(...) Yazımı bitirirken tarihsel bir hatırlatma da yapmak istiyorum. Türkiye’deki ana akım eleştiri anlayışı dışında, amatör ve alternatif tiyatrolar bölgesinde yapıcı tartışmaların uzun yıllardır yapıldığını da unutmamak gerekir. En azından bir gelenek olarak üniversite gruplarının birbirini değerlendirmesi ve bunu birbirini anlamaya dönük bir şekilde yapması konusunda eğilim olduğu söylenebilir. Hatta gruplar arasında zaman zaman ihtilaflar oluşturan bu mesele ile ilgili İstanbul Alternatif Tiyatrolar Platformu arşivindeki Ömer Faruk Kurhan'ın İATP–Eleştiri Politikaları–Tercihler adlı yazısına bakılmasını öneririm. (...)
(Kaynak: Mimesis)
***
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de iki akım söz konusu: Burjuvazi ve proletarya. Tiyatro üretim ilişkilerinden soyutlanamaz olduğun için,
"ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" en temel sponsorlarından Mimesis'in palavra tezi ("kapitalizme karşı kapitalizm") ile bir adım bile atılamaz!... Beni savcılığa şikâyet eden Bülent Sezgin, savcılığın verdiği "KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA DAİR KARAR" metni ile birlikte yenilginin soğuk yüzüyle tanışmadan önce, onun kılavuzu ve "Büyük Birader" olarak duyumsadığı Ömer Faruk Kurhan da benim hakkımda suç duyurusunda bulunarak, yargılanmamı sağlamış ve ben tabiî ki "BERAAT" etmiştim! Burjuva tiyatro anlayışına karşı çıktığım, demire pas serptiğim yada çeliğe su verdiğim için sürekli olarak benimle uğraşan LİNÇÇİ Mimesis, başarısızlığını külle örtebilmek için, Bülent ve Ömer biraderlerin küllerinden doğmasına yardım ve yataklık ediyor!
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
