"1. Ulusal Dramatik Yazarlık Çalıştayı"na katılmak için müthiş bir çaba harcadım! Olağanüstü çabamın tüm sürecini de, gereksindiğim denli Büktel'e anlattım. Ancak, Büktel, inanmamayı ve yalan söylemeyi alışkanlık hâline getirdiği için, kendisine bu çalıştay hakkında hiç haber vermediğim yönünde bilgi kirliliği oluşturmak istedi. Ne ki çürük kokan sözlerini, çürük kokan ağzına tıkadım!... Tıkıyorum!... Tıkayacağım!!!...
"1. Ulusal Dramatik Yazarlık Çalıştayı"na hangi amaçla gittim?
1 - Prof. Dr. Nurhan Tekerek'in cahilliğini anlatıp, onunla hesaplaşmak,
2 - "Theope" konusunda tartışma ortamı oluşturup, gündeme getirmek,
3 - Dramatik yazarlık öğrencileriyle dramayı konuşmak amacıyla gittim!
1 - Bana, "lâf aramızda" denilerek bilgi verildiğinde, ben, iftira ve yalanı meslek edinmiş Büktel gibi davranıp, bana bilgi vermiş kişilerin adlarını verecek durumda değilim. Ancak cahilliğini teşhir ederek, hesaplaşmak istediğim Prof. Dr. Nurhan Tekerek, hem de çalıştayı düzenleyen Sahne Sanatları Bölümü Başkanı olmasına karşın, bâzı kişilerin anlatımlarına göre Isparta'ya "kaçmış", bâzı kişilere göreyse, Sahne Sanatları Bölümü binasına çok yakın olan evinin penceresindeki perdenin gerisinden, bizi izliyormuş!... Başkanı olduğu Sahne Sanatları Bölümü'nün düzenlediği "1. Ulusal Dramatik Yazarlık Çalıştayı"na gelemeyen ve bunun için, hiçbir "geçerli gerekçesi" bulunmayan Prof. Dr. Nurhan Tekerek'le uğraşmam olanaksız olduğuna göre 2., 3. amaçlarıma yönelmeliydim!...
2 - Coşkun Büktel'in gün yirmi dört saat onunla yatıp, onunla kalktığı, beni bile etkilemesi sonucu, "Everest" demenin ötesinde değerlendirme yazısı yazmadığım "Theope" için nabız yoklama turuna çıktım!... Ancak, Büktel, herkesi o kadar bıktırmış ki, hiçbir kimse "Theope"yi ağzına bile almak istemedi. Bir iki cılız ses, okuduğunu, ancak hiç de öyle "Everest" falan olmadığını dile getirdi. Tolstoy'un"Sanat Nedir?" kitabını okuyup, okumadıklarını sorduğum "dramatik yazarlık" öğrencilerinin neredeyse tümü, bu kitabı okumuş olduğunu dile getirmekle birlikte, Shakespeare Çocukları'na yüklenmiş Tolstoy'la bir Shakespeare Çocuğu olan Büktel arasında nasıl bir ilgi köprüsü kurduğumu sorduklarında önce burnum, sonra ellerim ve daha sonra da her yerim terlemeye başladı! Şurası net; Büktel'den ve onun kapatması "Theope"den hoşlanana rastlayamadım!
3 - Dramatik yazarlık öğrencilerinin neredeyse tümü, "Theope"den çok daha ileri yapıtlar yazabilecek yetenekte olduklarını belli edecek birçok davranışta bulundular... Onlarla görüşmelerimiz sürüyor... Gereksinim duyduğumda, onların evrenlerine çok daha derin katkıda bulunacağım!
Bu kısacık yazıyı bitirirken, şunu da belirtmek durumundayım: Coşkun Büktel, hayatı boyunca hiç görmediği entelektüel basınçla karşı karşıya kalacak! Ayağını, bilincini, dilini, gözünü, sinirlerini çok iyi denk alması gerekiyor. Yoksa, çıldırma, uyuyamama yazamama aşamasına gelebilir!
A. Ertuğrul Timur'un yazdığı, Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın yazmadığı bir yazı başlığıyla yazımıza son verelim: "Hiç Çıldırma Bre Büktel"
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
"1. Ulusal Dramatik Yazarlık Çalıştayı"na hangi amaçla gittim?
1 - Prof. Dr. Nurhan Tekerek'in cahilliğini anlatıp, onunla hesaplaşmak,
2 - "Theope" konusunda tartışma ortamı oluşturup, gündeme getirmek,
3 - Dramatik yazarlık öğrencileriyle dramayı konuşmak amacıyla gittim!
1 - Bana, "lâf aramızda" denilerek bilgi verildiğinde, ben, iftira ve yalanı meslek edinmiş Büktel gibi davranıp, bana bilgi vermiş kişilerin adlarını verecek durumda değilim. Ancak cahilliğini teşhir ederek, hesaplaşmak istediğim Prof. Dr. Nurhan Tekerek, hem de çalıştayı düzenleyen Sahne Sanatları Bölümü Başkanı olmasına karşın, bâzı kişilerin anlatımlarına göre Isparta'ya "kaçmış", bâzı kişilere göreyse, Sahne Sanatları Bölümü binasına çok yakın olan evinin penceresindeki perdenin gerisinden, bizi izliyormuş!... Başkanı olduğu Sahne Sanatları Bölümü'nün düzenlediği "1. Ulusal Dramatik Yazarlık Çalıştayı"na gelemeyen ve bunun için, hiçbir "geçerli gerekçesi" bulunmayan Prof. Dr. Nurhan Tekerek'le uğraşmam olanaksız olduğuna göre 2., 3. amaçlarıma yönelmeliydim!...
2 - Coşkun Büktel'in gün yirmi dört saat onunla yatıp, onunla kalktığı, beni bile etkilemesi sonucu, "Everest" demenin ötesinde değerlendirme yazısı yazmadığım "Theope" için nabız yoklama turuna çıktım!... Ancak, Büktel, herkesi o kadar bıktırmış ki, hiçbir kimse "Theope"yi ağzına bile almak istemedi. Bir iki cılız ses, okuduğunu, ancak hiç de öyle "Everest" falan olmadığını dile getirdi. Tolstoy'un"Sanat Nedir?" kitabını okuyup, okumadıklarını sorduğum "dramatik yazarlık" öğrencilerinin neredeyse tümü, bu kitabı okumuş olduğunu dile getirmekle birlikte, Shakespeare Çocukları'na yüklenmiş Tolstoy'la bir Shakespeare Çocuğu olan Büktel arasında nasıl bir ilgi köprüsü kurduğumu sorduklarında önce burnum, sonra ellerim ve daha sonra da her yerim terlemeye başladı! Şurası net; Büktel'den ve onun kapatması "Theope"den hoşlanana rastlayamadım!
3 - Dramatik yazarlık öğrencilerinin neredeyse tümü, "Theope"den çok daha ileri yapıtlar yazabilecek yetenekte olduklarını belli edecek birçok davranışta bulundular... Onlarla görüşmelerimiz sürüyor... Gereksinim duyduğumda, onların evrenlerine çok daha derin katkıda bulunacağım!
Bu kısacık yazıyı bitirirken, şunu da belirtmek durumundayım: Coşkun Büktel, hayatı boyunca hiç görmediği entelektüel basınçla karşı karşıya kalacak! Ayağını, bilincini, dilini, gözünü, sinirlerini çok iyi denk alması gerekiyor. Yoksa, çıldırma, uyuyamama yazamama aşamasına gelebilir!
A. Ertuğrul Timur'un yazdığı, Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın yazmadığı bir yazı başlığıyla yazımıza son verelim: "Hiç Çıldırma Bre Büktel"
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz