Öncelikle tıklayınız:
"Theope, Türkiye tiyatrosunun 'EVEREST'i" dediğim için özür diliyorum...
***
ARŞİV
Hilmi Bulunmaz
19 Aralık 2007
Coşkun Büktel'in "Theope" adlı oyununu okumamak toplumsal bir suç değil, "Theope" oyununu engellemek tiyatral bir suçtur!... "Theope" adlı oyunu okumamak, "Theope"yi azaltmaz; okumayanı azaltır. "Theope"yi okumadan tiyatro sanatıyla uğraşmak olanaksızdır! "Theope" oyununu okumadan tiyatro sanatıyla uğraştığını iddia edebilen "biri", yumurtasız omlet yaptığını yada yediğini iddia edebilen birilerinden farksızdır! Ben,
"'Theope'yi okudum!" diye övünmüyorum!... "Theope"yi okumasaydım, aptal bir eşekten farksız biri olurdum. Sırtıma vurulan her yükü aptalca taşırdım!... Yalancılarla, iftiracılarla, sansürcülerle ve sanal canavarlarla işbirliği yapacak denli donanımsız biri olurdum... Yada şöyle denilebilir:
"Theope" adlı oyunu da okuyabilecek bir donanıma sahip olduğum için; yalancılarla, iftiracılarla, sansürcülerle ve sanal canavarlarla kesinlikle işbirliği yapmıyor, hakikat sever Coşkun Büktel ile işbirliği yapıyorum... Bu durumda kazanan, "Theope" oyunu olmuyor; "Theope"yi okuyanlar oluyor. Okunmadığında, yitiren "Theope" olmuyor; okumayan oluyor...
(Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın henüz yayımlamadığı; "Tiyatroda
'Üçüncü Abdülhamid' istibdadı" başlıklı yazısından alıntı yapılmıştır!...)
Güncelleme 13 Eylül 2012: "Tiyatroda 'Üçüncü Abdülhamid'
istibdadı" başlıklı yazıyı, 20 Aralık 2007 Perşembe günü yayınlandık!
***
Ayrıca bakınız:
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, aşağıdaki tweet'i okuyunca şöyle düşündü: "Ben, Einstein'ı anlayan biri olarak, LİNÇÇİ Prof. Dr. Özdemir Nutku'nun müfteri olduğunu derhal, hemen anladım!"
Melih Anık, Coşkun Büktel'in İkinci Geliş'i hakkında neler düşünüyor?
"Theope, Türkiye tiyatrosunun 'EVEREST'i" dediğim için özür diliyorum...
***
ARŞİV
Hilmi Bulunmaz
19 Aralık 2007
Coşkun Büktel'in "Theope" adlı oyununu okumamak toplumsal bir suç değil, "Theope" oyununu engellemek tiyatral bir suçtur!... "Theope" adlı oyunu okumamak, "Theope"yi azaltmaz; okumayanı azaltır. "Theope"yi okumadan tiyatro sanatıyla uğraşmak olanaksızdır! "Theope" oyununu okumadan tiyatro sanatıyla uğraştığını iddia edebilen "biri", yumurtasız omlet yaptığını yada yediğini iddia edebilen birilerinden farksızdır! Ben,
"'Theope'yi okudum!" diye övünmüyorum!... "Theope"yi okumasaydım, aptal bir eşekten farksız biri olurdum. Sırtıma vurulan her yükü aptalca taşırdım!... Yalancılarla, iftiracılarla, sansürcülerle ve sanal canavarlarla işbirliği yapacak denli donanımsız biri olurdum... Yada şöyle denilebilir:
"Theope" adlı oyunu da okuyabilecek bir donanıma sahip olduğum için; yalancılarla, iftiracılarla, sansürcülerle ve sanal canavarlarla kesinlikle işbirliği yapmıyor, hakikat sever Coşkun Büktel ile işbirliği yapıyorum... Bu durumda kazanan, "Theope" oyunu olmuyor; "Theope"yi okuyanlar oluyor. Okunmadığında, yitiren "Theope" olmuyor; okumayan oluyor...
(Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın henüz yayımlamadığı; "Tiyatroda
'Üçüncü Abdülhamid' istibdadı" başlıklı yazısından alıntı yapılmıştır!...)
Güncelleme 13 Eylül 2012: "Tiyatroda 'Üçüncü Abdülhamid'
istibdadı" başlıklı yazıyı, 20 Aralık 2007 Perşembe günü yayınlandık!
***
Ayrıca bakınız:
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, aşağıdaki tweet'i okuyunca şöyle düşündü: "Ben, Einstein'ı anlayan biri olarak, LİNÇÇİ Prof. Dr. Özdemir Nutku'nun müfteri olduğunu derhal, hemen anladım!"
Melih Anık, Coşkun Büktel'in İkinci Geliş'i hakkında neler düşünüyor?