21 Ekim 2013 Pazartesi

Tolstoy'un "Anna Karenina" romanı her koşulda okunmayı hak ediyor!...

Fransızca düşünülüp, İngilizce mantığıyla kaleme alınan Türk dilindeki romanları okurken ağzım kuruyor, başım dönüyor, canım çok sıkılıyor, dilim pelteleşiyor, midem bulanıyor!... Tolstoy'un yapıtlarını okurken, saydıklarımın hiçbiri başıma gelmiyor. Tolstoy, kavgalarını kurgulamış.

Türkiye'deki yabancılaşmış romancılar, kurgu yapmayı bilmiyorlar yada bilmiş gibi kendilerini pazarlıyorlar! Yabancılaşmış romancılar, harfleri, heceleri, sözcükleri, tümceleri, paragrafları kağıdın üzerine fışkırtarak, serpiştirme saçmalığıyla hareket ediyorlar!... Düşten yoksun evrenlerini zenginleştirebilmek için, herhangi bir düşünsel devinimde bulunmayan Türkçe yoksunu yabancılaşmış romancılar, düşünebilmek, davranmak, yaşamak eylemlerini bile hâlâ "es" geçiyorlar!... Bu nedenle, Türkiye'de Lev Tolstoy ayarında herhangi bir romancı asla ve kesinlikle çıkamıyor!

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz