3 Nisan 2015 Cuma

Can Dündar'ın boyalı basın hâline getirdiği Cumhuriyet Gazetesi kükredi

Bâzen net ve sert çıkışlar yaptığı için desteklediğimiz Cumhuriyet sayfası

***

BAŞBAKAN'A AÇIK MEKTUP

Sayın Başbakan,

Önceki gün şehit Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın cenaze törenine, aralarında Cumhuriyet'in de bulunduğu bazı gazetelerin ve televizyon kanallarının alınmaması, bu basın organlarının cenaze töreninden haber vermesinin engellenmesi yönünde bizzat emir ve talimat verdiğinizi kamuoyuna açıkladınız.

Basının haber alma hakkını engelleyerek açıkça suç işlediniz.

Böyle bir hakkınız yok.

Bu ülkede vicdan sahibi herkesin canını yakan, kahreden, vahim bir cinayeti, otoriter, dayatmacı uygulamalarınıza gerekçe yapmaya kalkışmak, toplumun geniş kesimlerinin acısını otoriter ve keyfi uygulamalara basamak yapmak, hiçbir ahlak ilkesiyle bağdaşmadığı gibi, anayasa ve yasalara da aykırıdır.

Bizler, gazeteler ve gazeteciler, diğer yurttaşlar gibi yanlış yaptığımızda, kanunları ihlal ettiğimizde, nasıl bunun hesabını yargı önünde veriyorsak, siz de vereceksiniz.

Burası demokratik bir hukuk devleti ise, biz bu hesabı sormak zorundayız; siz de vermek zorundasınız.

Hakkımızın çiğnenmesine seyirci kalırsak, yasalara aykırı olarak engellenmesine ses çıkarmazsak, sırf iktidarla karşı karşıya gelmemek için giderek yaygınlaşan sinme, korkma, yılma kültürünün parçası haline gelirsek, mesleğimize ihanet etmiş oluruz.

Basının temel görevi ve varlık nedeni, halkı olan bitenden haberdar etmek, yönetimi ve kamu görevlilerini halk adına denetlemektir. Basın, bu misyonu gereği bazı haklara sahiptir. Kendi hakkına sahip çıkamayan, kendi hukukunu savunamayan bir basın organının halk adına denetim ve doğru haber verme görevini yapması da mümkün değildir.

Bu nedenle, anayasadan ve yasadan kaynaklanan haber verme hakkımızı kanunsuz olarak çiğneyen zatıalinize, yargı önünde hesap sormak için dava açıyoruz.

Bilginize arz ederiz.

***

Cumhuriyet'ten Davutoğlu'na dava

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cumhuriyet savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın cenaze törenine, aralarında Cumhuriyet'in de bulunduğu bazı gazetelerin ve televizyon kanallarının alınmaması, bu basın organlarının cenaze töreninden haber vermesinin engellenmesi yönünde bizzat emir ve talimat verdiğinizi kamuoyuna açıklamıştı. Cumhuriyet Gazetesi, Başbakan'ın bu sözlerini "İtiraf" kabul ederek, Başbakan Davutoğlu hakkında dava açacağını duyurdu.

Cumhuriyet şöyle dedi: "Basının temel görevi ve varlık nedeni, halkı olan bitenden haberdar etmek, halk adına denetlemektir. Bu nedenle, anayasadan ve yasadan kaynaklanan haber verme hakkımızı kanunsuz olarak çiğneyen zat-ı alinize, yargı önünde hesap sormak için dava açıyoruz. Anlaşılan, etrafındakiler Başbakan'a bağlı olduğu kuralları anımsatmamış. O halde biz anımsatalım:

İşte anayasal dayanağımız: Basın özgürdür, sansür edilemez

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 11. maddesinde, anayasa hükümlerinin yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağladığı yazılıdır.


Bu anayasanın:


* 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik bir hukuk devleti olduğu,


* 6. maddesinde, hiç kimse ya da organın kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamayacağı,


* 10. maddesinde, herkesin kanun önünde eşit olduğu, devlet organları ve idare makamlarının bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorunda oldukları,


* 22. maddesinde, herkesin haberleşme özgürlüğüne sahip olduğu ve bu özgürlüğün ancak belli şartların varlığı halinde bir hâkim kararıyla sınırlandırılabileceği,


* 28. maddesinde, basının özgür olduğu ve sansür edilemeyeceği, devletin basın ve haber alma özgürlüğünü sağlayacak tedbirleri almakla yükümlü olduğu, olaylar hakkında yayın yasağı konamayacağı;


* Basın Kanunu'nun 3. maddesinde de basının özgür olduğu ve bu özgürlüğün bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içerdiği yazılıdır.


Bu anayasa ve yasalar Başbakan'ı da bağlar."


Bkz: www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/242622/Basbakan_a_dava_aciyoruz.html