30 Aralık 2013 Pazartesi

Binlerce kez yinelediğimiz "LİNÇ KAMPANYASI" sözü hızla meşrulaştı...

Savcı Akkaş'tan ikinci açıklama

Geçtiğimiz hafta bir açıklama yaparak "Soruşturma yapmam engellendi" diyen Akkaş ikinci bir basın açıklaması yaptı. Başbakan Erdoğan'ın dün yaptığı mitinglerde sert bir şekilde eleştirdiği savcı Akkaş açıklamasında; "Bugüne kadar yürüttüğüm hiçbir soruşturma hakkında yetkili olmayan kişilere bilgi veya belge sızdırmadım." dedi.

Savcı Akkaş bu kez açıklamasını kendi dağıtmadı; kâtibi aracılığıyla basın odasındaki gazetecilere gönderdi...

İşte o açıklama:

"TMK’nin 10. maddesi ile yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği’nde görevli bir Cumhuriyet Savcısı olarak çıkar amaçlı suç örgütü kapsamında ihaleye fesat karıştırmak, rüşvet, nüfuz ticareti, sahtecilik, tehdit, 2863 sayılı yasaya muhalefet gibi suçlara ilişkin yürütmekte olduğum soruşturmada alınan mahkeme kararları kolluk tarafından uygulanmamış ve soruşturmaya devam etmem engellenmişti.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin birçok kararında vurgulandığı üzere demokratik bir toplumun olmazsa olmazları arasında yer alan ve bu yönüyle kamu bekçiliği görevi yürüten basın aracılığı ile 26/12/2013 tarihinde yaptığım basın açıklamasında yürüttüğüm soruşturma hakkında hiçbir kişi ya da kurumu hedef almadan soruşturmanın gizliliğini ihlal etmeyecek şekilde durumu kamuoyunun bilgisine arz etmiştim.

Bu açıklamamdan sonra hakkımda farklı makamlar ve kişiler tarafından başlatılan ve Âdeta bir LİNÇ KAMPANYASINA dönüştürülen ve kullanılan ifadeler nedeniyle ikinci kez bir açıklama yapmam zorunluluğu doğmuştur.

Anayasamızda da belirtildiği üzere devletimizin 3 temel erkinden olan yargının bir mensubu ve bu kapsamda bir kamu görevlisi olarak tarafıma yöneltilen HAKARET ve İFTİRALARA cevap verme imkanım bulunmamaktadır. Bugüne kadar yargıyı temsil makamlarından yargısal fonksiyonları savunan bir açıklamanın gelmemesi nedeniyle kanunların bana verdiği yetkiler çerçevesinde mesleğimi tüm engellemelere ve baskılara karşı icra etmeye çalışmama rağmen maruz kaldığım ve dozu her geçen gün artan bu saldırılara cevap vermek zorunda bırakıldım.

Yürütülen soruşturmalar kapsamında farklı makamlarındaki temsilcilerin ve köşe yazarlarının hakkımda yapmış olduğu HAKARET ve İFTİRA boyutunu da aşarak LİNÇ KAMPANYASINA dönüşen suçlamaların hiçbirisini kabul etmiyorum. Bu konuda gerek cezaî, gerekse hukukî yollara başvurma hakkımı saklı tutarak durumu kamuoyuna arz ediyorum.

Esasen bir kamu görevlisi olan şahsıma yapmış olduğum görevden dolayı işlenen bu suçların şikâyete tabi olmaksızın resen takibi gerektiğini de ilgili makamlara bu vesileyle hatırlatıyorum.

Meslek hayatım boyunca şerefim ve namusumla yerine getirmeye özen gösterdiğim Cumhuriyet Savcılığı görevini büyük bir özveri içinde ve tarafsız olarak yürüttüğüm herkes tarafından yakinen bilinmektedir.

Bugüne kadar yürüttüğüm hiçbir soruşturma hakkında yetkili olmayan kişilere bilgi veya belge sızdırmadım. Önceki basın açıklamamda da soruşturmanın içeriği hakkında herhangi bir bilgiyi deşifre etmedim. Soruşturmanın gizliliğinin ihlal edilmesinin sorumlulukları mahkeme kararlarını icra etmeyenlerin içinde aranmalıdır.

Diğer taraftan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen bir diğer soruşturma kapsamında şüpheli olarak gözaltına alınan ve hakkındaki suç şüphesi kuvvetli bulunarak Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 100. maddesi uyarınca tutuklanmalarına karar verilen bir kısım şüphelilere evrensel bir ilke olan masumiyet karinesi üzerinden sahip çıkılırken, şahsıma yönelik hiçbir dayanağı olmayan ağır ithamların sürdürülmesi de dikkat çekicidir.

Bugün hâlâ mahkeme tarafından dosyadaki delillere dayanılarak verilen arama ve gözaltına alma kararlarının infaz edilmemeye devam edildiğini, buna dayalı olarak delillerin karartıldığını ve bazı şüphelilerin kaçmış olabileceğini, adına yargı görevini icra ettiğimiz milletimin yanılmaz vicdanına sunuyorum. Kamuoyunun takdirlerine saygıyla arz olunur."

(Kaynak: Milliyet)

***

Ayrıca tıklayınızwww.coskunbuktel.com/lincimzacilari.htm