14 Ekim 2015 Çarşamba

Tiyatronun gelişmesi için bilgeye, "düşünür"e ihtiyaç duyulması gerekir...

Tiyatromuz, "başka" tiyatroları tanıyarak zenginleşir...

Hilmi Bulunmaz
14 Ekim 2015

Kendimi bildim bileli tiyatro sanatıyla uğraşıyorum! Ülkemizdeki tiyatro düşmanlığının çoğunun tiyatrocular tarafından yapıldığına her gün biraz daha fazla inanıyorum! Kendi gücüyle değil, başkalarının gücüyle koltuk ısıtanların "zavallı duruşları" bana çok büyük hüzün veriyor. Ağlıyorum! Evet, bildiğiniz biçimde, gerçek anlamında, gözyaşı dökerek, ağlıyorum. Tanık göstermek zorunda değilim! Ama Mesut Alptekin'e sorabilirsiniz...

Tiyatro için döktüğüm gözyaşlarının inciye dönüşmesini sağlayan birkaç istiridye var. Bunlardan biri Melih Anık... Ne ben Anık'ı sahipleniyorum, ne de Melih Anık beni sahipleniyor... "Sahiplenmek" bir köpek ko(r)kusu veriyor bana. Daha çok, "benimsemek" benimki. Evet, "BENİM"SEMEK!

Melih Anık'ı okumayanın, tiyatro sanatı bilinci gelişmez. Bertolt Brecht'e gitmeye, Shakespeare'e uçmaya, asla gerek yok yada şöyle söylemeliyim: Melih Anık'ı "aşamayan", ne Brecht'ten, ne de Shakespeare'den anlar!