönül,edep,haddini bilme gibi tozlanmış kelamlar kavramlarla,yani abesle iştigaldeyiz.

Biz ne bilelim ! Senin için evdeki televizyonu kaldırdı istihbaratını alınca,fırsat bu fırsat aradan bir şeyler kaçırabilir miyiz diye davrandık şöhret peşine,şak suçüstü ! Bak cahilin fikrine ! Bugün Türkiye’nin bir Jdanov’u orada,ondan kaçar mı !? Ondan kaçsa bunun istihbaratçısı var,casusu var KGB’si var ! Hadi düştün şöhret peşine,bari gerici kanallarla işbirliğine girme adam,çık bir Aydın Doğan kanalına filan ! Acemilik işte !

Bugün sen Türkiye’nin bir sosyalist sanat komiserisin,manifesto elinde,kim uyar tarife kim ne eylerse düşer çember dışına,ne eylenirse dinden çıkılır orada yazılı. Tamam, fetvayı aldık,artık sosyalistlikten aforozuz. Bana göre hava hoş ! Hayatımda bir şeyle tarif edilmeyi,o kavramın sınırlarıyla kendini disipline etmeyi sevmiş değilim,kendimi bir kavramın tarifine içeriğine göre yapılandırmayı sindiremeyecek kadar cesaretim vardır hayat karşısında. Bu cihetle 26 yıldır hiçbir tarifi belli guruba mensubiyetim onlardan güç almışlığım yoktur. Hayatımda kimseye akıl danışmışlığım bunu nasıl yapayım diye sormuşluğum da yok,birinden bir şey almışlığım hep sohbet ya da pratik içindendir. ( Bu pis huydur ki,sana danışmadan dizi de oynamama neden oldu işte. )

Bana göre hava hoş da sen ne yapacaksın şimdi ? Kendi kafanda bir misyon biçip bir yere oturttuğun,kendi kendine rakip ilan ettiğin bu cihetle kendine motivasyon aracı ettiğin en büyük rakiplerinden belki de sonuncusu,dinden çıktı,kavgadan düştü ! Bu boşluğu neyle dolduracaksın ? Benim gibi inatçı dik kafalı rakibi nereden bulacaksın bir daha ? Etrafta başka keçi benim bildiğim görünmüyor,senin bildiğin var ise iyi yine senin açından ! Yoksa hangi rekabet güdüsü tutar senin yaşamını ayakta ? Yok yok bu iyi olmadı ! Bunu düşünmeliydim bu haltı yerken. Hadi kendini ateşe attın be adam da,General Farat’ı niye yakarsın !

Kendine haksızlık etme,bugün bir Hilmi Bulunmaz kolay yetişmiyor.Stalin disiplini,Lenin iradesi,Mao kararlılığı her fani de aynı anda bulunan nitelikler olabilir mi ? Sen istiyorsun ki onlar bir başkasında da olsun,o da senin duruşuna sahip olsun,o vakit Hilmi Bulunmaz’ın tekliği ve eşsizliği nerede kalacaktır ? Ben kendi adıma bu niteliklerin hiçbirine haiz değilim,nerede hepsi birden ben de mevcut olacak. Kaldı ki böyle bir talebim de yoktur. Ben günahları ve sevaplarıyla,kendi çapını ve haddini bilen,değil bu boktan tarihe,mezar taşına bile adını yazdırmaya niyetli olmayan geldi geçti bir dem olmaya talip olmanın dışında bir adam değilim. Ne mutlu ki ahir ömrümde yaşar iken bu hale varabilmişim,onun keyfini yaşamaktayım. Hırsım yok,harsım yok,parsım,yok. Daha ötesi bireyler arasında sen de dâhil hasmım da yok. Bir kan davalım vardır,o da birey değil zihniyettir. Emperyal zihniyet. Onunla kavganın da baş unsurunun herkesin,onun bunun değil,öncelikle kendisinin edebiyle uğraşması olduğunu hayat bana kafama vura vura öğretti. Toplum mühendisliklerine,onu bunu ıslah edip haddini öğretmelere heveskâr değilim. Soran olursa var ise bildiğimi söylerim,soran olmazsa bilgiçliğimi ispat etmeye hiç niyetim yok. Kimsenin mürşidi,örneği,timsali,putu olmak gibi nafile zaaflarım da kalmamıştır,darısı başınıza inşallah !

Sana geçmişte,yanından ayrılırken yeterince sosyalist değilsin mi demişiz ? Ben öyle bir kelamımı hatırlamıyorum ama,affedersin halt yemişiz ! Cahilin cüreti işte ! Dediysem düzeltiyorum,” Yeterince Sosyalistsin “. Hatta öte gidiyorum,” Yeterinden fazla,en,enenen sosyalistsin “ Sana Brütüs’lük yapanlarımız mı olmuş ? Gerçi örnek iyi değil,sonuçta Sezar bugünkü Batı Emperyalizmini kurumsallaştıran tarihin başkişilerinden bir diktatördü,yani dolayısıyla “ Brütüs’ün eline sağlık” da denilebilir,onun için o örneği düzeltmek lazım,ama teşbihte hata olmaz deyip,ben dâhil kim yaptı ise sosyalist sanatın önündeki o engel de kahrolsun ! Öldüyse de cehenneme git… ! Yok cehennem materyalist olmaz ! Ölen adam da materyalist açıdan kahrolmaz. Kurtlar yesin desem…? O zaten doğal döngü,ceza sayılmaz ! Çoluğuna çocuğuna inme insin,acısı onlardan çıksın ! Desem,pozitif hukukta suç bireyseldir,babadan oğla geçmez ! Tarihte adı anılmasın ! Bak bu olur ! Bu pozitivistler açısından büyük ceza ! En korktukları şey ! Olur bu değil mi ?

“ E sen geçmişte FKM sahnelerinde oyun sahneleyip onlarla işbirliği içine girip salon kirası vermiyor muydun ? “ ya da benzeri tarafınızca yapılmış ben de belgeli ayak sürçmeli hadiseleri referans göstererek, sensin bensin,ben sana beş çekerim,sen bana on,işte senin çamaşırların, belden aşağı ucuz polemiklerine girmeyi gerçeği,burjuva ahlakına haiz,o beni haklamadan ben onu haklamalıyım,ne pahasına olursa olsun ben kazanmalı,onu yenmeliyim,ölüm kaçaklığı menşeili rekabet anlayışında değil,dostlukta hatırda arayan bir geri zihniyetli olarak zül sayarım. Seninkiler mutlak gerekçeli,devrimci taktiklerdir. Bizimki sade ekmek parası nedenli,pis bir nefsi köreltmek hadisesi işte,ya da şöhret sevdası olsun ! Ben kendi yaptığım işi epey tartarak yaptım,hesabını kendimden gayrisine verecek değilim,mutlak sen de öyle yapmışsındır,zaten ben senden hesap sorma edepsizliğine girmemiştim gireceğim de yok. Bununla birlik söz konusu olan kurumun,ya da onun dünya görüşünün,mensup elemanlarının ya da kendim dışında herkesin,hain,kalleş,satılmış,insanlık düşmanı olduğunu filan da düşünmüyorum,her sosyalist olanın insanlığın yüz akı olduğunu hayatımın hiçbir anında düşünmediğim gibi. Hayat böyle didaktik,formülüze bir şey değil. Lakin böyle düşünen de düşüne kosun,paşa keyfi bilir !

Hâsılı usta,rahatla gevşe,geçti,tehlike yok ! Bir sen kaldın işte. Tarih seni haklı çıkarmış bak ! Herkes yanıldı,sen yanılmadın. Herkes yolundan döndü sen dönmedin. Hepimize kendini ispat ettin. Bir iki çıkıntı çıkar bunu kabul etmeyip polemik yaratacak,takma,onlar kriterden sayılmaz. Bunu sana kendi imajında yarattığın en büyük hasmın,daha ötesi bu cepheden bakarsak belki de dünyadaki tek dostun söylüyor,ötesi mi var ? Mistik bir yönün olsa ruha filan inansan,rahmetli annenin babanın ruhları da müsterihtir diyeceğim ya,sen de bunun hükmü olmaz. Lakin artık buna da kani olmazsan diyeceğim ki senin kendinden kuşkun var,bir kendini ispat gereksinimi yaşıyorsun ki o konuda da elimizden bir şey gelmez,bizi aşar.

Baştaki lafı uzatmayacağım ibaresi bu mesaj için değildir. Zaten pek kısa da olmadı kelam. Bu konuda bir daha ahali önünde hiçbir halükarda kelam etmeyeceğim anlamı taşır. Konuşursam bireysel yüz yüze olacaktır. Sen söyleyeceğini söylemişsin ben de söyledim,benim açımdan konu sonlanmıştır. Çok mal haramsız,çok laf yalansız olmaz denmiş,işi lafa boğmaya gerek yok. Değerli midene verdiğim eza için üzgünüm ! Ancak sen de kaşınmışsın yani ! Sen yeme içme git bir yerlerden televizyon bul,sırf bana suçüstü yapmak adına o iğrenç şeyleri seyret. İstihbarat kesmemiş besbelli,gözümle görmeden inanmam demişsin ! Bu da bize verdiğin değeri,bize olan imanını gösterir ki,var olasın ! Nafile,dedim ya biz bu emniyete nail olacak kadar basiretli çıkamadık. Sen büyüğümüzsün artık sen bilirsin !

Sağlıcakla kal.

Nottur: Sitende bize dair bizi taltif eden haberler de vardır.( Gerçi biz övgüyle onore olmak gibi bir ferasetten yoksunuz. Kılımız kıpırdamadığı gibi,biraz dozu kaçarsa kendimizden şüpheye düşüyoruz. ) Şimdi ahali bile ki onlardan haberdar değildim. Denmeye ki adam övünce oh,sövünce pöh ! Gönüllü istihbarat heveslileri olmasa,bu polemik konusu olan yazıdan da haberdar değil idim. Lakin büyük insanlık ilerleye ilerleye buraya kadar geldi işte. Daha ileride bundan bok olmazsa,ben de bu dünyada 43 yıl haybeye ekmek yedim ! Bizi gerici yapan bu mahlûkattır,yoksa kurda kuşa,börtü böceğe bir kastım yok onlar ilerlesin varsın.Adamın yazdığı olumlu haberi istihbarat eyleyen çıkmaz da,olumsuzu hemen yetiştirir. E olumludan kapışma çıkmaz,olumsuzdan maraza çıkacaktır muhakkak. O da mumunu yakıp keyfine bakacak ! Belli ki sana gücü yetmiyor,beni de güç görüyor,benden dolaylı sana had bildirecek. Dinsizin hakkından imansız gelir hesabında ! Sen sazan emsal atladın tabi,kinin benmerkezci duyguların varlığını ispat güdün aklının önünde. Söz de rasyonalist pozitivist sosyalistsin ! Bilimsel akılla düşünüyorsun. Bilimsellik profosyenel katil soğukkanlılığıyla eştir oysa. Beni de meşru müdafaa psikolojisine soktun ( Hâlbuki yaram da yok gocunacak,ancak olgunluk eksikliği demek ki halen süregeliyor.) Şimdi bak yazıyı iptal edeyim mi diye çelişkide de kaldım.

Yok ! Düşündüm,madem hamle ettim gaza gelip kalsın hamlığımızın bir belgesi olarak. İptal hakkını sana bırakıyorum.

Ha ne diyordum ? Bizi öven yazılar oradan iptal olsun diyorum. (Yerenler kalabilir.Onlar eksik tamamlama işinde faidelidir. ). İki nedeni var. Birincisi onlar bizim mistizmin yanına uçtuğumuzu bilmeden yazılmış yazılar olduğundan yazarı yanılttı,iptale müsaittir. Bununla birlik ben oradaki bahsi geçen adam kata değilim. Benim hakkımda Zaman’a karşı direnen bir tiyatrocu başlıklı bir yazı var mesela,hâlbuki ben orada Zaman gazetesi yazarı N. Bengisu’ya değil direnmek,destek veriyorum. Yazdığı eleştiri bana göre haklı çünkü. (Başı örtülü diye haksız mı olacak ! ) O yazıdan bir sonra da başka bir konuda ona karşıt bir yazı gönderdim,orada da yine bana göre haksızdı çünkü.( Başı örtülü diye haklı mı olacak ! ) Ondan sonra bir daha yazı göndermedim kimseye,hıyarlığın âlemi olmadığını anladım çünkü ! ( Hiçbir gurubun elemanı değilim diye herkese sorulmadan destek köstek laf mı yetiştirilecek ! Bi halt biliyorsan kendine uygula. )