18 Eylül 2013 Çarşamba

Türkiye tiyatrosunun çürümesini engellemek için tiyatro sanatı yapmalı!

Türkiye'de estetik, etik, kuramsal ve sanatsal anlamda tiyatro yapıldığı kanısında değilim. Tiyatronun estetik ve sanatsal etkinlik olmaktan öte, sadece "kâr-hane" gibi çalışması, tiyatroyu hızla, hem de şimşek hızıyla çürütüyor. Kraliçeden aldığı avantayla tiyatroyu sanat olmaktan çıkarıp, "kâr-hane" düzeysizliğine indirgeyen W. Shakespeare'in boklu götünü yalayan imansızlar, tiyatroyu sanattan soyutlayıp mekâna sıkıştırıyor... 

Kendine, emekçi halka ve tüyü bitmemiş yetime güveneceğine, Kültür Bakanlığı Çanağı yalamaya programlanmış "kâr-hane"ci tiyatro esnafı, daha iki eliyle bir lâfı doğrultamamasına karşın, halka, tüyü bitmemiş yetime yukarıdan bakıyor. Değil oyuncusunu, kendisini bile eğitmekten yoksun kitap düşmanı tiyatro yönetmenleri, estetik ve etik değerlerden, kuramsal boyuttan zerre kadar bile anlamadıkları için, kötü birer trafik polisi olmanın ötesine asla ve kesinlikle geçemiyorlar. Geçemezler de!...

Tiyatro esnafı düzeysizlik içinde boğulurken eleştiriler getirdiğimizde de "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYALARI" düzenlemenin yanı sıra, hapiste çürümem için "HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" da düzenleyebiliyor. Koşullar ve zaman benden yana gelişmeye başlayınca alınlarındaki LİNÇ lekesi ve ağızlarındaki Shakespeare bokuyla hayat boyu dezestetikliğe mahkûm oluyorlar... Bu mahkûmiyet alın yazısıdır!

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz