Av. Reyhan Kayışlı
Tel Faks: 212 231 84 24 Oğuzhan Cd. Halıcılar Köşkü Sk. No:2/3 Fındıkzade-İstanbul
DOSYA: 2013/205 E
DAVALI: Gülhan DEMİRKANLI
VEKİLİ: Av. Reyhan KAYIŞLI
Oğuzhan Cd. Halıcılar Köşkü Sk. No:2/3 Fındıkzade/ İstanbul
KONU: Davaya Cevaplarımızın Sunulması
CEVAPLARIMIZ:
1- Mahkemeniz belirtilen dosyası ile davacının müvekkil aleyhine açmış olduğu dava haksız ve hukuki dayanaktan yoksundur. Davacı, dilekçesinin 1. ve 2. maddelerinde müvekkilin sahibi bulunduğu tiyatro dergisinin Kültür Bakanlığından ödenek aldığından ve zamanında çıkmadığından bahisle bu durumun kendisi için tazminata dayanak teşkil edeceğini ileri sürmüştür. Müvekkil, hukuki düzenlemelerle belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde sahibi olduğu dergiyi çıkarmakta ve bu bağlamda bakanlıktan ödenek almaktadır. Müvekkilin sahibi bulunduğu dergi ile ilgili herhangi bir yasal işlem bulunmamaktadır. Davacının bununla ilgili iddiaları var ise bunun yerinin hukuk mahkemeleri değil, idari makamlar veya savcılıklar olduğu açıktır. Kaldı ki böyle bir durumda bile davacının kişilik haklarına bir saldırı söz konusu olmayacağından, davacının tazminat davası açmasına yasal olanak bulunmamaktadır. Öncelikle davacının hukuki menfaati ve kendisine yönelik bir haksız fiil bulunmadığından davanın reddi gerekmektedir.
2- Davacı, dilekçesinin 3. Maddesinde "internet teröristi" olanak nitelediği Burak Caney isimli şahsın kendisine yönelik "entelektüel linç kampanyası" düzenlediği iddiasında bulunmuştur. Davacının bu şahıs ile ilgili iddialarını, müvekkile yönelik olarak açtığı dava dilekçesinde bildirmesinin hukuki bakımdan bir karşılığı bulunmamaktadır. Davacı, bu kişi hakkındaki iddialarını ancak kendisine karşı yönelteceği bir dava ile ileri sürebilir. Bununla birlikte davacı bu "kişinin ip numarasının" saptanmasını istemişse de, ip numaraları kişilere bağlı bir kavram değildir. Bunun saptanması içinse ancak suç unsuru taşıyan bir internet gönderisinin varlığı gereklidir. Ancak dosyada böyle bir veri bulunmamakla birlikte, bu konunun müvekkile yöneltilen eldeki davayla da hiçbir ilgisi bulunmamaktadır.
3- Davacı, dilekçesinin devamında müvekkilin kendisine karşı yapılan "linç kampanyaları"nı desteklediğini iddia etmiştir. Davalı söz konusu mantık ve hukuk dışı iddialarını birçok şikâyet ve dava dilekçesinde dile getirmiş, ancak müvekkil hakkında davacının kişilik haklarını zedelediği yönünde hiçbir dava açılmamış ve mahkeme kararı çıkmamıştır. Davacının "linç kampanyası" olarak andığı olay, 2009 yılında onlarca tiyatrocu ve yayıncının kendisinin küfür ve hakaret dolu yayınlarına karşı, "küfürsüz yayıncılık" çağrısı ile imzalayıp yayınladıkları bir bildiriden ibarettir. Hukuk kişilerin zihinsel dünyasındaki algılarla değil, somut olay ve kanıtlarla ilgilenir. Ortada davacının "linç edilmek" gibi saldırıya uğradığına dair herhangi bir kanıt ve mahkeme kararı bulunmadığına göre, davacının tazminat talebinin hiçbir hukuki dayanağı bulunmamaktadır. Ayrıca yayınlanma tarihi 2009 yılı olan bu bildiriyle ilgili davacının talep hakkı zamanaşımına uğramış olduğundan davacının böyle bir talebi varsa, buna karşı zamanaşımı itirazında bulunmaktayız.
4- Davacı son olarak müvekkilin kendisine karşı iftira suçunu işlediğini ileri sürmüştür. Davacı, Cumhuriyet Savcılığına uydurma bir dosya numarası bildirerek müvekkilin kendisi hakkında şikâyetçi olduğunu, ancak kendisinin beraat ettiğini iddia etmiştir. Müvekkil hakkında bu konuda İstanbul 24. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2013/201 E sy dosyası ile açılan davada davacının şikâyetine konu savcılık dosyası istendiğinde söz konusu dosyanın taraflarla hiçbir ilgisi olmadığı görüşmüş, bu konuda dosyaya tarafımızca beyanda bulunulmuş, ancak davanın duruşması henüz yapılmamıştır. Söz konusu dosyanın mahkememizce incelenmesini ve eldeki davaya dayanak olması halinde sonuçlanmasının beklenmesini talep etmekteyiz.
5- Davacı, kendisi hakkında onlarca dava açıldığını belirterek, bu süreci de "hukuksal linç kampanyası" olarak nitelemiştir. Davacıya karşı birçok tiyatrocu, yayıncı ve avukat tarafından hakaret ve sövme suçu nedeniyle şikâyette bulunulduğu ve tazminat davası açıldığı bir gerçektir. Söz konusu davaların büyük bir kısmı davacının mahkûmiyetiyle sonuçlanmış, geri kalan kısmı ise halen sürmektedir. Yani davacının iddia ettiği gibi kendisine karşı iftira suçunun işlenmesi bir yana, kendisinin sürekli olarak küfürlü ve kişilik haklarını zedeleyici yayın yaptığı verilen mahkeme kararları ile defalarca tespit edilmiştir. Bu davalardan tespit edebildiklerimiz;
Soma Sulh Ceza Mahkemesi 2011/578 E, 2012/768 K,
Karşıyaka 3. Sulh Ceza Mahkemesi 2012/289 E, 2012/1119 K,
İstanbul 35. Sulh Ceza Mahkemesi 2011/3218 E,
İstanbul 7. Sulh Ceza Mahkemesi 2011/217E,
İstanbul 35. Sulh Ceza Mahkemesi 2011/3131 E,
Trabzon 3. Sulh Ceza Mahkemesi 2012/256 E,
İstanbul 9. Asliye Ceza Mahkemesi 2010/337 E,
İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/650 E, 2013/320 K sy dosyalarıdır.
Ayrıca müvekkilin, davacı hakkında şikâyetçi olarak bulunduğu İstanbul 35.Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2013/311 E sy dosyası ile görülen ceza yargılaması halen sürmektedir.
6- Yukarıda açıkladığımız şekilde, davacı dilekçesinde hiçbir somut vaka ve kanıta dayanmamış, dilekçesinin büyük bir kısmında ise müvekkille ve davayla ilgisi bulunmayan konulardan söz etmiştir. Bu bakımdan davacının yazılı metninin bir dava dilekçesi niteliği taşıyıp taşımadığı dahi kanımızca tartışmalıdır. Ayrıca müvekkilin, davacının kişilik haklarını zedeleyici hiçbir eylemi bulunmadığı gibi, davacının talep ettiği tazminat miktarı da FAHİŞ DÜZEYDEdir. Bu nedenlerle haksız ve dayanaksız davanın reddini talep etmekteyiz.
SONUÇ VE TALEP: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddi ile yargılama gider ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini vekâleten talep ederim.
Tel Faks: 212 231 84 24 Oğuzhan Cd. Halıcılar Köşkü Sk. No:2/3 Fındıkzade-İstanbul
İSTANBUL 24. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NE
DOSYA: 2013/205 E
DAVALI: Gülhan DEMİRKANLI
VEKİLİ: Av. Reyhan KAYIŞLI
Oğuzhan Cd. Halıcılar Köşkü Sk. No:2/3 Fındıkzade/ İstanbul
KONU: Davaya Cevaplarımızın Sunulması
CEVAPLARIMIZ:
1- Mahkemeniz belirtilen dosyası ile davacının müvekkil aleyhine açmış olduğu dava haksız ve hukuki dayanaktan yoksundur. Davacı, dilekçesinin 1. ve 2. maddelerinde müvekkilin sahibi bulunduğu tiyatro dergisinin Kültür Bakanlığından ödenek aldığından ve zamanında çıkmadığından bahisle bu durumun kendisi için tazminata dayanak teşkil edeceğini ileri sürmüştür. Müvekkil, hukuki düzenlemelerle belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde sahibi olduğu dergiyi çıkarmakta ve bu bağlamda bakanlıktan ödenek almaktadır. Müvekkilin sahibi bulunduğu dergi ile ilgili herhangi bir yasal işlem bulunmamaktadır. Davacının bununla ilgili iddiaları var ise bunun yerinin hukuk mahkemeleri değil, idari makamlar veya savcılıklar olduğu açıktır. Kaldı ki böyle bir durumda bile davacının kişilik haklarına bir saldırı söz konusu olmayacağından, davacının tazminat davası açmasına yasal olanak bulunmamaktadır. Öncelikle davacının hukuki menfaati ve kendisine yönelik bir haksız fiil bulunmadığından davanın reddi gerekmektedir.
2- Davacı, dilekçesinin 3. Maddesinde "internet teröristi" olanak nitelediği Burak Caney isimli şahsın kendisine yönelik "entelektüel linç kampanyası" düzenlediği iddiasında bulunmuştur. Davacının bu şahıs ile ilgili iddialarını, müvekkile yönelik olarak açtığı dava dilekçesinde bildirmesinin hukuki bakımdan bir karşılığı bulunmamaktadır. Davacı, bu kişi hakkındaki iddialarını ancak kendisine karşı yönelteceği bir dava ile ileri sürebilir. Bununla birlikte davacı bu "kişinin ip numarasının" saptanmasını istemişse de, ip numaraları kişilere bağlı bir kavram değildir. Bunun saptanması içinse ancak suç unsuru taşıyan bir internet gönderisinin varlığı gereklidir. Ancak dosyada böyle bir veri bulunmamakla birlikte, bu konunun müvekkile yöneltilen eldeki davayla da hiçbir ilgisi bulunmamaktadır.
3- Davacı, dilekçesinin devamında müvekkilin kendisine karşı yapılan "linç kampanyaları"nı desteklediğini iddia etmiştir. Davalı söz konusu mantık ve hukuk dışı iddialarını birçok şikâyet ve dava dilekçesinde dile getirmiş, ancak müvekkil hakkında davacının kişilik haklarını zedelediği yönünde hiçbir dava açılmamış ve mahkeme kararı çıkmamıştır. Davacının "linç kampanyası" olarak andığı olay, 2009 yılında onlarca tiyatrocu ve yayıncının kendisinin küfür ve hakaret dolu yayınlarına karşı, "küfürsüz yayıncılık" çağrısı ile imzalayıp yayınladıkları bir bildiriden ibarettir. Hukuk kişilerin zihinsel dünyasındaki algılarla değil, somut olay ve kanıtlarla ilgilenir. Ortada davacının "linç edilmek" gibi saldırıya uğradığına dair herhangi bir kanıt ve mahkeme kararı bulunmadığına göre, davacının tazminat talebinin hiçbir hukuki dayanağı bulunmamaktadır. Ayrıca yayınlanma tarihi 2009 yılı olan bu bildiriyle ilgili davacının talep hakkı zamanaşımına uğramış olduğundan davacının böyle bir talebi varsa, buna karşı zamanaşımı itirazında bulunmaktayız.
4- Davacı son olarak müvekkilin kendisine karşı iftira suçunu işlediğini ileri sürmüştür. Davacı, Cumhuriyet Savcılığına uydurma bir dosya numarası bildirerek müvekkilin kendisi hakkında şikâyetçi olduğunu, ancak kendisinin beraat ettiğini iddia etmiştir. Müvekkil hakkında bu konuda İstanbul 24. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2013/201 E sy dosyası ile açılan davada davacının şikâyetine konu savcılık dosyası istendiğinde söz konusu dosyanın taraflarla hiçbir ilgisi olmadığı görüşmüş, bu konuda dosyaya tarafımızca beyanda bulunulmuş, ancak davanın duruşması henüz yapılmamıştır. Söz konusu dosyanın mahkememizce incelenmesini ve eldeki davaya dayanak olması halinde sonuçlanmasının beklenmesini talep etmekteyiz.
5- Davacı, kendisi hakkında onlarca dava açıldığını belirterek, bu süreci de "hukuksal linç kampanyası" olarak nitelemiştir. Davacıya karşı birçok tiyatrocu, yayıncı ve avukat tarafından hakaret ve sövme suçu nedeniyle şikâyette bulunulduğu ve tazminat davası açıldığı bir gerçektir. Söz konusu davaların büyük bir kısmı davacının mahkûmiyetiyle sonuçlanmış, geri kalan kısmı ise halen sürmektedir. Yani davacının iddia ettiği gibi kendisine karşı iftira suçunun işlenmesi bir yana, kendisinin sürekli olarak küfürlü ve kişilik haklarını zedeleyici yayın yaptığı verilen mahkeme kararları ile defalarca tespit edilmiştir. Bu davalardan tespit edebildiklerimiz;
Soma Sulh Ceza Mahkemesi 2011/578 E, 2012/768 K,
Karşıyaka 3. Sulh Ceza Mahkemesi 2012/289 E, 2012/1119 K,
İstanbul 35. Sulh Ceza Mahkemesi 2011/3218 E,
İstanbul 7. Sulh Ceza Mahkemesi 2011/217E,
İstanbul 35. Sulh Ceza Mahkemesi 2011/3131 E,
Trabzon 3. Sulh Ceza Mahkemesi 2012/256 E,
İstanbul 9. Asliye Ceza Mahkemesi 2010/337 E,
İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/650 E, 2013/320 K sy dosyalarıdır.
Ayrıca müvekkilin, davacı hakkında şikâyetçi olarak bulunduğu İstanbul 35.Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2013/311 E sy dosyası ile görülen ceza yargılaması halen sürmektedir.
6- Yukarıda açıkladığımız şekilde, davacı dilekçesinde hiçbir somut vaka ve kanıta dayanmamış, dilekçesinin büyük bir kısmında ise müvekkille ve davayla ilgisi bulunmayan konulardan söz etmiştir. Bu bakımdan davacının yazılı metninin bir dava dilekçesi niteliği taşıyıp taşımadığı dahi kanımızca tartışmalıdır. Ayrıca müvekkilin, davacının kişilik haklarını zedeleyici hiçbir eylemi bulunmadığı gibi, davacının talep ettiği tazminat miktarı da FAHİŞ DÜZEYDEdir. Bu nedenlerle haksız ve dayanaksız davanın reddini talep etmekteyiz.
SONUÇ VE TALEP: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddi ile yargılama gider ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini vekâleten talep ederim.
Davalı vekili
Av. Reyhan KAYIŞLI
imza
***
Oyun'un notu: "ASILSIZ İHBARCI" Demirkanlı'nın da vekilliğini yapmayı uygun gören Reyhan'ın yazdığı "hukuk metninden başka her şeye benzeyen yukarıdaki şey"e kondurulmuş "FAHİŞ DÜZEYDE"yi büyütüp, altını iyice çizerek, kırmızı renk ile belirgin hâle biz getirdik!