Aşağıdaki aşağılık yazıyı kaleme alan kişinin tam bir dangalak olduğuna eminim. Estetiğin "e"sinden, sanatın "s"sinden ve tiyatronun "t"sinden bile asla anlamayan bu dangalak, Radikal Gazetesi'ni bile (ki, bizim için hiçbir değeri bulunmayan bir gazetedir) dize getireceğini sanmış. Bizim "piyasa yapmadığımız" bir zaman diliminde yazılmış bu yazıyı, ne yazık ki yeni okudum. Daha önce okusaydım, bunu yazan dangalağın ağzının payını hemen verirdim. Bunun dışında da dangalaklara ders vermiştim!
Beni birçok kez mahkeme duruşma salonlarına taşıyan dangalak Oyun Atölyesi, benim hakkımda başlattığı hiçbir dâvâdan beni asla mahkûm ettiremedi. Onca magazin çevresi ve onca avukatı bulunmasına, benim hakkımda iki yıllık hapisle bile dâvâ açmasına karşın avuçlarının nazik yerlerini yalayan Oyun Atölyesi'nin aşağıdaki aşağılık yazısını kaleme alan dangalağın adını çok merak ediyorum. Bu dangalak adını açıklarsa, kendisini bir pösteki gibi yerden yere vurarak üzerinde horon teperim... Beni bilen bilir: Ben dediğimi mutlaka yaparım. Oyun Atölyesi iyi bilir!
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
Oyun'un notu: Okunamayacak ve/ya anlaşılamayacak düzensizlikle yayınlanmış yazıyı, okunup anlaşılacak duruma biz getirdik... Yazının okunması zor hâlini görmek isteyen, altta verdiğimiz linke tıklayabilir...
***
Radikal Gazetesi'nin meşruiyeti belli olmayan taraftarlığının manşet diline yansıyarak kendi gibi düşünmeyenler üzerinde ürettiği şiddeti, yok ediciliği kınıyoruz.
"Radikal Genç" ekinin 2. sayısının kapak yazısında kullanılan Haluk Bilginer adının sayfa 19'daki Haluk Bilginer'i eleştiren yazıyla aynı ânda çıkması üzerine bu yazıyı yazmak zorunda kaldık.
19. sayfadaki yazıda Haluk Bilginer'e atfedilen "ötekileştirme" suçlamasını kabul etmek elbette mümkün değil. Anılan yazı, bir öğrenci "malumatfuruşluğu" ile kaleme alındığından, dikkat edilesi bir tarafı yok. Çünkü yazı sahibinin, ne Haluk Bilginer'in söyleşisini ne de geçen hafta Türkiye'de bulunan Peter Brook'un gazetelerde yayınlanan söyleşilerini bile okuduğu yazısında oldukça net anlaşılıyor. Serhat Erekinci'nin, yazısını yayınlayan Radikal Gazetesi'nin Peter Brook'la yaptığı söyleşiyi dikkatle okumasını öneririz.
Serhat Erekinci'nin yazısındaki "ötekileştirme" bakalım aslında nasıl oluyormuş? Radikal Gazetesi, kamuyu bilgilendirme olanağına sahip olma gücünü "kötü"ye kullanarak, kişilik haklarını yerle bir edip Haluk Bilginer'i kamuoyu önünde küçük düşürücü bir "manşet" ile okuyucu karşısına çıkmıştır; 30 Mayıs 2006 günü. Eğer bir ötekileştirme, bireyi tecrit varsa, bu durum, Serhat Erekinci'nin yazısında "olmayan bir göndermeyi işâret etmekle göstermeye çalıştığı gibi" değil, Radikal Gazetesi'nin ekinde Haluk Bilginer'e yaptığı gibi olur.
Manşet aynen şöyle:
"ATİNALI HALUK BİLGİNER SON DÜNYAYI BEĞENİR Mİ?"
Bu ne mene bir dile getiriştir? Bu nasıl bir dil kullanımıdır? Bu okuduğunu ne biçim bir yanlış anlamadır? Haluk Bilginer'le son dünyanın ne alâkası vardır? Bu ne türden bir herzedir?
Hem bizim ve hem de kamuoyunun bildiği kadarıyla Haluk Bilginer'in adında "Atinalı" diye bir sıfat yoktur. Genç Radikal, Haluk Bilginer'i böyle tanımlayarak kendi "küçültücü", "hegemonik", "baskıcı" dilini ortaya koymuştur. Ayrıca, bunu bir başka tiyatronun reklâmında kullanarak Haluk Bilginer'i "insanlıktan çıkartıp", "metalaştırmış", reklâm nesnesine dönüştürmüştür. Ne acı bir durumdur ki, "magazinin dili"nden medet uman marjinal- radikal bir gençliğimiz ve onların "pış pış"ına avuç açmış tiyatrolarımız var. Bu utangaç ama küstah magazin dilini kullanırken hiç mi utanmadınız ey gençler?!
Radikal Gazetesi'ne, TV dizisi çözümlemelerinde yaptığı gibi, "Radikal Genç Dergi" manşetindeki dil kullanımını da "Lacan'cı", "Derrida'cı" bilgiyle çözümlemesini salık veririz! Modern olmadan postmodern olanlar, değer olamadan değeri parodileştirmeyi ne güzel öğrenmişler. Alkışlar sizin için ey genç radikaller.
Radikal'in yok edici, küçültücü dilini ve tavrını kınıyor, sağlıklı bir bakış açısı geliştirecek bir yayıncılık diliyoruz.
Bundan böyle, Haluk Bilginer'in bu türden bir şiddetle, terörle karşılaşmasını önlemek amacıyla yazılarımıza ve bu tür açıklamalarımıza "oyun atölyesi" imzası koyacağımızı size ve kamuoyuna duyururuz.
oyun atölyesi
Radikal'lere not: 19. sayfada yer alan "Atinalı Timon" oyununa ait fotoğrafın üzerindeki yazı da ayrıca takdire şayan. Oyun, Haluk Bilginer'in değil, "oyun atölyesi"nindir. Kişi kendi dilini konuşur; değil mi?
(Kaynak: tiyatro net)
Beni birçok kez mahkeme duruşma salonlarına taşıyan dangalak Oyun Atölyesi, benim hakkımda başlattığı hiçbir dâvâdan beni asla mahkûm ettiremedi. Onca magazin çevresi ve onca avukatı bulunmasına, benim hakkımda iki yıllık hapisle bile dâvâ açmasına karşın avuçlarının nazik yerlerini yalayan Oyun Atölyesi'nin aşağıdaki aşağılık yazısını kaleme alan dangalağın adını çok merak ediyorum. Bu dangalak adını açıklarsa, kendisini bir pösteki gibi yerden yere vurarak üzerinde horon teperim... Beni bilen bilir: Ben dediğimi mutlaka yaparım. Oyun Atölyesi iyi bilir!
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
Oyun'un notu: Okunamayacak ve/ya anlaşılamayacak düzensizlikle yayınlanmış yazıyı, okunup anlaşılacak duruma biz getirdik... Yazının okunması zor hâlini görmek isteyen, altta verdiğimiz linke tıklayabilir...
***
Radikal Gazetesi'nin meşruiyeti belli olmayan taraftarlığının manşet diline yansıyarak kendi gibi düşünmeyenler üzerinde ürettiği şiddeti, yok ediciliği kınıyoruz.
"Radikal Genç" ekinin 2. sayısının kapak yazısında kullanılan Haluk Bilginer adının sayfa 19'daki Haluk Bilginer'i eleştiren yazıyla aynı ânda çıkması üzerine bu yazıyı yazmak zorunda kaldık.
19. sayfadaki yazıda Haluk Bilginer'e atfedilen "ötekileştirme" suçlamasını kabul etmek elbette mümkün değil. Anılan yazı, bir öğrenci "malumatfuruşluğu" ile kaleme alındığından, dikkat edilesi bir tarafı yok. Çünkü yazı sahibinin, ne Haluk Bilginer'in söyleşisini ne de geçen hafta Türkiye'de bulunan Peter Brook'un gazetelerde yayınlanan söyleşilerini bile okuduğu yazısında oldukça net anlaşılıyor. Serhat Erekinci'nin, yazısını yayınlayan Radikal Gazetesi'nin Peter Brook'la yaptığı söyleşiyi dikkatle okumasını öneririz.
Serhat Erekinci'nin yazısındaki "ötekileştirme" bakalım aslında nasıl oluyormuş? Radikal Gazetesi, kamuyu bilgilendirme olanağına sahip olma gücünü "kötü"ye kullanarak, kişilik haklarını yerle bir edip Haluk Bilginer'i kamuoyu önünde küçük düşürücü bir "manşet" ile okuyucu karşısına çıkmıştır; 30 Mayıs 2006 günü. Eğer bir ötekileştirme, bireyi tecrit varsa, bu durum, Serhat Erekinci'nin yazısında "olmayan bir göndermeyi işâret etmekle göstermeye çalıştığı gibi" değil, Radikal Gazetesi'nin ekinde Haluk Bilginer'e yaptığı gibi olur.
Manşet aynen şöyle:
"ATİNALI HALUK BİLGİNER SON DÜNYAYI BEĞENİR Mİ?"
Bu ne mene bir dile getiriştir? Bu nasıl bir dil kullanımıdır? Bu okuduğunu ne biçim bir yanlış anlamadır? Haluk Bilginer'le son dünyanın ne alâkası vardır? Bu ne türden bir herzedir?
Hem bizim ve hem de kamuoyunun bildiği kadarıyla Haluk Bilginer'in adında "Atinalı" diye bir sıfat yoktur. Genç Radikal, Haluk Bilginer'i böyle tanımlayarak kendi "küçültücü", "hegemonik", "baskıcı" dilini ortaya koymuştur. Ayrıca, bunu bir başka tiyatronun reklâmında kullanarak Haluk Bilginer'i "insanlıktan çıkartıp", "metalaştırmış", reklâm nesnesine dönüştürmüştür. Ne acı bir durumdur ki, "magazinin dili"nden medet uman marjinal- radikal bir gençliğimiz ve onların "pış pış"ına avuç açmış tiyatrolarımız var. Bu utangaç ama küstah magazin dilini kullanırken hiç mi utanmadınız ey gençler?!
Radikal Gazetesi'ne, TV dizisi çözümlemelerinde yaptığı gibi, "Radikal Genç Dergi" manşetindeki dil kullanımını da "Lacan'cı", "Derrida'cı" bilgiyle çözümlemesini salık veririz! Modern olmadan postmodern olanlar, değer olamadan değeri parodileştirmeyi ne güzel öğrenmişler. Alkışlar sizin için ey genç radikaller.
Radikal'in yok edici, küçültücü dilini ve tavrını kınıyor, sağlıklı bir bakış açısı geliştirecek bir yayıncılık diliyoruz.
Bundan böyle, Haluk Bilginer'in bu türden bir şiddetle, terörle karşılaşmasını önlemek amacıyla yazılarımıza ve bu tür açıklamalarımıza "oyun atölyesi" imzası koyacağımızı size ve kamuoyuna duyururuz.
oyun atölyesi
Radikal'lere not: 19. sayfada yer alan "Atinalı Timon" oyununa ait fotoğrafın üzerindeki yazı da ayrıca takdire şayan. Oyun, Haluk Bilginer'in değil, "oyun atölyesi"nindir. Kişi kendi dilini konuşur; değil mi?
(Kaynak: tiyatro net)