17 Eylül 2013 Salı

Bulunmaz, Reyhan Kayışlı'ya TCK 125. / 267. maddelerden ders verdi!

T.C.
İSTANBUL
CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI'NA

Soruşturma No: 2013/77328

KONU: Tayland ve Çin'de bulunduğum fuar katılımcılığı yaptığım sırada, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Bilişim Suçlarıyla Mücadele Şubesi'nde görev yaptığını söyleyen bir komiser yardımcısı tarafından aranıp, hakkımda suç duyurusunda bulunan Gülhan Avşar Demirkanlı ile Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın avukatı olmakla birlikte, yaptığı savunma eylemine yoğunlaşacağına, adlarını belirttiğim "SANIK VE DÂVÂLI" kişilerin gayrimeşru, illegal, yasadışı eylemleriyle özdeşleşen eylemler geliştirme saikiyle davranarak, şu ânda ifadesini vermekte bulunduğum "DÂVÂ" ile birlikte, beni, tam tamına üç kez mahkeme mekânlarına tutsak etmeye gayret ederek, hem benim düşünme, davranma, çalışma, en önemlisi de seyahat etme özgürlüğümü kısıtlayan ve hem de "ADLİYEYİ GEREKSİZ YERE MEŞGÛL EDEN" Reyhan Kayışlı ile ilgili olarak bâzı değinmelerde bulunma istemi...

1 - Burak Caney adlı sahte bir kişi, 2007 yılından başlayarak, bana karşı çeşitli "BİLİŞİM SUÇLARI" vücuda getirdi. Bu kişinin IP numarası saptanırsa, bu kişinin, avukat Reyhan Kayışlı'nın savunduğu Gülhan Avşar Demirkanlı, Mustafa Demirkanlı yada daha küçük bir olasılıkla Reyhan Kayışlı'nın kendisi olduğu ortaya çıkabilecektir. Yüzde yüz emin olmamakla birlikte, sanatçı hislerim ve felsefî duyarlılığım bende böyle bir kanaat oluşturuyor. Tabiî ki, elimde IP numarası bulunmadığı için, yüzde yüz emin konuşamıyorum.

2 - "SANIK VE DÂVÂLI" Gülhan Avşar Demirkanlı, "SANIK VE DÂVÂLI" Mustafa Şükrü Demirkanlı ile avukatları Reyhan Kayışlı, bana karşı işlenen çeşitli "BİLİŞİM SUÇLARI" olgularında etkin durumda bulunan kişilerdir. Gülhan Avşar Demirkanlı, Mustafa Şükrü Demirkanlı ve bu kişilerle sıkı fıkı ilişkiler içerisine girerek, benim hakkımda çeşitli "BİLİŞİM SUÇLARI" işleyenlerden İsmail Can Törtop'a karşı açılmış şu "KAMU DÂVÂLARI" ve "TAZMİNAT DÂVÂLARI" dosyaları kılı kırka yararak irdelenip incelenmezse, savcılık tarafından yapılacak araştırma eksik kalacaktır. "KAMU DÂVÂLARI" ve "TAZMİNAT DÂVÂLARI" (şimdilik kaydıyla) şunlardır:

İSTANBUL 2. SULH CEZA MAHKEMESİ - 2012/663
İSTANBUL 2. SULH CEZA MAHKEMESİ - 2013/523
İSTANBUL 12. SULH CEZA MAHKEMESİ - 2013/664
İSTANBUL 22. SULH CEZA MAHKEMESİ - 2013/551
İSTANBUL 27. SULH CEZA MAHKEMESİ - 2012/943
İSTANBUL 24. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ - 2013/201
İSTANBUL 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ - 2012/481
İSTANBUL 23. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ - 2013/205
İSTANBUL 23. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ 2013/230
İSTANBUL 24. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ - 2013/205

3 - "SANIK VE DÂVÂLI" Gülhan Avşar Demirkanlı ve "SANIK VE DÂVÂLI" Mustafa Şükrü Demirkanlı, 1 Şubat 1991 tarihinden bu yana yayınladıkları Tiyatro... Tiyatro... Dergisi ile Türkiye tiyatrosunu hızla, hem de şimşek hızıyla kirletip, resmî tiyatro kurumlarından, hiç de hak etmedikleri reklâmları (PARALARI) elde etmişlerdir. Hiçbir zaman için, yayınlanması gereken günde değil, günler, hattâ haftalar sonra, bâzen aylar sonra yayınlanmasına karşın, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Mustafa Kurt'tan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Hilmi Zafer Şahin'den, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Veysel Sami Berikan'dan ve benzerlerinden reklâm adı altında PARA alan "SANIK VE DÂVÂLI" Gülhan Avşar Demirkanlı ve "SANIK VE DÂVÂLI" Mustafa Şükrü Demirkanlı, sanki dergileri usûle uygun, her ayın tam tamına birinde çıkıyormuş gibi davranıp, yukarıda adlarını saydığım ve benim verdiğim vergilerle makamlarını işgâl eden kişilerden elini kolunu sallaya sallaya reklâm (PARA) almaktadır. Usûle aykırı uygulamalara karşı verdiğim mücadelenen rahatsız olan derginin sahibi bana karşı bir "KAMU DÂVÂSI" başlatmasına karşın, iki duruşma süren dâvâdan hiçbir ceza almadığım gibi, devleti, adliyeyi, toplumu, tiyatroyu, ailemi, beni, meslektaşlarımı zor durumdan bırakan "SANIK VE DÂVÂLI" Gülhan Avşar Demirkanlı'ya karşı İstanbul 24. Asliye Ceza Mahkemesi'nde (HEM DE İFTİRA SUÇU NEDENİYLE) bir "KAMU DÂVÂSI" açılmış ve dâvâ derdesttir. Bana karşı işlenmiş çok ciddî bir "İFTİRA SUÇU" söz konusu olduğu için, hem Türk Ceza Kanunu'nun 267. Maddesi gereği "MÜFTERİ" suçlamasıyla karşı karşıya kalan "SANIK VE DÂVÂLI" Gülhan Avşar Demirkanlı, hem de İstanbul 24. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde tam tamına 100.000,00 TL "MANEVÎ TAZMİNAT ÖDEMEK ÜZERE" yargılanmaktadır. Bu arada, "SANIK VE DÂVÂLI" Mustafa Şükrü Demirkanlı, adını andığım derginin kurucusu, ilk sahibi, yayın yönetmeni ve sorumlu yazı işleri müdürü olması nedeniyle, işlediği suçlar sonucu, İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesi, İstanbul 12. Sulh Ceza Mahkemesi, İstanbul 22. Sulh Ceza Mahkemesi, İstanbul 27. Sulh Ceza Mahkemesi duruşma salonlarında yargılanmakla birlikte, İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi 50.000,00 TL ile, İstanbul 23. Asliye Hukuk Mahkemesi 100.000,00 TL ile duruşma salonlarında da yargılanmaktadır. Bunun yanı sıra, bu kişilerin yakın arkadaşları ve Tiyatro Dünyası adlı yayının sahibi İsmail Can Törtop da, bana karşı işlemiş bulunduğu suçlar nedeniyle İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nde yargılanmanın yanı sıra, İstanbul 23. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde tam tamına 110.000,00 TL'lik bir yaptırımla yargılanmaktadır.

4 - Müvekkillerinin olağanüstü zor durumda kaldıkları bu suçlamalar neticesinde, kendisini de onların suçluluk psikolojisiyle özdeşleştiren avukat Reyhan Kayışlı, nesnel hukuk kavramları, kuramları ve kurumlarıyla hareket edeceğine, âdeta bir düşmanlık, bir husumet ruhuna teslim olmuştur. Bana karşı düşmanca duygularla hareket ederek, hukuk dışı eylemlere yeltenen avukat Reyhan Kayışlı, mevzuat elverirse, hem "AVUKATLIK YASASI", hem "KAMU DÂVÂSI" ve hem de savcılığın uygun göreceğin bir muhakeme biçimi ve biçemiyle yargılanmalıdır. Yoksa, benim tam da, Türkiye Cumhuriyeti Tayland Başkonsolosluğu ve Türkiye Cumhuriyeti Hong Kong Başkonsolosluğu yetkilileriyle yaptığım görüşmeler sırasında, bir komiser yardımcısı gibi  kanun adamıyla bile "RAHATSIZ" edilmem, hiç de hoş bir durum değil. Çünkü ben, herhangi bir ülkenin Kültür Bakanı ile bile görüşme içerisinde bulunduğumda, asla ve kesinlikle cep telefonumu kapatmıyorum. Toplantılara bu koşullarla katılıyorum.

5 - Müşteki Reyhan Kayışlı'nın avukatlık mesleğindeki yanlı, yanlış ve hatâlı uygulamalarının saptanması için "T.C. İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI ÖZEL SORUŞTURMA BÜROSU" tarafından incelenme yapılmasında yarar bulunduğu kanısındayım. Çünkü, sorun, sadece Reyhan Kayışlı sorunu değildir. Yukarıda sıraladığım mahkeme dâvâ dosyaları kılı kırka yararak incelendiğinde derhal görülebilecektir ki, bana karşı başlatılan ve liderliğini "SANIK VE DÂVÂLI" Gülhan Avşar Demirkanlı ile "SANIK VE DÂVÂLI" Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın çektiği ve tam tamına "1100 KİŞİLİK ENTELEKTÜEL VE HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI EYLEMİ" söz konusudur. Bu eylem sırasında, sadece "LİNÇ KAMPANYASI" eylemi militanları değil, bu militanların avukatları da bana karşı çeşitli hukuk hileleriyle saldırmışlardır. Örnekse, Ömer Faruk Kurhan'a karşı kazandığım "BERAAT" sürecinden çok rahatsız olan avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar, aynı zamanda müvekkilinin tiyatro olanaklarından yararlandığı için, bana karşı hukuka aykırı bir eylemlilik içerisine girmiştir. Bunun için İstanbul 15. Sulh Ceza Mahkemesi'nde işlenmiş bulunan "HUKUK SUÇU" belgesinin dâvâ dosyası numarasını da verebilirim. 

6 - Altı yılı aşkındır süren ve genellikle benim hukuksal zaferimle taçlanan dâvâların dosya numaralarını, içeriklerini, sonuçlarını, hem yargılanma sürecinde, hem ANAYASA MAHKEMESİ sürecinde ve hem de AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ sürecinde tabiî ki sunacağım. Çünkü, Reyhan Kayışlı'nın asılsız ve hukuksal dayanaktan yoksun suçlamaları, sadece kendini kurtarma çalışması değil, aynı zamanda, onlarca yıldır Türkiye tiyatrosunu hızla, hem de şimşek hızıyla kirleten bir sürecin temizlenmesi çalışmasıdır. Eğer savcılık, muhakeme sürecini başlatırsa, ben de, hem muhakeme sürecinde, hem ANAYASA MAHKEMESİ sürecinde ve hem de AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ sürecinde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, adliyenin, toplumun, ailemin, kendimin ve en önemlisi de tüyü bitmemiş yetimin verdiği vergilerle beslenen resmî tiyatro kurumlarının haklarını, bütün dünya kamuoyunda savunma şansına kavuşacağım. Bu nedenle, asla ve kesinlikle uzlaşmak istemediğim gibi, bu muhakeme sürecinin başlamasını büyük bir heyecanla arzu ediyorum.

TANIKLAR:
Coşkun Büktel
Mehmet Cemalettin Bulunmaz
Tanık adresleri: Alibaba Türbe Sok. Onur Han No: 13/8-9 Çemberlitaş - İstanbul Tel: 0212 513 47 32 - 33

SONUÇ VE İSTEM: Onlarca yıldır, (hattâ zihniyet olarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu ândan başlayarak) Türkiye Cumhuriyeti Tiyatro Sanatını hızla, hem de şimşek hızıyla kirleten kişi ve kurumları savunan avukat Reyhan Kayışlı'nın başlattığı "KAMU DÂVÂSI" sürecinin başlatılması ve böylece, bana, hem ANAYASA MAHKEMESİ sürecinde ve hem de AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ sürecinde, doğruları, gerçekleri anlatabilme olanağı tanınmasını saygılarımla arz ve talep ederim. 17/09/2013

HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ

***

Ayrıca bakınız:

Bulunmaz, Reyhan Kayışlı'ya ("Siber Suçlarla Mücadele"de) ders verdi!